bugün

insanın kendisine sunduğu en büyük lüks.
kalabalıktan nefret eden kendisini ve birkaç arkadaşı ile yaşammını geçiren insandır.
ayçekirdeği dolu tabağı sakin sakin yemektir. *
eğer evinize gelip gidecek arkadaşlarınız varsa, dünyanın en harika şeyi olsa gerek. 1 haftadır yalnızım, olmadığım kadar mutluyum!
tamam abarttım ama mutluyum yani..

ses yaptın derdi yok, ışığı kapattın derdi yok, ortalığı dağıttın derdi yok..
anaaam pek güzel!*
hayatta başa gelen güzel şeylerden biridir.
yakında başa gelecek olandır. hazırlıklarar tam gaz devam edilendir.
haftanın yedi günü eviniz boş kalmaz. morali bozulan gelir, keyfi yerinde olan gelir, sevgilisini kapan gelir, sevgiliden ayrılan gelir, kimisi öylesine gelir, kimisi geçerken uğrar, kimisi anne babasıyla kavga eder gelir, kimisi evden kaçtığından gelir ve bu böyle uzar gider. ama istisnasız hepsinin elinde ya şarap şişesi ya vodka ya da bira vardır.

buradan sesleniyorum arkadaşlarıma; karnım aç ibneler, yiyecekte getirin bi'gün.
birlikte yaşamak istediğinin hayaline sarılmak.
sabah uyanıp perdeni araladığında her tarafın bembeyaz bir örtüyle kaplandığını görüp sevinememektir yalnız yaşamak. yalnız yaşamak kar topu oynayacağın birisinin olmamasıdır. yalnız yaşamak yağan kara mutlu olamamaktır.
fena alışkanlık yapıyor,başlarda yalnız yapamam,edemem deseniz de zaman geçtikçe bir bakıyorsun ki en kadim dostun olmuş yalnızlık...
alıştığında eğer bir başkasıyla yaşayacaksan, zorlanmana sebep olan şeydir.başkasına karşı sorumluluğun yoktur,ses oldu ses yaptım derdi yoktur. evde istediğin gibi dolaşırsın,tuvaletin geldiğinde beklemezsin,istediğin zaman temizlik yaparsın,evi istediğin gibi kullanırsın.eve geldiğinde rahatsındır kimse yoktur.kısacası zevklidir.
ne kadar büyümüş olsanda,kabusla uyandığında annenin elini aramak.
aslında hiç bi' zaman yalnız olmayan kişilerdir.
kendisiyle başbaşa kalmasından olsa gerek, hep bişeyler kurulur kafalarda, çevreye, aileye, zaman aşımına uğramış aşklara dair.
hep onun söylediği ama her seferinde kendi olmayan bi tabu söylem.
istanbul bugün daha güzel sanki, her akşama nazaran daha bi güzel çalıyor beirut, yaptığım yemeklere de doyamıyorum,
gel birlikte birer shot tekila atalım, bakalım hangi telden çalıcaz...
(bkz: robinson cruise)
bir zaman sonra duvarlarla konuşmaktır.
ertesi gün işe gittiğinde bütün gün konuşmadığın için sesinin bir tuhaf çıkmasıdır.
azı karar çoğu zarar denebilecek durumlardan biridir. evden insanlar gider 1-2 hafta kafa dinlersin, arkadaşlarını çağırırsın mangal partisi, sabahlamalar, istediğin her şeyi yapmalar.

ama bir süre sonra sıkar. arkadaşların her zaman yanında olamaz sonuçta. özlersin evdeki sesi. sırf klavyenin tıkırtısı yetmez. dalaşcak anne, baba, eş, çoluk çocuk arasın.

insanız biz. yalnızlık bir yere kadar.
çayını kendin demlemendir.
saati kurmayı unutmama halidir.
eve dönüş yolunda yapacağın yemeği düşünmek, sofrayı kendince donatıpta ekmek almayı unuttuğunun farkına vardığın anda kendine küfürler etmektir.
kadehi eline her alman bir seramonidir!
kapıyı asla çalamamaktır.
eve atacak kız olsun olmasın, kızı atacak bir eve sahip olmanın ortamda verdiği gururdur.
maçtan iğrenç bir ter kokusuyla eve döndüğünde, içindeki ses dışında birisinden duş alman gerektiğini duymamaktır.
makarnanın en iğrenç yüzüdür.
istediğinde koca bi şehre kapılarını açabilecekken kendi kabuğun içinde kendi tadını çıkarmaktır.
çavuşun her daim elinin altında olmasıdır.
lafını balla keseceğin bir kimseye sahip olamamaktır, buna üzülmek ama kimseye derdini anlatamamaktır.
sıkılmaktır ilk başlarda sonra sabırdır, alışmaktır.
alıştırdıklarından vazgeçememektir, realitedir.
kıçı havada kızlara benzediğini hissetmektir.
zor olmaktır, kolay beğenmemektir, misafire tahammül edememektir.
bulaşıktan nefret etmek, çamaşıra el sürmemektir.
anneyi anlamaktır. özlemektir.
babanı daha iyi anlıyor olabilmek, daha kolay tanımaya başlamaktır.
gerçek bir birey olmaktır.
koca salonda oturacağın yeri seçememektir.
kaybolan tv kumandasından tüm arama çalışmalarına rağmen umudunu yitirmemek ve günler sonra buz dolabında karşılaşabilmektir.
yalnızlığın en güzel ve en gerçek yanıdır.
maziyi çok kolay unutmaktır. gerçekten yeni bir başlangıçtır.
bütün hayatım alt üst oldu derken, hayatının altının üstünden daha güzel olduğunun farkına varmaktır.
farkındalıktır.
kendini daha kolay tanımak, bilmediğin yanlarınla karşılaşmaktır.
yaşamaktır.
kişinin bulaşık makinesi yoksa bildiğin çin işkencesidir.
belli bir süreden sonra tiksindiğiniz tarafları bile siz farkına varmadan alışkanlığınız haline dönüşür...ama bunu yalnızliktan kurtulduğunuz zaman anlarsınız.
çoğu kişinin isteyeceği fakat tavsiye edilmeyen, bir evde tek başına yaşamaktır. başlarda her şey senin olduğundan ve işine karışacak kimse olmadığından çok beğenilir. fakat sonraları yalnız yaşamanın iyi olduğunu zannederken farkında olmadan buna çok alışırsın olumsuz etki yaratır. tavsiye etmem. çok iyi anlaşacağın bir kişi olsun yanında ama onu da çok fazla idare etme iyi anlaşın, o kadar.
yalnızlığa mahkum olmak, evden dışarı hiç çıkmamaktır. yemek bile yiyemezsin tek başına, bazen çay bile içmezsin. sabaha kadar bilgisayar başında oturup akşama kadar da uyursun.
bekarlığının ve sultanlığının doruk noktası olan yalnızlık güzel şeydir.
yatış-kalkış saatine karışan yok.
yemene- giymene karışan yok.
sorumluluk duyman gereken karı-koca-çocuk-ana-baba vb. bireyler yok.
kendimin en sevdiğim hali: yalnızlığım.
aslında herkes bunu ister. yalnız kalıyım , yalnız yaşıyım herkesin hayalidir özellikle ergenlikte. üniversitede çoğu genç alır bavulunu bohçasını tutar uafğından bir daire. ama yalnız yaşamak bir süre sora ağır gelebilir. gerçi pek cok artısı da vardır. sayesınde bol bol yemek yapmayı öğrenirsiniz, dolaylı yoldan kültürünüzü geliştirirsiniz kitap okuyarak, pek fazla film kaçmaz gözünüzden, bol bol ev partisi yaparsınız, kimseye uymak zorunda kalmazsınız, içinizden geldiği gibi yaşarsınız vesaire vesaire..
(bkz: dene gör)
yalnızlığınızın bilmemkaçıncı yılını tek başına kutlarken , bir taraftan aptal kutusuyla daha fazla aptallaşırken ,bir taraftan bilgisayarda poker oynarken, dahası üzerine bulaşık yığılmış mutfak tezgahına aradabir gözünüz takılırken ütü bekleyen onlarca gömleğin yanından umarsızca geçmektir yalnız yaşamak.