bugün

toplumda birinin seni kucuk dusurmesi ve soylecek bir laf bulamaman.
temiz çorap olmadığı için kirli çoraplarımdan birini giydiğim günlerden biriydi. bir kaç kere çırpıp tozunu almama rağmen, koku ayakkabıyı geçip burnuma kadar geliyordu. o gün sunumum vardı ve yine geç kalmıştım. zaten geç kalmasam arkadaşlardan birinin çorabını hacılardım ya neyse...
sınıfa girince hoca sert bi bakış attı ama hocayla aramız iyiydi hemen sunum için hazırlandım. aksilik bu ya kumanda çalışmadı. ne yapsak falan derken hoca sıraya çıkıp cihazın üstünden power tuşuna basmamı istedi. şansa da ön sırada inekleyen kızlar var. tam selpak falan var mı derken çıkar ayakkabını bas demez mi hoca. gerisini anlatmaya gerek yok. unutmamak gerekir ki çorap yırtık da olabilirdi. şükür halimize.
özet: sınav zamanı not paylaşmayan kızlardan intikamım.
regl olduğunda kıyafetine geçmesi ve insanlar tarafından farkedilmesi. üstüne tanımam.
bi gün çıkmışım evden okula gidicem. o zamanlar eczacılık tarafında oturuyorum ekişehirde bilen bilir. neyse evim de okul duvarının hemen dibinde ama giriş kapısına uzak. biz de duvardan atlıyoruz derse giderken. hatta tam böyle atlamalık bi yer yapmışlar demir teller var ama yer atlamaya müsait. sabahları sıra oluyo burda bazen. hatta kadınlara öncelik tanıyo millet amk o derece olmuş orası.

neyse sabahın körü amk çıkmışım bi elimde defter falan yine her zamanki gibi bi iki kişi var, önden geçti biri bende turmandım önce duvara, sonra demiri aşacam amk. bi elde de defter tabi. çıktım tam demiri aşacam bacaklardan birini attım öbür tarafa, diğeri gelmiyor amınakoyim. çektim ayağımı bi iki kere bu sefer öbür ayağım bi kaydı. en son hatırladığım; sağ elim demirden tutuyo düşmemek için, sol ayağım boşlukta sallanıyo, öbür ayağımın paçası demire takılmış ayakkabımın tabanı gökyüzüne bakıyor amk. hayır işin garip yanı sol elimde de defteri öyle bi tutuyorum ki sanki babaannemden kalma vazo amk. aga yaklaşık bi 6-7 saniye o şekilde durdum. aşağıdaki ibneler de gülmekten başka bi bok yapmıyolar amk. mal gibi duruyorum yüzüm yere bakıyo ayaklarım tavana.

en son aşağıdakilerden biri -akıllı çocuk tabi- şey dedi abi sen elindeki defteri at yere ben senin bacağını kurtaracam burdan tabi amk ya diyorum defteri niye tutuyosam sanki elimde ? neyse defteri attım. tamam aga kurtar bacağı dedim. orospu çocuğu laaap diye bi çekti takılan yeri demirden, yaklaşık 3 metrelik yerden yüzüstü yere çakıldım amk.

orospu çocukları duvarın öbür tarafında gülmekten altlarına sıçıyolar ben bileğimin üstüne düşmüşüm can çekişiyorum amk. neyse zaten taşındık o siktiğimin yerinden o olaydan 2 hafta sonra. bu arada 1 hafta falan da bileğim sargıda dolaştım.

bu da böyle bi anımdı.
beyaz pantolona cay dökülmesi.
ıslak banka oturmak suretiyle arka tarafınızın tamamen ıslanması. yanarım yanarım da ''aa bu bank ıslakmış'' deyip benden başka kimsenin oraya oturma mallığını göstermemiş olmasına yanarım.
(bkz: #17107945)
bir fıkra anlatayım, rezil olmaya en iyi hikaye: '' yabancı ülkede bir adam o gün kuru fasülye yemiştir.. eve gelir adamın doğum günüdür. karısı gözünü kapatıp salona alır. dur geliyorum der. adam osurmaya başlar fosur fosur.. karısı gelir doğum günü pastasıyla ve ışığı açar, karşısında akrabaları, arkadaşları, doğum günü kutlaması vardır.. ''

kıza senden hoşlanıyorum dendiğinde olumsuz yanıt almak. ama öncesinde iyi işaretler veriyordun, ne oldu şimdi dedirten durum..

tüp bebek yaparken, şerefsizlerin başka herifin spermini kullanmaları..
ergenlik çağında:
Lüks bir restoranttasınızdır ve wcler erkek- kadın aynıdır. Ele biraz sabun alınır ve içeri girilir. Kapıyı kilitlersiniz ama o çevirme kolunu yarıya kadar getirmişsinizdir ve kilitlenmemiştie ardından 31 çekerkene içeri genç yaşlarda bir kız girer ve ardında çığlık...
8. sınıf falandım herhalde o zaman, batuhan diye bir sevgilim vardı.
bilen beni bilir burnumun şarıl şarıl akması için havanın çok az soğuması yeter, elimden hiç peçeteler eksik olmaz.
biz batuhanla çıkıyoruz falan oo çok mutluyuz, her tenefüste el ele tutuşmalar falan, nasıl romantikli anlar yaşıyoruz anlatamam sözlük.
bir gün yine ders çıkışı el ele tutuşmuşuz dolaşıyoruz. -söylememe gerek var mı bilmiyorum ama ben çok fena gribim, burnum falan nasıl akıyor-
okulun bahçesinde bir bankta oturduk başladı ilk aşkım espiriler yapmaya, bende cilveleşecem ya kikir kikir gülüyorum. sen tut en hazırlıksız anımda beni tekrar güldür. tam gülmeye başladığım an bir anlık nefes alamama ile burnumdan sümüklerim resmen baloncuk olarak dışarı çık.
olur mu hiç, yapılır mı?
siz hiç sevgilinizin yüzüne; burnunuzda sümüklerle oluşmuş bir baloncuk varken baktınız mı?
ben baktım.
ve o gün son görüşmemiz oldu, ayrıldık.
sınıfta öğrencilerin önünde yarım saat fermuarı açık ders anlatan ben bu konuda epey bir iddialıyım. Allah'tan kurtuldum o okuldan. Şimdi yolda yürürken 10-15 defa kontrol ediyorum aynı şeyi yaşamamak için.
(bkz: klasik koşullanma)
kızların yanında kapak olup sonra hiçbir şey yokmuş gibi muhabbete devam etmek...
Dünden kalma pornonun telefonun oynatma sırasında kalması ve ergenlerin otobüste ilk açışta ahhha yeahh anhsbshxs gibi haykırma yarılma karışımı bağırışların duyuması.
Burun aktığında peçete bulamadığımız andır.
sınava yetişmek için acele edip minübüse hızlıca bineyim derken pantolonun yırtılması.
tam sevişirken sevgilinin eve gelmesi, kız kardeşini çıplak görmesi aynı esnada ikisinin saç saça kavgaya tutuşması sese gelen ve kapıyı açık bulan komşuların eve doluşması ve güne gelen ayşe teyze, fatma ablanın filan beni çırılçıplak gızları seyrederken yakalamaları. evet.
parasını peşin alıp siparişi verilen kat kaloriferi sistemini başka bir daireye yaptığımı müşterinin önünde anladığım andır.
sözlükte yazmaya yeni başladığım sıralar bir bayan yazarlar tanıştım. msn falan derken biraz samimi olduk ama am göt meme üçlüsünden bahsetmiyoruz. o sıralar halı saha da kolumu incitmişitm sargıdaydı.
ona şu an tek elimle yazıyorum sana dedim. aldığım cevap karşısında şok oldum. iğrençsin dedi ve engelledi beni.
bütün sınıfların karışık oturduğu bir sınavda, sınavın en sessiz anlarından birinde derin nefes alma ihtiyacı hissetmek. yanındaki çocuğu çıkabilecek sesle rahatsız etmemek için burundan değil ağızdan nefes almaya karar vermek. nefes alma anının tam da geğirme anına denk gelmesi. ağız açıkken birden kapayamamak ve geğirme sesinin sınıfta açık seçik yankılanması. allahtan sınavın bitmesine 5 dakika vardı lan.
abazanlıktan saatin "a.m." kısmına bakılarak mastürbasyon yapılan zamanlar olabilir. içine girecek bir şey yok, bare yer yarılsa da içine girsem diyebilir insan.
"bak bak şimdi napıcam" deyip, osururken altına sıçan arkadaşımın gerçekleştirmesi gereken fiil.
pussy fart.
ortaokulda falan sigara içerdim. hususi bir marka tutkum yoktu, envai çeşit sigaradan içerdim. nasıl bi arkadaş çevrem de varsa herkes keşti amına koyim. okulun tuvaletinde mavi önlüklü çocukların önünde sigara içerdik. öyle tutkuyla bağlıydım sigaraya. içerken bir heyecan bir heyecan sormayın. bu heyecanı yaptığım aksiyonlarla da katlardım. peşime sokak köpeğini takardım çıkılacak ağaç kovalardım mahalle mahalle gizli gizli sigara içmek için.

ortaokul bitip de liseye geçtiğim yaz trabzon'a köye gittik. sigara içememekten korkuyorum. nasıl yapsam nasıl yapsam derken köy minibüsünü beklernek karşı komşunun veleti var minibüste. benimle yaşıt ama saf biraz. "gel bakim" dedim. dedemin verdiği harçlığı verdim buna, "git" dedim, "bi paket ballıca al gel." şaşırdı gözüme bakıyor saf saf. korktum bi an bizimkilere söylemesin diye. "dedeme alıyorum hadi fırla" dedim. gitti aldı geldi sigarayı.

köye çıktık, bi köpek de orda buldum yavru. besliyorum bunu, sigara falan içirmeye çalışıyorum. öyle aşığım amına koyim sigaraya. öte baş beri baş geziyorum köpekle sigara içe içe boş köy yollardında. bi gün yine sigara içicem, ağaçta içeyim, dedim kendi kendime eski günleri yad etmek babında. köpek yine peşimde tabi, aldım köpeği soktum tişörtün içine çıkıyorum elma ağacına, elma ağaçları güzel olur, tam tırmanmalıktır yani, bir de güzel dal bulduysanız orda rakı sofrası kurun o derece. neyse, köpekle çıktım hayvanı oturttum kucağıma yaktım bi sigara içiyorum.

hayvan tabi yüksekte huysuzlanmaya başladı, "al" dedim, "stresini alır" hayvanın ağzına sigara sokuyorum. canım sıkılıyor köy yerinde zaten, dedim bir de 31 yapıştırim hazır ağaca çıkmışken. çocukken 31 çekmediğim ağaç yoktur benim, armut, kiraz, elma, incir. hele bi armut ağacı vardı 6. kata kadar çıkıyordu. tırmanır liseye giden kızın odasında çekili perdeye bakıp 31 çekerdim. çocukluk işte, o bile tahrik ediyordu. kıza yakınım düşüncesi falan. ahah. neyse, ağaçta çıkarttım ufaklığı okşuyorum. hayvan da kucağımda tabi, diğer elimle onu tutuyorum bacağımın üstünde düşmesin diye. başladım tokatlamaya. kasıldıkça tabi hayvanı da sıkıştırıyorum, hafif hafif sesler çıkartıyor köpek. fakat tek derdim ağaçtan düşmesin. tam zirveye yaklaşıyorum, ağzımdaki sigaradan dumanı çekip çekip bırakıyorum seri bir şekilde, köpeği de sıkıyorum hafifce yine istemsiz.

bir anda anneannemi sesini duydum,

"allahım al canımı allahım al canımı" diye bağırıyor kadın. bi baktım kadın elma toplamak için gelmiş karşı komşuyla beni izliyorlar. allah belamı versin de kurtulayım dedim ya. utancımdan yerin dibine girdim. "ulan 31 çekerken gördüler beni ya, sigarayı görmemişlerdir inşallah" falan diye dua ediyorum içimden.

ağaçtan inene kadar dayımlar, dedem falan herkes geldi zaten anneannemin provokasyonu sayesinde. ağır ağır iniyorum, köpek koltuğumun altında. kimsede çıt yok. indim ağaçtan, sigara kokuyorum leş gibi anlamışlardır, "şimdi dayağı yedik" diye korkarken. kimse bir şey demedi. şaşırdım tabi, kızmaları lazımdı. baktım ortam hoş, sıvışayım dedim. gittim yine bir iki turladım hayvanla, yılan falan öldürdüm eve geldim, köy evi kapısı açık 7/24 girdim içeri mutfakta dayım arkadaşına;

"annem bizim yeğeni köpek sikerken ağaçta yakalamış. napıcaz abi biz bi akıl ver?" derken duydum. "oh be, sigara içtiğimi anlamamışar." diye sevindim çocuk aklımla. aradan bir kaç sene geçti, köye geldik yine. o dayımın beni köpek siktiğim için derman aradığı komşunun köpeğini sevmeye gittim. tam hayvanı kucağıma aldım, herif evin camından atladı geldi hayvanı aldı kucağımdan.

"noluy...." demeden jeton düştü bende. hemen eve girdim çantamı alıp kaçtım köyden. o günden beri de bir kere bile gitmedim köye.
Eşi ile ultra lüx bir mekanda yemek yerken yapılan sohbet arasında geyirmek .
Marketin cam kapısı açık sanıp (adamlar temiz) hızla çıkarken cama gümletmek.