bugün

ülkeme.zira vatan elden gidiyor memleket yangın yeri millet uyuyor.
istiklalde soğuk havada mızıka çalan çocuğa . Biz kat kat giyinmemize rağmen üşüyoduk . Çorabı bile yoktu ayağında.
her ne kadar, bu entry'i bir çaylak olarak yazıyor olsamda, çaylaklara, dolayısıyla kendime acıdım.
ekmeğini yiyen, ağlamaktan yorgun düşen küçücük savaş maduru kıza;

adana'da otogarda otobüsümü bekliyordum. ben her zaman bir saat önceden otogarda beklemeye koyulurum. tuvaletti, sigaraydı, arayacağım kişilerdi derken anca hazırlanıyorum. o gün de tam sigaramı içerken, bir anne ile küçük, daha küçük ve küçücük olmak üzere üç tane kız çocuğu vardı. kızlardan en büyük görüneni ( 8-10 yaşlarında gibi ) annesinden sürekli fırça yiyor ve ağlıyordu. annesi pis bir poşetten parmak kadar ekmek çıkarıp kızlarına veriyordu. yine bu büyük olanı ekmeğini küçücük lokmalarla, sanki hiç bitirmemek ister gibi ısırıyordu. suriyeli olduklarını biliyordum ama ne konuştuklarını anlamıyordum. ama öyle his vardı ki annesi '' yeter, çok yeme, kardeşlerin de aç '' dercesine ekmek parçalarını büyük kızdan alıp daha küçüklerine veriyordu. artık kız o kadar ağlıyordu ki, ben de ağlayacaktım az daha. gözümün önünde toplasan bir ekmek olan parça parça ekmek, bir o ağızdan diğerine gidiyordu. daha küçük olanlar kendi arasında şakalaşıyor, eğlenebiliyordu ancak büyük olanıysa hiç öyle değildi. gözleri donuk, dudağı titrek bu da yetmez miş gibi gözünün önünde satılmak üzere dizilmiş tablada yo-yo denen ışıklı oyuncağa bakakalmış, elinde salya-sümük olmuş bir pide parçası kesinlikle bu durumu sorguluyordu; evimizi yaktılar, yıktılar, kaçmak zorunda kaldık, başımızda babam yok, bir ekmeğimiz var ama dört kişiyiz ve ağlamaktan da açlıktan da ölmek üzereyim...
Kendime.
dindarlara.
ömür dediğin programını izledim,
eşiyle çocuğu olmamış, gençlik yıllarında evlatlık edinmişler, zaman geçmiş oğlu koca adam olmuş evlenmiş, sonra babasına yol görünmüş,
şimdi huzurun evinde,
şimdi hayata dair tek pişmanlığım; neden karım ölünce 2 sene içinde evlenmedim ki !
bi de oğluna esef ediyor,
evden kovuluşu hakkında ise diyor ki "ben size ne yaptım"
88 yaşındaki dedenin durumu beni çok müteessir eylemişti.

bir gün gelecek biz de öyle olacağız, allahım hayırlı kişilerle karşılaştırsın, hayırlı evlat nasip eylesin.
Kendime.. Çünkü başkalarının işi için kendimi yırttım. Onlar ise bacak bacak üstüne atıp beni izlediler. Bir daha aptalca davranmayacağım.
ayten gökçer'e. o açıklamayı yapacak duruma gelmesine acıdım.
karamanda madende mahsur kalanlara.
Yalancı ve çirkef bir kadına müsamaha ve sevgi gösterdiğim için kendime.
geçen yine kendime acıyorum sözlük.