bugün

okusan bir türlü, okumasan bir türlü fakültesi.

yarı-tanrı da olabilirsin sonunda, amele de. tuhaf iştir tıp.
içinden her bir şeyin arada bir de doktorun çıktığı fakülte derler muhatapları.
gözlemleyebildiğim kadarıyla bu fakültenin öğrencileri kampüsün içinde de sürekli beyaz önlükle gezerler "tıpçıyım haa ben ayık ol" der gibi tamam ne mutlu sana ama çay içip sigara tüttürürken pek olmuyo o iş.
isteyerek yazılan fakat sıkıcı ortamı ve ağır sınavları yüzünden öğrencilerini depresyona ve strese sokan , kimine göre yarı tanrı , tanrının insanlara olan eli görevini yapan adamların yetiştiği , bir kısmının zeki olup sınıf geçtiği , kimisinin ise bir başka tabir ile inekleyerek geçtiği fakülte. 3.sınıfım ve sıkıldım bu hayattan , amacım insanlara yardımcı olmak ama başkalarına yardımcı olacağım diye kendi ömrümü çürütüyorum. Kısacası zengin iseniz okumayın .
gözlem ve deneylerime göre istisnalar dışında* kazananların aslında çok zeki değil çocukluktan beri çok çalışan insanlar olduğu kesinlik kazanmıştır. şu bir gerçektir ki tıp için işe ta ilkokuldan başlamak gerekir. bu yüzden anne baba faktörü burada çok önemlidir. her neyse oraya gelmiş ve orada okuyanların hepsi hayvan gibi çalışmış ve bitirmek için de yine hayvan gibi çalışmak zorundadır. yani teorik olarak tüm tıpçılar hukuk dışında yine tüm bölüm öğrencilerine göre tam bir inektir. bunu inkar etmeleri onları gülünç duruma düşürür. kaldı ki zaten çalışmak ayıp veya dalga geçilecek bir şey değildir. dalga geçilmesi gereken sabahlayıp da bakamadım diyen uyuzlardır. tabii ki gerçekten zeki olduğu için çok kasmadan oralara gelenleri de vardır ki onların zekasına maşallahtır. ayrıca diğerlerine de helal olsundur tabii. o kadar düzenli o kadar fazla çalışabilmek bence bir yetenektir. yoksa ben de şimdi hukuk bitirmiş olurdum yani. kolay iş değil azizim gençliğin gidiyor. biz daha üds'den 65 alıcaz diye ağız burun kıvırıyoruz.
nöbet tutulan yerdir. nöbetteyim, hatta son nöbetim.
edirne mi çapa mı denmez, doktorsan baş üstünde yerin vardır.
sınava girenlerin

yüzde birlik dilimi : tıpı kazanır.
yüzde 70 i iki puanla kaybeder.
yüzde 29 u zaten istemiyordur.

öyle bir fakültedir.
edit: yüzde o.5 miş.
derslere girmeden, çalışmadan sene geçilebildiğini göstereceğim fakülte.*
Hekimlik gibi kutsal bir mesleği sırf iyi kazanıyorlar düşüncesiyle ineklemekten 5 numara gözlüklere kavuşan yurdum gençliğinin tercih etmesini istemediğim fakültedir.
Böyle düşünen çocuklar size konuşuyorum, tıp fakültesini puanıma yazık olmasın diye yazan andavallar siz anlayın.
Hekim olmak özveri gerektirir. Sanıldığının aksine sadece binlerce sayfa okumakla yapılacak bir meslek değildir. Aynı zamanda bu mesleği sevmek, insanlara dokunabilmek, her dokunduğun hastayı kendi annen, baban, kardeşin yada eşin gibi düşünebilmeyi gerektirir. insanların yüzünde gülümseme uyandırabilme arzusudur belkide hekimlik. Bir çocuğun ağrısız uyuyabilmesini sağlamak, bir yaşlı insanın duasını alabilmektir belkide. Uykusuz geceler, sosyal iletişimin koptuğu günler, bazen tus çalışacağım diye emboli atmasıyla ölmek, bazen hasta yakınından şiddet görmek ve bazen bıçak darbesiyle ölmektir. Düşündüğünüz gibi ekmek elden su gölden mesleği değildir.
Ve son zamanlarda bakkal açar gibi açılan tıp fakülteleri yüzünden, kalitesinin günden güne düşeceğini düşündüğüm meslek dalıdır hekimlik. Çünkü bu meslek hep söylediğim gibi tekrar söylüyorum, gerçekten sevmeyen insanların yapabileceği bir meslek değildir. Sadece para kazanmayı düşünerek bu mesleği seçmek bir insanın kendine yaptığı eziyettir, devletine ve ailesine yok yere masraftır ve neticesinde meslek hayatında karşılaşacağı hastalarına zulümdür. Amaç sadece para kazanmaksa gidin ticaret yapın efenim, domates satınız muayenehanelerinizi ticarethaneye çevirmek yerine.
ineklerin gittiği o soğuk hastanelerde mide kaldırıcı şeyler yaparak insan hayatı kurttarmak için olan bir hapisanedir.
Bugün ilk finaline girdiğim fakülte. meğer burda finale girmiyomuşuz, final bize giriyomuş.
inanın ezberi sağlam olan bir adam gelse rahatça bitireceği okuldur. Sayısal yapıp gelinen bir fakültedir ama her şey ezbere dayalı.mantık yok mu var ama mantıklı öğrenmek için de inek tabiri kullanılan öğrenciler gibi olmanız gereken fakülte. Burdan söylüyorum olurda çocuğum olursa tıp fakültesini yazdırmak istemem.

Stres yüzünden sizi gençken yaşlandıran , zor bölümlerden biri.
Zamanında çalışmış kişilerdir.
göt olmama sebep olan fakülte. bitse de gitsek dedirtiyor artık 5.sınıfa geldikten sonra.
okunmayacak bolum. zaten 12+ yil okumussun, bir 6 yil daha ders calisilir mi arkadas?
temizliğin hiç bi yerde bu kadar kötü kokmadığı rivayet edilen yer.
hep susma fakültesi hissi vermiştir.
bir iki üç tıp!
komite dönemlerinde öğrencilerine fazla yaklaşmamak gerekir, her an patlamaya hazır birer bombadır hepsi..
6.sınıfta bırakmak kadar havalısı yoktur. ben bırakmadım yani lan. biri yapmış da ondan.
deli gibi öss çalışılıp kazanılan, deli gibi çalışıp bitirilen, deli gibi çalışıp tus kazanılan, deli gibi çalışılıp uzman olunan ve en sonunda huzur. ama yine de tıp okumak pek akıl karı iş değil gibi durmadı mı ?
Sadece 6 yılla bitmeyen fakülte. Bir de uzmanlığı var bunun çünkü. Tabii uzmanlık yapılmasa da olur...
6 yıl değil 6 sınıftır o okul.8 yılda tamamlamıştım.eğer 6.sınıfa 9 yıl içinde ulaşamazsanız atılma tehlikesi mevcuttur.
herşeyiyle en zorların yaşandığı ve muhabbetinin asla bitmeyeceği bölüm. diğer üniversite bölümlerinden onlarca farkı vardır anlatmakla bitmez, ama acısıyla tadıyla güzeldir. En başında da hissettirdikleri. Bir insana sağlığına kavuşmasında yardımcı olmak ve minnettar olunmak... dünyanın en tanımlamaz duygusudur ve gerçekten paha biçilemez.
Yarın YGS'ye girecek olup , şuan burda takılan kişilerin anca kapıdan bakacakları yer .