bugün

mutlu insandır.

no beklenti no üzüntü.
intihar etmek için fıraat kollayan insandır. Lütfen sahip çıkınız.
Felsefeye, düşünce sistemlerine kulak vermesi gereken insan. Ne demiş Kierkegaard hazretleri? "Ölümcül hastalık umutsuzluk" demiş.

Umuda inanın, çünkü insana kalan umut'tan başka bir şey değil. Umutsuzluk, kötümserlik, kötü düşünce ve bulanık haller; iblis'in vaazı'ndan başka bir şey değildir. Hiç işittiniz mi? iblis'in vaazını... Ruhunuzu karmaşık bir labirente çevirip, benliğinizi, peynir kokusuna dolanıp duran fare'nin iç çekişli arayışıyla bulandırır. Umudu kötüler, pasif ve atıl isyanınızı biler, sizden geriye çürümüşlüğün sizini bırakır.

Bu vaaza kulak vermeyin. Ne umutsal yalanlar ile tezyin olmuş güzellemelere, ne de Umutsuzluk fısıldamalarına kulak vermeyin.

Umut edin,
Olmasa da gülümsemeler size bağış olarak kalır, sizden aleme saçımlı nur taneleri olur. Umut etmenin gülümsemekle cancağızca bir ilişiği vardır.

Abus abus yaşanmaz.
umudu olmadan yaşayamaz insan.
yaşarken ölen insandır. umudunun olmayı, beklentiyi yükseltmek olarak görmekten oluyor bunlar işte. aslına asıl korkaklık bu değil mi. umut etmeye dahil korkar hale getirildiyse bir an önce umut edebilmesi için dua ederdim bu insana.
Umut, fakirin ve çaresiz yetersiz insanların sığındığı son limandır.
Bir şeyi yapma etme sahip olma gerçekleştirme için ne yetisi ne becerisi ne imkânı vardır.

Benzetmek gerekirse; bir yaratan inancına sahip olan insanın her gün el açıp ev araba sağlık mutluluk vb şeyler için havra da, cami de, kilise de dua etmesi gibi düşünün.

Aslında umut denen şey insanın aklını kullanmaya mücadele ruhuna hayaline kendini geliştirmeye imkan kullanma ve yaratma azmine düşünce sistemine vurulan prangadır.
Şartlar ve ortama uyup kabullenmede umut uyuşturucu etkisi gibi olup insanı pasifize eden en büyük etken.

Hele ki toplum için umut Afyon etkisi gösterir.
Bir kurtarıcı, ilahi bir güç, her şeyin sonu var beklentisi içinde insanlar birey ve toplum içinde asalak bir yapıda olmasına yol açar.

Yol nasılsa bu saat de açık olur diye yola çıkmak,
Sonbahar da nasılsa yağmur yağar demek,
Dert varsa derman da var demek,
Açlıktan kimse ölmez demek,
Trafik de yol ortasında bir kamyon tekerleği görüp nasıl olsa biri yoldan alır düşüncesi,
Bu kadar zam işsizlik kriz hep böyle gitmez diye iktidarın devamı için düzeltirler diye ummak...

Oysa, yolda bir kaza ile trafik kilitlenir, mevsim değişikliği ile beklenen yağmur yağmaz, derman için 10 lira kazanan sağlık sistemi bu hastalığı kontrol etmek kronik halde tutmak için çalışır ve 100 lira kazanır, açlıktan kimseyi öldürmezler ama sağlıksız beslenme ile insanı süründürürler, yol ortasında kamyon lastiği ölümcül ve ağır hasar trafik kazası olmadan kalkmaz, krizler işsizlik bitirilmez ve insanlar daha muhtaç hale getirilip toplum elinde kaybedeceği tek şey olan prangalara sahip çıkar hale gelir ve daha da kontrol altında tutulur.

Umut etmek yetersiz çaresiz insanlığın aptallığıdır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar