bugün

beginner forever kıvamında süregelmiş eğitimdir.
ingilizce bilmesine rağmen ingilizceden 2 getirmek.
dil kursunda elemantary düzeyde çıkıp, üniversitede advance düzey ingilizce görmektir. buna rağmen dersi başarıyla geçmek akılları karıştır.
gramerden ibarettir. dilin dört beceriden* oluştuğunu bilmeyen insanlarca düzenlenmiştir.

dinlemeden konuşamaz, okumadan yazamazsın. bunu anlayın artık.
ortaokuldayken vatis yor neym den başladık, üniversiteye gittim yine oradan başladık eğitime.. hala bir turistle diyaloga girmek zorunda olsam vatis yorneym derim ne yapacaksam elin adamının ismini.. bir de öğrendim diyelim sonrasında ne olacak. dıpporsın yu hev kolt kennattıviç efdımomınt ı öğretti türksel hayrına, o da günlük hayatta bir halta yaramıyor.
türkiyede sayılı bir kaç üniversite hariç diğerlerinde bölüm ingilizce olsa bile hoca kitaptan okur gibi ingilizce konuşur bir süre sonra beceremediğini görünce türkçe devam eder derse ama ingilizce okudum diye havası atılır.
Dıle kolay 9 yıl ıngılızce egıtımı gordum ve sonuc hala A1.
AKDENiZi WHiTESEA YE CEVIRTIR.
rezilliktir.

yabancı dile bir ders muamelesi yapılması rezilliktir bir kere,ingilizce formüllerle öğrenebileceğiniz bir ders değildir.formüller yalnızca gramer bilgisinde işe yarar ve gramer bilgisinin bizi millet olarak nereye getirdiğini hepimiz biliyoruz zaten *
öğretmenler ise apayrı bir dava.kelime ezberlememek yüzünden lise hocamla kavga ettiğimi biliyorum.kendisi sözlü notuma 40 verip ingilizcemi 4'e düşürebilmişti anca ** almışsın saçma sapan bir paragraf test kitabı ve bana oradaki kelime kısmını ezberle diyorsun! kelimeleri bulmama bile gerek yok,orada yazan anlamlarını ezberleyeceğim!

buna eğitim demek bile rezil bir durum.kelime ezberle gel.armut piş ağzıma düş.

ingilizce'yi şakır şakır konuşabilen onca insan bunu eğitim sistemine borçludur.bizde tam tersi.ingilizce konuşabilmek için ya parayı bastırıp yurtdışındaki dil kurslarına gitmen ya da yaz mevsiminde ege-akdeniz kıyılarına taşınman gerekiyor.eğer ilkokul 1.sınıftan başlayan ve sürekli ilerleyen,ciddi bir ingilizce eğitim sistemimiz olsaydı,bu kadar eforu sarfetmezdik.

ama ingilizce derslerine beden öğretmenlerinin girdiği,lisede dil sınıfında okuyan bir öğrencinin ''what's your favourite singer?'' sorusuna cevap veremediği bir ülkede,ne ciddisi ne eğitimi? branş ne olursa olsun bu ülkede kimse öğrenmiyor,amaç en kısa zamanda para kazanacak seviyeye gelmek.
Bir şey umulmaması gereken eğitimdir.
12 yıl boyunca alan ancak bir turist gördüğünde mala bağlayan çocuklar yetiştirmektir amacı. O zaman kaybına yazık.
Yoktur. Sadece göstermelik olarak var gibi yapılır.
(bkz: Ar yu sex)

(bkz: Ar yu disco)

Edit: k*ko bunu beğenmemiş.
şu şekildedir: "hocam foru ben yapabilir miyim" 4. soruyu cevaplamak isteyen öğrenci.

ilkokul dördüncü sınıfta başlayıp lise bitene kadar sürekli aynı şeyler öğretilir ancak kimse fayn tenks end yu dan ileri gidemez.
ilkokulda başlayıp lisede biten, bittiğinde ingilizcenin "i"sini konuşamadığımız dil.
Müfredatın bokluğudur ve ayrıca ingilizce öğretmenliği mezunlarının ingilizce' yi doğru düzgün konuşamamasından ileri gelir. Dördüncü sınıftan bugüne ingilizce gördüm ve lisede dil bölümü okudum. * tek kelime ingilizce pratik yapmadan (evet konuşulanı anlarım, okuduğumu da anlarım) üniversite sınavının ingilizce ayağında çok iyi bir sonuç çıkardım. Ana dilim gibi ingilizce okurum, anlarım ama japon gibi konuşurum anca. Yani mesele müfredatın berbat olması, her dersin öğretme amacıyla değil ezberletme amacıyla işlenmesidir. Ama eğer bir gün müfredat düzelirse, devlet o kadar kalitesiz, o kadar sığ ingilizce öğretmenleri yetiştirmiştir ki okullarda tam anlamıyla ingilizce öğretebilecekleri seçmek için bir writing, speaking, reading sınavı yapılsa yüzde sekseni sınıfta kalır. Yeni nesil ingilizce öğretmenleri eskisi gibi değil tamam mı, formasyon alanlar berbat diyenler için de; ingiliz dili ve Edebiyatından mezun insanlar daha kalifiyeyken bu bölümün puanı öğretmenlikten daha düşüktür çünkü mezun olunca edebiyatçısın. Bu ülkede değeri yok. Formasyon diye zorlanırken bir öğretmenlik bölümü mezunundan bile daha iyi ingilizce konuşma, anlama ve öğretme yeteneğine sahip olmana rağmen, sadece yüzeysel bilgini kullanmak zorunda olduğundan körelirsin. Diyeceğim o ki; bu durum her şeyin suçu. Eğitim sisteminin (lise ve üniversitelerdeki), öğretmenlerin öğretmenliğe kapak attıktan sonraki gevşekliklerinin, kendini geliştirmemelerinin, kendini geliştiren adamların işsizlik yüzünden öğretmen olmaya zorlanmasının, öğrencilerin öğrenmek dışında her şeye olan ilgisinin... (bkz: iki ucu boklu değnek)
Yol Tarifini de öğrettiklerini sandıkları zaman sonlanan ve her sene aynı yerde başlayıp aynı yerde biten eğitimdir zaten bu hükümet insanların neyi öğrenmesini istedi ki. Çok zengin olup ingiltere'de bir sene dil kursunda kalmaktan başka seçenek yok gibi.
okullardaki ingilizce eğitimi çöptür, hello'dan ileri gidilemez. geliştirmek isteyen kendi çabalarıyla geliştirmelidir. diziler, şarkılar ve yabancı bir arkadaş çok işe yarayan şeylerdendir.
Her şeye okey, yes demek türkiyedeki ingilizce eğitim. O da yetmezmiş gibi almanca ve fransızcaya da geçiyorlar
Geleneksel yogurtta altin aramak gibi birseydir.

Fark yok. ikisinde de elimize yuzumuze bulasiyor yapilan is.
çoğu kişiye baktığımızda 9 sene ing. eğitimi görmelerine rağmen pek bir gelişme yoktur. aslında öğrenenlerde de suç vardır. çünkü biz öğrendiklerimizi hiç tekrar etmeden yeni bir konu öğrenmeye çalışırız. bu da bir boka yaramaz. şu konuları sürekli tekrarlayan ve azıcık kurs desteği alan bir kişi bence ingilizce sahibi olabilir.
(bkz: böyle bir şey yok ama olabilir de)
yüzeysel ve göstermeliktir.
turist karşısında ezik ezik duran ve konuşma acizliği yaşayan bireyler de bunun ispatıdır.
this is pencil
close the window.
12 sene bıle gorulemyen ılkokul 4. 5. Sınıfta baslayan bellı baslı kalıpların dısına cıkmayıp done done aynı seylerı ogrenemedıgımız egıtım sıstemıdır. Konusma gıbı bır sey dusunmemelı zaten konusamazsın. Ingılızceyı dıl kurslarından ogrenebılırız konusmak ıcın. Baska sekılde zor.