bugün

(bkz: küvet deliğinden düşeceğini zannetmek)
- olum seni çöplükten bulduk biz lan! *
büyüyünce hepimizin, doktor, mühendis, öğretmen veya pilot olacağını sanmak, biraz tembellerimiz ise çöpçü olacaktı. arada bir bilgisayar, atom mühendisi, tembeller için topçu-popçu kuşağı geçti.
geçen sene cin bir velede sordum, ne olcan büyüyünce diye, işsiz olmıcam, dedi. babası işsizmiş..
(bkz: casper)
gunesin hep beni takip ettigini sanmak.
yumurtanın sarısını yiyince saçların sarı olduğuna inanmak ve olmayacağını anladıktan sonrada bir daha yumurta yiyememek.
karaşimşeğin gerçek olduğu,
televizyonun içinde küçük insanlar olduğu.
tek kanallı zamanlar. trt nin sıkı yayın politikası yüzünden filmlerde olabilecek tüm açık sahneler kesilirdi. insanlar öpüşür, daha sonrasındaysa kadın hamile kalırdı. bende bir kızı dudaktan öpersem cocuğum olacağını sanardım.
-herkes ölse de kendinizin ve ailenizin hiç ölmeyeceğini sanmak.
-seçilmiş kişi olduğunuza ve dünyanın sizin etrafınızda döndüğüne inanmak.
leyleklerin insan kabilesinin selameti için çalışmasıdır.
camiileri allah sanmak ya da cuneyt arkin in ismini cuney soy adini da tarkin sanmaktir mesela.
türkiye'de yaşıyorsanız mutlu, onurlu, başı dik bir geleceğe sahip olacağına inanmak. ha bir de reklam arası değil de program arası olduğuna inanmak. *
göbek deliginden akan kanın durmayacagına, dedenin sapkasini takinca kel kalınacagına, dislerin 2 kere fircalanirsa dökülecegine, emzigimi kargalarin kacirdigina*, yerdeki siyah ipliğin böcek olduguna...
(bkz: kandirilmak)
ögle uykusuna yatmazsan cüce kalacağin yalani. ne cücesi zebellah gibi olduk, ögle uykusuna yatmadiğim halde. cocugu uykudan nefret ettirmek için birebirdir bu yalan.
olay yıllar yılı öncesindedir. ankara' lı olanlar bilir sıhhiye' nin bir kenarında bulunan abdi ipekçi parkında kocaman bir el heykeli vardır. çocukluk dönemi, anne ile parkın içinden geçilmektedir. heykel görülür; olaylar gelişir...

- anne bu eller niye böyle taştan?
+ bu adam bir gün içmiş içmiş, annesine el kadırmış, allah' ta onu taş etmiş...
- Oovvv... *

aradan seneler geçer. olay üstünden en az 15 yıl geçmiştir. yol yine aynı parkta, aynı heykelin önünden geçer. artık olaya grafiker - resimci gözüyle bakılmaktadır.

-hımm... perspektif, oran orantı, hımm hımmm...

bir anda gözün önünde flaşlar patlar, geçmişe dönülür. o küçükcük kafanla yıllar yılı inandığın şey bir anda anlam kazanır.

(bkz: anneye kalkan el taş olur)

derhal eve gidilir anneye hesap sorulur;

- anne ben bugün bi şey farkettim... sen yıllar evvel beni abdi ipekçi parkındaki elleri annesine el kaldırmış, taş olmuş diye kandırmıştın di mi ?

+ııımmm... evet. nerden aklına geldi o be!

- hayallerimle oynadın kadın!

+ heuehuahe...

derler ki anneye kalkan eller taş olurmuş, hele ki içki içip kalkan eller meydanlara heykel olurmuş. *

Edit: imla
(bkz: sozumu dinlemez isen iğneci gelir) *

#2058100
öğretmenlerin evde de bizi görebildiğine inanmak
gece şeytanın yüze işediğine inanmak
en güçlü ve hızlı arabanın "babanın arabası" olduğuna inanmak
çingenelerin uyumayan çocukları evlerine götürdüğüne inanmak *
yemek yemeyince yemeklerin ağladığına inanmak
görünmezlik kremi * *
''kahve içme bıyıkların kara çıkar'' zaten esmersin başka alternatif yok ki!
inek şaban'ın lakap değil de gerçek isim olduğuna inanmak.
sünnet olduktan sonra pilavı yememem gerektiği.
minarelerin sovyetlere yöneltilmiş kıtalararası füzeler oldukları..
noel babanın varlığına inanmak.
hayal arkadaşları. psikolojik dengesizlikten midir nedir bilmem lakin benim bi tane vardı. adı da 'obyon' du. yemek yerken obyon da yesin, obyon da masaya otursun falan. evet.. sanırım dengesizlik doruklardaymış.
anne: aç oğlum hadi mağrayı bak yoksa mamanı kargalar kapar.
bu szler beraber ağzımızın mağra olduğuna inanırdık bir de kargaların yemeklerimizde gözü olan düşmanlar olduklarına. bu mağra bazen garaj da olabiliyordu. (bkz: çok amaçlı ağız)