bugün

Herşey bitmiş giden gitmiş kalan mahçup bitkin yaşamaktayken farkına varmaksızın hayatına dokunan birilerinin olduğunu fark edebilmiştir.
düğünde aldığım altının boşa gittiğini düşünüyorum mesela. dönüşü olmayacak.
yalnızlığa dair süslü süslü anlatımlara bitiyorum.. yüksek dozda yalnızlık sandığınız gibi matah bişey değildir, çok tehlikelidir..

Aşırı dozda ve sürekli yalnızlık tamamen içe dönüp dış dünyaya yabancılaşmayı, zamanla uyaran eksikliğinden gerçeklikten kopmayı ve ardından şizofreniyi getirebilir.
Yalnızlığın aslında var olmadığını mutsuzken once onu hissettigimizi sonra kabullenip ona odaklanıp sabitlrdigimizi dusunuyorum. Cunku sokakta kalmış kimsesizler dışında kimse gercek anlamda yanlız değil bana göre. Hissediyor muyum dibine kadar ama hissettigim icin oldugnu biliyorum. Belki de son evre budur. Varsiniz tabi ama yoksunuz bence.
Ağlayarak otuzbir dir.
yalnız başına ranked girmektir.
görsel
Mitoz bolunecegim, az kaldi.
Yalnız olduğunun farkına varamama evresidir. Duvarlarınla konuşmaktır. Sonbaharla buluşmaktır her akşamüstünde. Karanlığın her tonunu sevmektir. Sessizliğin ses oluşunu duyabilmektir.

Kimse tarafından duyulmamak ne acıdır bilir misiniz? Serçe parmağını masaya vurmaktan daha çok acıtır. Her dakika, yarana dökülen bir tuzdur aslında. Çığlıklarını kim duyar ki? Ne çok kelime birikir kalbinde bilir misiniz? Ruhunun cümle mezarlığına dönüşüne şahit olursun gün gün, saat saat. O mezarlığın girişinde ise bir sahte tebessüm durur öylece.
Alısmaktır. Hayatına uzun süreli birini misafir edemezsin. Yalnızlığını ulaşılmaz bir sevgili gibi özleyiverirsin.
en son ne zaman biriyle konuştuğunu unutursun, boş odada saçma entrylere gülerken kendi sesini duyup garipsersin.
Yalnizlik huzur kokan odan gibidir. Odana girince mutlu olursun, aklindan ne gecerse onu yapabilirsin cünkü odandasin ya, yalnizligida öyle yasayabiliyorsan son evresindesin demektir.
Köpeğine sarılıp uyumak, nefes alışverişine şahit olmak
Manita yapmadan hemen önceki evredir.
Yalnızlığımın hiç farkında değildim, ta ki o bile gidene dek. işte o zaman anladım koskoca dünyada aslında ne kadar yalnızmışım. Çok koymuştu bana onun gidişi. Bir kader, hep ayrılıklar ve yalnızlıkla yazılmış olabilir mi?

Artık çok yalnız hissediyorum yokluğunda. Gidişindi en yalnız hissettiğim saat. Ah birde birbirimizi sevmiyor muyduk? Severken ayrıldık. Maalesef. Ümit kalmadı, kalamazda bir daha.
kişiden kişiye göre değişebilir. kimisi şizofreni olabilirken kimisi de intihara kalkışabilir. ama kanımca umursamamazlıktır. hayatında ne olursa olsun hiçbir şekilde heyecanlanmayı bırak ''ne oluyor lan '' bile demezsin. onca şey yaşamış ve görmüşsündür ki artık yalnızlık senin gölgen olmuştur.
içinde bulunduğum evredir.

Belirtileri
1-) hissizleşmek
2-) duygusuzlaşmak
3-) şaşırmamak
4-) kendi kendine yetebilmek yalnız olduğunun farkına varmamak.
yanlızlık bir seçim olmadığı zaman güzeldir.
yalnız değil yanlız.
Kendini bile dinlemek istememek. Sürekli uyumak. Rüya gördüm yalnızlığım bozuldu diye ağlamak.
prens'teki 'e' gibi olmaktır.
yeniden yalnız kalmak-bırakılmak için, hiç akıllanmadan tekrardan birisiyle biz olabileceğimizi zannedecek salaklığın zuhur etmeye başladığı andır yalnızlığın son evresi.
halbuki ne güzel bir laftır: "sen sen ol, asla biz olma..."
Yalnız ölmektir.
Vurdurmaktır.
Hep yalnızsındır. Ayda yılda belki 1-2 yılda bir birileri girer hayatına, hayatını alt üst eder ve gider. Alışmışsındır o birilerinin varlığına ama onlar da durmaz giderler ve yine eski yalnızlığınla baş başa kalırsın. Kendini aynı Semih Şentürk gibi hissedersin. Haftalarca, aylarca kulübede yalnız oturup sahada olup biteni izlersin. Sonra birisi gelir seni sahaya davet eder 5-10 dakika oynarsın sonra gün gelir o gider ve tekrar kulübeye mahkum kalırsın.