bugün

kendisiyle güzel iddia yapabileceğiniz yarı yarıya şansınız olan şey.
genelde ortaokul bebelerinin kumar oyuncağıdır.
Yazı tura oynarken ben.

görsel
On kez yazı-tura atarsanız, onunda da aynı tarafın gelme olasılığı 1023'te birdir.
Bugün izlediğim 2004 yapımı Türk filmi.

Bu film şuanki imkanlarla çekilse tadından yenmez olurdu.Aynı gerçekliği yakalayabilir miydi emin değilim.Yine de senesine göre gayet güzel bir film.izleyin,öneririm.
olgun şimşek' in nişanlısıyla olan sahnesi hafızalardadır:

+ nörüyon ?

- nörem..

+ annenler nörüyo ?

- nörsünler..

+ baban nörüyo ?

- nörsün..
özellikle güneydoğu’da çatışma görmüş, gazi olmuş vatan evlatlarının askerlik sonrası gerek psikolojik gerek sosyolojik yaşantısında ne gibi zorluklar yaşadıklarını güzel aktaran bir film.
Ya filmin konusu güzel, oyunculuklarda iyi de, abi o dijital kamera işi hiç iyi olmamış. Hani bazı yerlerde kamera o kadar çok sallandı ki, bıraktım filmi midem bulandı.

Sinema sanatı zor, zanaatı da zor. Hani öyle her eline kamera alan film çekmemeli, yoksa böyle sonuçlar ortaya çıkıyor.
istisna-i bir türk filmidir.
karar vermediğinizde imdadınıza hızır gibi yetişir.

he bozukluk yok mu o zaman son çare taş kağıt makas.
Uğur Yücel'in digital kamera ile çektiği, çok hassas meselelere temas ettiği iki karekter üzerinden ülke fotoğrafı çektiği bol ödüllü filmdir.
Parayı attığımda hep dik gelir. işte ben böyle cenabet biriyim.
Rıdvan'a annesinin "guzum yimağini yi de geri yat" dediği film. tatlı..
Arada aklıma gelen final sahnesi ile bugün bile hatırlanan bence türk sinemasının en önemli filmlerinden biri.

Yanlış anlaşılmasın çağan irmak filmlerini de severim ama popüler olma iddiası ile aglatma garantisi adı altında çekilen gişe filmlerinin sinemaya hizmet etme iddiasında olduğuna inanmıyorum.
bugünlerde değeri daha net anlaşılan film.
Tarihi taa Jül Sezar'a kadar uzanan "karar verme" uygulaması.
kısa ve son derece ilginç tarihi:

http://on.fb.me/1M2gAb0
en iyi yerli filmlerden biridir. istanbul'un o karanlık taraflarını çok iyi yansıtmıştır.
Fazla iyi bir film. Türkiyede konu ile ilgili nefes ve dağ gibi filmler yapıldı ama post travmatik stres sendromu boyutuna değinen ilk belkide tek filmdir.
Filmin sonunda askeri araç görülür. Doğu'da savaştıkları anı hatırlatma amaçlı. lakin detay olarak plaka 34 ile başlar. Askeri araçlar bulundukları şehrin il trafik koduyla başlar. Küçük bir detay.

http://galeri8.uludagsozl.../482/yazi-tura_764043.png
yazı tura'nın kutsal bir anlaşma olduğuna inanılır. genelde markete gidecek kişiyi seçmek için kullanılır.
uğur yücel'in digital kamera ile çektiği ve birçok meseleye ucundan ucundan girdiği gerçekçi sinemanın önemli filmlerindendir.
--spoiler--

Ben istanbullu cevher, hayalet cevher. Hayatım makinalarla geçti. trikotajda çalıştım, tornada çalıştım... şimdi de elimizde makina burada savaşıyoruz... Askerden dönünce çiçekçi dükkanı açacağım, mis gibi kokacak hayat.

Göremeli şeytan rıdvan. Futbolcuyuk esasında. Fenerbahçeli şeytan rıdvan var ya ona benzetirler beni. Askerden sonra denizlispor'a transfer olacam. Ondan sonra fenerbahçe olur mu? Olur, kısmet... Hayır yani bizim de kendimize göre hayallerimiz var...

--spoiler--

Olgun Şimşek'in doğallıyla beni benden aldığı 2004 yapımı Uğur Yücel Filmi. Sevgi, dostluk, askerlik, askerlik ertesi sorunlar, doğu- batı, kürt- türk, türk, yunan, bağımlılıklar, hayat kadınları, travestiler, hastalıklar... bir çok konuyu iğreti durmayacak şekilde işleyen güzel bir film.

Askerliğini doğu'da yapan iki gencin(gazi), başına gelenler filmin konusudur. Askerliğin ve o çatışmanın ne kadar insanı etkilediğini insan bir kez daha görüyor. Allah'a şükür son senelerde böyle durumlarla daha az karşılaşıyoruz; ama bizim ülkede hemen hemen bir çoğumuzun tanıdığı, yakından uzaktan bildiği, duyduğu kişiler bu filmde anlatılanlara benzer yaşamlar sürüyor\ sürüyordu. bir insanı öldürmek, ölmek, sakatlanmak, çatışmaya girmek... bunlar kolay şeyler değil.

Film boyunca sahnelerle birlikte akan ağır, hüzünlü ve ağıtvari müzikler gerçekten filme çok uyuyor. ayrıca nasıl bir çekim tarzı kullanılmış bilmiyorum ama gerçekten de izlediğim diğer filmlerdeki gibi kamera olaylara sıradan bir bakış açısıyla değil çok ilginç bir açıyla bakıyor. özellikle filmin sonuna doğru cevher'in abisini kurtarmak için girdiği kavgada, kameranın birden cevher'in bakış açısına geçmesi daha önce hiç karşılaşmadığım bir güzellik olmuş.

Babasını kaybeden rıdvan ile annesini kaybeden cevher'in hayallerine vasıl olamamaları insanı gerçekten üzer. Hele rıdvan'ın o insafsız ve vicdansız nişanlısıyla dostunun attığı kazığın ertesinde intihar etmesi ve annesinin onu araması insanın gözyaşlarını tutamadığı sahnelerdendir.

Rıdvan'ın annesini oynayan kadının(adını bilmiyorum) oyunculuğu gerçekten filmdeki en iyi oyunculuklardan birisi. oğluna seslenişi, onu arayışı, buluşu, destek oluşu... öylesine sahici bir tip olmuş ki eğer o kadın bir yerlerden en iyi kadın oyuncu ödülü almamışsa ülkemizde düzenlenen sinema festivallerinin çok lüzumsuz ve insanları tanımaktan çok uzak olduğunu söylemekten çekinmem.

Kenan imirzalıoğlu'nun oyunculuğu ise yükselişte olmakla birlikte bahsettiğim kadın ve olgun şimşek'in yanında bir mana ifade etmemektedir. Deli yürek dizisindeki ile kabadayı'da ki oyunculuğu arasında bir oyunculuğu vardır.

bir zamanlar bir yerlerde kesişmiş ve daha sonra ayrılmış iki farklı hayatın hikayesinin anlatılırken, izleyici daha önce izlediği filmlere, dizilere ve okuduğu kitaplara dayanarak doğal olarak bu hayatların tekrar bir yerden kesişmesini bekliyor. Rıdvan ve Cevher'in hikayesinin tekrar kesişmemesi aslında bizi bildiğimiz durumun dışına çıkarıyor Yönetmen böyle bir şeyi neden yaptı bilmiyorum; fakat bu senaryo gerçekliğe -izleyicinin beklediğine göre- daha uygun düşüyor. bunun eleştirelecek bir tarafı yoktur. şunu anladım ki normallik kanıksamadan başka bir şey değil. ne kadar biz bir şeye alışırsak, o kadar normal oluyor.

Filmin tek eleştirdiğim noktası rıdvan'ın hikayesinin biraz daha uzun olmaması.
Beşiktaş Çarşı da bir fiil gittiğim sakin, güzel mekan.
uğur yücel'in rıdvan'ın hikayesiyle türk-kürt, cevher'in hikayesiyle türk-yunan sorunlarına el attığı filmdir. modern türk sinemasının en iyi filmlerinden biridir. sadece etnik meseleler değil terör, deprem, işsizlik, taşra hayatı, eşcinsellere yönelik baskı gibi konulara da el atılmıştır.
türk sinemasının köşe taşlarından biri.

uğur yücel e sorulması gereken tek bir soru kaldı bugün bu film hakkında.

acaba bu filmi yeniden çekmeye karar verseydi olaylara yine sadece olgun şimşek in oynadığı rolden mi bakardı? yoksa dağda öldürdüğü lise aşkının hikayesine de bir kaç dakikayı ayırır mıydı?
benım hayatım bitmiş, ölmüşüm ağlayanım yok,çok perişanım,çaresizim diyen varsa bu filmi izlesin ve sussun.
tanım: uğur yücel başyapıtı.