bugün

egitim seviyesi okuma yazma bilmekten ibarettir. kendisi soylemis saraydan birine. bir de fıkı bilgisi varmış. işe bak yahu koskoca padisah.
kıdemli pezo diye hitap ederdi eski tarih hocamız.
Son Padişah VI. Mehmet (Vahdettin) ülkeyi terk etmeden hemen önce :

http://fotoanaliz.hurriye...de-bu-fotograflarla-gorun
boğaz kenarında ufak bi köşkte nargilesini için kitap okuycakken 1. dünya savaşı sebebiyle ingilizlerin padişah ilan ettiği şahıs. hain falan değil ha kahraman da değil. bildiğin yaşlı bi amca. ha ingilizlerin alıp götürmesindeki sebep sonradan bu adama veya oğluna arka çıkıp türkiyeye padişah olarak atamaktı o ayrı.
alkoligin biriymis.
hakkında son padişah olacağı konuşuluyor. Hadi hayırlısı.
efendiler...

rauf orbay'ın hatıratında yazan ifadelerden, entry'i atan arkadaşın bana ulaşması sonucu haberim oldu. ne hoş bir tevafuktur ki, her fırsatta aziz nesin'in ''bu milletin yüzde şu kadarı aptaldır'' sözünü ağzına dolayan elitist ulusalcılar, akp seçmenine koyun demekte hiçbir zaman beis görmemiş olan solcu şarlatanlar, padişahın 'bu halk koyun sürüsüdür, bende çobanım' sözünü eleştiriyorlar.

zaten öyledir de...

imparatorluklarda hükümdar babadır. bu rejim, patrimonyaldir. halk tebaadır ve hükümdarın çocukları sayılır. baba nasıl çocukları arasında ayrım yapmaz ise hükümdar da tebaası arasında ayrım yapmaz. geçmiş devrin patrimonyal sistemlerinin üzerinde durduğu düstur budur.

tarihe geçen fars hükümdarlarından olan ve ''nuşirevan-ı adil'' (adil nuşirevan) olarak bilinen nuşirevan, vezirine ''ben bu halkın nesiyim'' diye sorduğunda, veziri ona ''çobanısınız'' demiştir. aynı şekilde hz. peygamber'den varid olan birçok hadiste de meliklerin halkın çobanı olduğu, yani onlardan sorumlu olduğu ve ahirette hesaba çekileceği belirtilmiştir. o koyun, sizin dediğiniz koyun değildir yani... bir teşbihtir; nasıl bir sürü çobana tabi ise, tebaa da imparatorluk hukukunun başı olan sultana/padişaha/krala tabidir; nasıl çoban tutulduğu kişiye karşı çobanlardan sorumlu ise, hükümdar da allah'a karşı halktan sorumludur demek istenmektedir.

hayatı boyunca garp kültürü ile yetişmiş ve islam'dan bihaber olan orbay'ın, ''koyun sürüsü'' lafını anlamamış olması normaldir. mondros mütarekesini imzalamaya pek bir hevesle giden rauf orbay, izzet paşa kabinesinde idi. izzet paşa kabinesinin görevden alınmasının, mondros mütarekesini imzalaması olduğunu söylesem şaşırırsınız belki. onları görevden alan da padişah vi. mehmettir. yani vatan dostu vahidettin sultan han.

en önemli noktaya gelirsek;

hatıratın tamamını okursanız, rauf orbay'ın sivas kongresinde mustafa kemal'le anlaştığını ve osmanlı mebusan meclisini ingilizlerin basmasını temin etmek için gerekli yerlere ulaştıklarını ifade ettiğini ve bununla iftihar ettiğini görürsünüz. ama sadece sayfa 73'ü değil, tamamını okuyacaksınız. misak-ı milli'nin kabul edildiği meclisin ingilizlerce basılmasına ön ayak olan, onlarca mebusun sürgününde başrol oynayan ve bununla iftihar eden rauf orbay, cumhuriyet devrinin bir numaralı yardakçısı olarak vahidettin'e sallamayı da inkar etmemiştir elbette... hatta kendisinin de sürdürdüğünü, çünkü o dönem bunu belli etmek istemediğini de ekleyelim.

belki çıkarmış olabilirler şimdiki baskılarında, 64'ten evvelki nüshaları bulursanız görürsünüz söylediklerimi...

ayrıca unutmayın:

eğer iyi bir ulusalcı olursanız, bir gün rauf orbay'ı görebilirsiniz!
(bkz: mahvettin)
Kemalistler için ebü cehil gibidir.
bir dedikoduya göre kızına Atatürk fena halde tutulmuş ama hatun seçimini ibrahim Paşa'dan yana yapmıştır. Ya Atatürk'ü seçseydi?
vatan haini denen son padişahtır. ama vatan hainliğinin manasını bile bilmediğini düşünüyorum, çünkü zaten siyasi bir kimliği yoktu. tahta çıktığında ittihad ve terakki oligarşisine son vermek için mustafa kemal ile anlaştı. mustafa kemal'i samsun'a gönderen kendisiydi, bunun yanında 40 bin altın verdiği iddia edilir. benim şahsi görüşüm bir maddi yardımın mutlaka olduğu, fakat "40 bin altın" ifadesinin kesin olmadığı yönünde. zira mustafa kemal, samsun'a gittiğinde yaptığı eylemlerin maddi destek olmadan yapılması mümkün değil. özellikle de dönemin samsun ahalisi, mustafa kemal'in samsun sokaklarında mercedes marka bir otomobille gezdiğini söylüyorlar. *

bundan sonra vahdettin'in yaptıkları, artan dış baskıları en iyi şekilde oyalamak ve mustafa kemal'e zaman kazandırmak yönündeydi. fakat mustafa kemal, gücü eline aldıktan sonra vahdettin'i vatan haini ilan etti. böyle olunca vahdettin de ona karşı tavır aldı. saltanat kaldırdıktan sonra da sürgün edildi. fakat hiçbir zaman mustafa kemal ile ciddi manada bir sürtüşmesi olmadı. idam da edilebilirdi. fakat sürgün edildi.

kısacası bu adam vatan haini değildi, kötü niyetli değildi, fakat siyasi birikimi bakımından tahta geçecek seviyede de değildi. bu yüzden de yanlışlar yaptı. ama bilinmesi gereken, bu adam olmasaydı mustafa kemal de olmazdı. hani diyorsunuz ya olmasaydın olmazdık diye. o mesele.

edit: mercedes hikayesi: * görsel

http://tr.wikipedia.org/w....C4.B1llar.C4.B1nda_Havza
Götünden korkan, kişilerin;
'' lan bu adam memlekette kalırsa sikerler kamil hepimizi sikerler''
düşüncesiyle vatanından yurdundan sürgün edilmiş Padişah.
hakkında "türk tarih kurumu" tarafından kısa film yapılmış osmanlının son padişahıdır.

http://www.youtube.com/watch?v=mjGcCkMn7OQ
hain veya kahraman değildir. zavallı,talihsiz ve cahil bir adamcağızdır. yusuf izettin efendi aniden ölüverince birden bire velihat olmuş,hiç beklenmedik anda kendini çökmüş,yıkılmış,işgal edilmiş bir devletin başında bulmuştur. sözünü sarayda bile dinletemeyen biridir. abdülhamidin sansürü ve şehzadelere yaptığı baskı yüzünden cahil kalmış,iyi yetişememiştir. yapabileceği hiç bir şey yoktur. gitmesini bilmiş ve sürgünde vefat etmiştir. vatansever midir? hangi lider kendi ülkesini sevmez diye sormak gerekir.
berlin'e gidiş esnasında mustafa kemal kendisine istanbul'a döndüklerinde istanbul kumandanlığını almasını ve kendisinin de savaş bakanı olmasını söylemiştir.
günümüzde hain olup olmadığı tartışılan son osmanlı padişahıdır. bu konuda fikir sahibi olmak isteyenler nutuk'u okuyabilirler.

aslında kırmızı kart gören talihsiz bir insandır. kısa ve orta vadede geleceği iyi okuyamamıştır. mustafa kemal paşa'ya devleti kendisinin kurtarabileceğini söylerken bile bu sözüne kendisi inanmamıştır. devletin durumu o kadar umutsuzdur ki aklına bu fikri sığdıramamakta, mantığı almamaktadır. sadrazam damat ferit paşa'nın kasıtlı yönlendirmeleri sonucu kartlarını ingiliz lehine oynamıştır. böylece kendi kariyerini de hazin bir şekilde sonlandırmıştır.

hain olup olmadığı tartışılsa da ingiliz zırhlısına binip ülkeyi terk ettiği tartışmaya kapalı bir gerçekliktir.

tarih, aynı zamanda yaşanmış bir kaderdir. olan olmuştur, geçen geçmiştir, yaşanan yaşanmıştır. yapılması gereken, gerekli derslerin çıkarılması ve tarihin ülke aleyhine tekerrür etmemesi için bireysel ve toplumsal olarak ne yapılması gerekiyorsa onun yapılmasıdır.
Vatansefer olduğu gerçeklere dayanmayan padişahtir. Kurtuluş Savaşını Vahdettin başlattı diyen tarihçilerine padişah neden kendisi Anadolu'ya geçmemiş diye sorduğumuzda efendim istanbul'u terkedemezdi çünkü kutsal emanetler istanbul'daydı diyorlar. Peki, Kutsal Emanetler için istanbul'dan burnunun dibindeki Anadolu'ya geçmeyen aynı padişah neden kutsal emanetleri bırakıp, istanbul'dan 1.300 kilometre uzaklıktaki Malta'ya gidiyor?
işte bunlar hep malaya zırhlısı dedirten son padişah.
aklıma hep çanakkaleyle ilgili bir şiirin satırı gelir:
satarmıydı vahdettin keyfi için vatanı
mustafa kemal'i anadolu'ya gönderma amacının milli mücadele başlatmak olduğunu bir kere bile söylemediği halde ve yaptığı tüm iğrençliklere (casusluk dahil), eline bulaşan vatansever kanlarına rağmen bazı hıyarların kahraman bellediği haindir.

yahu adam sürgündeyken bile bunu iddia etmemiş siz neye dayanarak böyle boş laflar söyleyebiliyorsunuz?

marifetlerinin sonucu yaşanan bazı olayların fotoğraflarını galeride verdim. osman gazi türbesinde artistik poz veren yunan başbakanının oğlu, yunan subaylarının oynattığı türk köylü kızı, yunan ordusu ile toplantı halindeki yobazlar...
zorla birilerinin kıçından uydurmak istediği tarih senaryolar ile kahraman ilan edilmeye çalışılan padişah.

m. kemal'i samsun'a gönderip milli mücadeleyi başlattı diyen en hafif tabiri ile geri zekalıdır.

ülkesini gavura teslim etmeye razı olmuş, milleti gavura canı pahasına can ödetincede aynen topuk yapmıştır.

ya ne yapsaydı diye soran olursa kalıp vatanında ölseydi tıpkı gelibolu'dan o yana ölen on binlerce vatan evladı gibi...
nutuk'ta adı,

"padişah ve halife olan vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini düşlediği alçakça önlemler araştırmakta"

cümlesinin içinde geçen şahıs.
'' Facialara kalkan olamadım ise de ; siper vazifesi gördüm . Bütün musibetleri üzerimde çektim . Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım . Dinine , devletine , vatanıma ve milletime hıyanet edenlerin aziz Allah'ın kahreden kudretli gücüne hedef olması için yakarıyorum . ''

ruhu şad olsun
Giderken yanında tüm sülalesine asırlar boyunca yetecek olan (bkz: kaşıkçı elması)nı almayan "vatan haini" son sultan.
bülent ecevit'in hain olmadığını söylediği, 36. ve son osmanlı padişahı.

devlet yönetmekten anlamaz ve bunu kendisi de kabul eder. ancak kesinlikle bir hain değildir.