bugün

dede değil sadece babalarda bu konudan bahsediyor malesef.
artık bir gözü değil iki gözüde toprağa bakan dedenin sözü.
başına gelecekleri bilerek sessiz çığlıklarla af dileyen günahkar ademoğlu halleri.
psikolojik bir yaklaşımla insanın korktuğu bir olaydan sık sık bahsetmesi durumudur. ölümden korkan kişi yaşlandıkça, daha sık hastalanmaya başladıkça ölümün yaklaştığını düşünür. ölüm anı ve sonrası için hiçbir fikri olmadığından şiddetle korkar. ve sanırım ölmeden önceki son zamanlarını, çevresindekilere ölümün yaklaştığını hatırlatarak istediğini yaptırmak için kullanabilir.
aklın başa geç gelmesi durumudur. yarın sorarlar adama:
1- Ömrünü nerede tükettin?
2- Gençliğini nerede geçirdin?
3- Malını nerede kazandın, nereye harcadın?
4- ilmin ile (bildiğin ile) ne amel ettin?
vasiyetini açıklamalıdır.
seksensekiz senesinde doktorların 3 ay ömrü kaldı dedigi, ancak bahcedeki horoz sesine bile gülen gözleriyle, hayata bakısı, morali ile hala saglıklı bir şekilde hayatına devam eden dedemden geçenlerde ilk kez duydugum sözdür;

+ dede nasılsın yahu ?.
- ne yapalım be oğlum, kilometre dolduruyoruz.
bu başlığı açan ve başlığa yazanlar da dahil olmak üzere bir gün herkesin olabileceği kişi...
(bkz: korkunun dağları sarması)
ölüme yakın olmasından dolayı normal olan dededir, tevekkül sahibi ise kabullenmiştir ölümü.
yaşayaceğı en son sonu kabullenme aliştırmaları yapan dede.
sadri alışık'ın seneler önceki bir televizyon programında söylediği şakayla karışık "maç tamamlandı; uzatmaları oynuyoruz" gerçeğini farketmiş dededir. ağlatır.