bugün

sadece türklere ait bir durum değildir bu , abd ve fransa da da durum bundan farksızdır.
ne yazık ki kitap okumak veya ders çalışılmak için gidilen son mekan olmasının dışında amacı saptırılmıştır.
Malesef ki Türkiye'de ki eğitim sistemi yüzündendir öğrencilere, gençlere kitap okumayı aşılamak yerine kitabı ezberleyip sınavdan sonra unutması istenir.
Ödevini yaptın mı, onu ezberledin mi bunu ezberledin mi diye sorarlar bir kerede şu kitabı okudun mu diye sormazlar edebiyatta da Özet okuturlar sınavda sorarlar tamamen ezber eğitim sistemi çok yanlış çok yanlış eğitiliyor 20 milyon Türk genci.
Çoğu ders kitabından başka bir kitap görmüyor. Akıl desen havada , hayaller umutlar hedefler boş beleş. Böyle ölüp gidecek belki. Ne bekleyebilirsin ki?
Türkiye böyle bir kültüre sahip olsaydı şuan kürtler iktidar barajını aşacağız diye sağda solda miting düzenliyor olmazlardı.
2 yıldır üniversite okuyup kütüphaneye sadece 1 kere giden arkadaşlarım var haliyle hiç gitmeyince kütüphane kültürünüde öğrenemiyorlar çoğu yerde böyle.
gerçekten de var öyle bir şey.

heleki başta teknik bilimlerden biri hasbelkader yolu kütüphaneye düşmüşse görün kepazeliği.

koridorun içinde telefonla bangır bangır konuşanı mı dersin
masalara doluşup sanki evde çalışıyormuş gibi bağıra bağıra birbirine ders anlatanı mı dersin,
ıslık çalanı mı dersina,
topuklu giydiğine aldırmadan taktaktak oraya buraya yürüyen kezbanlar mı dersin...

ne kadar dengesiz varsa görürsünüz yurdum kütüphanelerinde.

ha bir de uyarınca sanki kafasına taşla vurmuş gibi düşman kesilen tipler vardır. sus dersin; sanki yaşam özgürlüğünü elinden almışsın salağın.

açıkçası yiyecek, içecek, hatta kulaklıkla müzik dinleme sesine bile razıyım. yeterki şu dengesizlikleri yapanı görmeyeyim.

peşinedit; teknik bilimleri verdim ama her bölümün ayrı bir dengesizi vardır bunu da ekleyelim.
o gıcırdayan ayakkabıları götlerine sokasım geliyo. üreticilerin tabi. öyle ayakkabı mı yapılır lan!
o kütüphaneye ait kitapların elektronik ortama aktarılmasıyla birer e-kütüphane bölümü oluşturarak kısmen de olsa aşılabilecek bir durumdur.
belki bazı kütüphanelerde vardır, kesin bir bilgim yok.
Kitaplara dokunmanin, kokusunu icine cekmenin hazzini yasayamamak.
internet kitapçılığı ile her kitaba ulaşabilme imkanı, e-kitap uygulaması ile el kadar alete bir dünya kitabın sığdırılabilmesi, google, yandex ve benzeri arama motorları ile istenilen bilgiye en kısa sürede ulaşılabilmesi nedenlerinden dolayı mazur görülebilecek olan kültürsüzlüktür.
aptullah kuran kütüphanesinde görülmeyen kültürsüzlük. millet harıl harıl ders çalışıyor yani. bazen yer bulamayıp kantinlerde sürünmek zorunda bile kalabiliyorsunuz.
kimse girişte kendine verilen masa numarasının yazılı olduğu yere oturmaz. mutlaka boş bulunan, göze hoş gelen bir yere oturulur. oranın asıl sahibi gelince de 'size bu numarayı versem de siz de oraya otursanız olmaz mı değişelim yerleri 'pazarlığı yapılır.
Sandalyeden ses çıkarmadan kalkmayı bilmeyen kültürsüzlüktür.Cıııııığ ııııııığ rııııt çat çat pat diye sesler çıkarılır.
yasak olduğu halde içeri yiyecek sokup onun ambalajını bir de içeride açan tipler vardır. o biskremin ambalajını hışırdatmadan açma stresini yaşatırlar insana bol bol.
ezberci eğitimin sonucudur. zira güzel ülkemizde araştırma yapmadan, kütüphane önünden geçmeden tez veren üniversite mezunlarıyla doludur.
kütüphanelere yabancı, interneti hayatının anlamı yapan , kitap kokusunun kendisinde hiçbir haz uyandırmadığı gençliğindüştüğü acınası durum.
mesela şöyledir: her öğrenci kütüphanede sessizlik ve ciddiyet ister ta ki kendi sohbetlerini bitirene kadar. gözlemleyin onları, halbuki az önce siz köşede ders çalışır veya araştırma yaparken kafanızı şişirenler onlardı.
bunları bir araya toplayacaksın ve toplu halde imha edeceksin.
yeteri kadar kütüphane sevgisi aşılanmıyor ki! Ne demişler ağaç yaşken eğilir.
kütüphanedeki tarama bilgisayarlarını facebook için kullanan öğrencileri aklıma getiren olgudur. çaldım kapıyı girdim müdürün odasına. durumun ne kadar saçma ve yanlış olduğunu söylediğimde müdürün cevabı daha ibretlikti. ben facebooka izin vermezsem kimse gelmez dedi. yorumu size bırakıyorum.
türk kütüphanelerinde taş gibi kızların ders çalışmaması yüzünden erkeklerin oraya gitmediğini biliyorum.
bu durumda suç taş gibi kızlarda.
ona söyle jojuk bunları.
merhaba ben ailenizin sosyal gözlemcisiyim ve 13 yaşındayım arkadaşlarım bana aynştayn diyor.

sizin için türk öğrencisinin kütüphaneyi kullanma amaçlarını sıraladım ki bunlara pek çok ekleme yapılabilir.

1) bilmem ne dersinde en önde oturan çalışkan kızı tavlamak için.

2) şu geçen deri mont giymiş esmer çocuk var ya onunla kesişmek için. ayh çoh datlı yah.

3)vip salonlarda ders çalışıyormuş gibi gözüküp lak lak yapmak için.

4)haftalarca çalışmadığı dersi 2 saat kütüphane performansıyla geçebileceği umudunu güçlendirmek için.

5)bedava kablosuz ağdan yararlanmak için.

6) yazın serinlemek, kışın ısınmak için.

7)sigara içmeye ara verileceği zaman içeri geçip oturmak için.

8)kapıyı gören bi yere geçip içeri giren çıkanları süzmek için.

9)5 dakika ders çalışıp ya da araştırma yapıp 2 saat kütüphanenin kafeteryasında oturarak ülke ekonomisine çaylarla, böreklerle, çizilerle can katmak için.

10) 'acaba götümdeki kurtlarla en fazla kaç dakika insanları rahatsız etmeden, hop oturup hop kalkmadan dersimi çalışırım, araştırmamı yaparım' diye test etmek için.(öngörülen süre max. yarım saat)

11) yan masada oturan arkadaşımın ensesine vurarak, soğuk elimi sırtına sokarak, hapşırmasına bile gülerek absürdlük konusunda sınırları ne kadar zorlayabilirim test etmek için.

son maddedeki mal benim ve hapşırmak bence çok komik ehe!