bugün

vefasızlık. evet, vefasızlık. komşusunu dahi ihbar eden bir toplum değiliz çok Şükür...
bilmediği bir konu hakkında -bilmiyorum yorum yapmam yanlış olur diyebilmek.
basma kalıp düüncelerinden kopmak. Kendilerinden başka halklarında bu ülkede yaşadığını görmek. insan haklarına saygılı olmak.
eglenmektir.
tartışmak.
Her videoyu internete atınca tıklanma rekoru falan olayı. Bi türlü bunu ogrenemediler yok efendim neymiş internete atsan tiklanma rekoru kirarmis böyle bişey yok artık ogrenin.
benim dediğim doğrudur mantığını kendisine felsefe edinip tartışmalara girmek. Zira girmemesi en iyisidir. Doğruysa tartışmasının mantığı yoktur. Eğer düşündüğü yanlış ise doğru düşünmesinin mantığı yoktur.

Edit: imla.
tuvalet kapıları yada duvarlarının birer kağıt yada defter olmamaları gerçeğidir. hangi tuvalete girseniz illaki biyerinde bir yazı görürsünüz.
Durustluk,
Vefa.
Neye dayanarak mi soyluyorum?

Kurtulus savasinda seni destekleyen milyonlarca yardim yapan sovyetlere ilk tekmeyi duserken sen vurdun. Sen busun iste sevgili turk.
boyalidir diye yazilan yeri boyali olup olmadigini elle kontrol etmek.
kurallara uymak .
din-allah-kitap diyenlerin hep baba oğul kutsal ruha hizmet ettikleri.
Bir erkekle bir kızın arkadaş olabileceği.
Laikliktir.
Daha önce yazılmış mı bilmiyorum ama Atamız bu soruyu şu şekilde yorumluyor.

ingiliz kralı VIII. Edward istanbul'a Atatük'ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce,
-"Bana ingiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini, yahut bir aşçı bulunuz !...dedi.

Ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o
şekilde düzene koydular... Akşam kral sofraya oturunca kendisini kral
sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk'e dönerek:

- Sizi tebrik eder ve teşekkür ederim. Kendimi ingiltere'de zannettim diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı.

Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a :
- Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim! dedi. Bütün sofradakiler Atatürk'ün bu sözlerine hayran oldular. Atatürk garsona da vazifene devam et emrini verdi.
sevmeyi, sövmekten yukarda tutamamak.
Kendisinden emin gözüken insanları küçümseyip duygu sömürüsü yapanları yüceltmek türklerin en iyi yaptığı ve en saçma harekettir.
kornaya basınca trafiğin çözüleceğine inanmak.. hakkaten var böyle tipler?
Kürtlerle müzakere etmenin gereksizliği.
Ne teşekkür etmeyi ne de özür dilemeyi öğrenememiştir insanımız.
ticareti bir türlü öğrenemedi derler.
Kendini elestirdigi grubun disinda tutmak suretiyle bir nevi sozum meclisten disari hesabi milletlerustu takilarak aşağılık kompleksini gizleme cabasi.

(bkz: öğrenemediğimiz şeyler)
(bkz: bizlerin öğrenemediği şeyler)
hayatta savaşmakla sikişmek dışında aktivitelerin de bulunması.
Terlıgın içine patik giymemek.

(bkz: senenin 2013 olması)
televizyondan yapılan satışların güvenilir olduğuna inanmak
telefon üzerinden kendisine polis diyenlere inanmak

tanıdığı kişilere, evlatlarına inanmaz yüzlerini görmedikleri adama inanırlar.