bugün

Çok kötüdür ama yenenlerin de çok bir şey kazanmadığını fark edince kafaya çok takılmamaya başlanır.

Sonrası kaybetmiş insan psikolojisiyle ölmeyi beklemek zaten.
Eskiden olsa kaybetmemek için var gücümle savaşırdım. Yenilmeyi yediremezdim kendime. Bazen bakış açını değiştirmek gerek şu hayatta. Yenilmek de bir kazanım aslında. Çok çalışıyorum ama olmuyor demek yerine neyin eksik olduğuna odaklandığında sadece bir sonraki seferi değil tüm geleceğini kurtarabiliyorsun.
herkes yeniler ama önemli olan yenilmek değil kaç kere denediğın kaç defa yenilmene rağmen ayağa kalkıp yoluma devam ettiğin herkes yenilir herkes kaybeder önemli olan yenildikten sonra kaç defa ayağa kalkıp yoluna devam edebildiğinde.
iyi geceler sözlük bir kez daha uykuya yenildim.
Almanlar "sonu iyiyse hepsi iyidir" der.
Yahudiler calar cirpar sonunda telef olur, alman yontemi daha tercih edilesi.
görsel
Aslında çok kolay, gerçek mesele ise yarışmak.
kendini bir baskasinin midesinde bulmak.
Cok buyuk seylerin baslangici olabilir.
"yenmek" in ilk adımıdır.
kolayca kabul edilmeyen hede.
güzeldir. tabi tekrar ayağa kalkarsanız.
kaybetmek, başaramamak ve ulaşamamaktır.
her yenilginin insana bir şey kattığı, yeni bir şey öğrettiği düşünülürse; önemli olanın yenilgi değil kime yenilindiği olduğu ortaya çıkar. bazı yenilgiler çıkışa yol açarken; bazı aşağılık yenilgilerde intihara yol açar.
insan yenilince tükenmez. pes edince tükenir.
bilgisayar oyunlarında bunu hazmedip hazmedemediğinizi öğrenebilirsiniz. şimdi cm 03-04 te charlton ile yenilmek koymaz adama değil mi, ama atıyorum chelsea ile arsenal e yenilmek, kaybetmek koyar adama. yarı final öncesi oyunu kaydedip, kaybedince çıkıp tekrar girme hikayesi mesela..

şu sonucu çıkartabilir miyiz:

zirvedeyken insana batan, egolarını kırbaçlayan, istenmeyen, kazanıp zevkin doruklarına ulaşılmasına engel olan, birilerini kötülemeye yarayan sinir harbi. içindeki canavarı çıkartıyor bir nevi.
bir daha denemenin ilk aşamasıdır.
bazen aşka yenilmek, bazen kendine bazen de hayata...
kazanmaktır.

edit: eksilenmiş, o zaman yarım anlatmışım. ölmenin yeni bi hayat başlangıcı sayıldığı bi dünyada evet yenilmek kazanmaktır.
bazen kabullenmek gerekse de yenilmeye alışmak kötü alışkanlıktır.
güç yetmemesi durumunda ortaya çıkacak sonuç.
mağlup olmak.
aşkta bile acı çekmenin asıl sebebidir.
kazanmaya giden yolda ilk adımdır.
mücadele edilen, savaşılan, istenilen herhangi bir olgu, kişi, durum veya soyutlaşmış birimi kaybetmektir.

ego, narsism. . .

istersin ya birini, bu keşke benim olsa dersin. esasında ego yatar bunun altında. o senin için biçilmiş kaftandır sana göre. oturup muhabbet edebileceğindir. sarılıp uyuyabileceğindir. geleceğin olsun isteyeceğindir. hayatının yarısı hatta geri kalan hayatının tamamı olsun isteyeceğindir. egondur bunu isteyen. yalan yok. herhangi biri değil de onu seçtiysen çünkü, o iyidir çünkü, o senin herşeyin olmayı hakediyordur çünkü, ya da sen onun olmayı hakediyorsundur belki.

anlaşılamayan, şiirsel nitelikte, karışık şeyler yazmak istemiyorum esasında buraya. birşey anlatmaya çalışıyorum.

bir ortam düşünün, paranın getirdiği zoraki huzur, etrafınızda birçok kişinin taş diye nitelediği bir çok kız. öyle bir ortam ki, burası türkiye değil. öyle bir ortam ki, bu yaşam değil. isimlerin önemi yok. insani niteliklerin de keza. gezmek, eğlenmek, sarhoş olmak, para harcamak... gerisinden habersiz yaşamak. aileyle kopuk ilişkiler, cinselliğe dayalı birliktelikler, kullanılmak için hiç çaba gösterilmeyen akıllar. içinde bulunduğunuz ortam bu olsun. ama siz, ne kadar çok da olsa, cebinizdeki her kuruşun değerini bilmeye çalışın, taş değil de, kalbinizin her zaman onun için atabileceği bir kız arayışında olun, sarhoş olmak için içmeyen birisi olun ama siz, ailenize aşık olun, siz bebek starbucks'da oturmaktansa, çevre yolunda köpeğinizi gezdirmeye tercih edin, siz club'a gitmektense bisikletinize atlayıp kilometrelerce yol alın amcanızla, babanızla. ama mutlu olun, 25 lira ödeyerek bir çoğunun tadına bile bakmayacağınız peynir, zeytin vs çeşitleri içerisinde, çok güzel bir mekanda brunch yaparken birden bire mutlu olun. bisikletinizle ege'de yol alırken, 5 liraya kiraz sattığı için sevinen çocukları düşünüp mutlu olun. siz o 5 lira için mutlu olur muydunuz? bu durumda yaşayan herhangi birisi o 5 lira için kafasını bile kaşımaz. ama siz mutlu olun.

içinde bulunduğunuz ortamda pollyanna misali, saçma sapan mutluluklar üretirken, hayatınızı ciddiye alın, bakın ki çevrenizde anneniz misali evlenebileceğiniz kimse yok. yeri gelince ciddi, yeri gelince esprili, oturup konuşulabilecek bir dişi yok. aşık olmak zorunda hissetmemeye bakın, yanılmamak için. gel gelelim, zaman içinde sanal bir ortamda biriyle tanışın. yazdıklarını okuyun, mesajlaşın, sohbet edin. her anlattığınızı dinleyen, her cümlenizi anlayan bu da yetmezmiş gibi cevap verebilen birini bulun. ne büyük bir tesadüf sizin için. sizi dinleyebilen biri oldu artık. bisiklet gezilerini, köpek gezdirmelerini saçma bulmayan birisi. sevmeyeceksin, aşık olmayacaksın da ne yapacaksın? ne önemi var uzakta olmasının? ne önemi var adının?

beklerken geçen zamanı, bir anda gecenin bir yarısı. dersin kendi kendine, lan saniye ne kısa ve küçük bir zaman birimi, bunun binde birini zorlasam geri getiremez miyim? deniyorsun ama olmuyor. deniyorsun olmuyor. acizsin ki o kadar, saniyenin binde birini bile geri getiremiyorsun. bulunduğun duruma bakıyorsun, açılmalıyım diyorsun. kafanda mantıklı, belirli belirsiz kurduğun bir yığın cümleyi, gelip sözlükte özel mesaj özelliğini kullanarak gönderiyorsun. ne kadar saçma oysa, sözlük lan bu, sana kız mı bulacak illa. fiberoptik kablolar mı iletecek duygularını, sözlük mü sağlayacak ona sarılmanı, facebookta mı beraber video izleyeceksiniz?

ve bu engellerin gerçekleşmesi... bu engelleri aşmak için ne yapmanız gerektiğini bilmemeniz ve belki karşılıksız yere duygusallık yaşamanız.

kaybetmek işte.

yenilmek. ben yenildim. ve bu maçın uzatmaları hiç olmadı.

edit ki ne edit: elimde patladığına deliler gibi sevindiğim ilk ve tek entrymdir. 20 nisan günü itibariyle iş bu entry hükmünü kaybetmiştir. ilgisini esirgemeyen herkese teşekkürler.
adama fena koyan durumdur. bir başka versiyonu da maçta yenilmektir. hele de maça önde başlayıp yenilmek daha da beterdir.