bugün

her ne olursa olsun her kim ne derse desin türkiye islam devletleri tarafından model alınan bir ülkedir bunun bilincine varılamamıs dahi olsa islamiyetle yonetilen ulkelerin cogunda türkiye sistemi halen arastırılmaktadır ekonomik acıdan bakılırsa türkiye malezya'dan kat kat zengin bir ülkedir tezini gelen yedi giden yedi kimse bitiremedi savıyla desteklemekteyimdir zira amerika'dan tutun da avrupa'nın sömürücü devletlerine devletin malını cebine atan zürriyetsizlerin çalıp kırpmasına dayanabilmiş halen daha bitmek tukenmeyen ve buna rağmen ayakta kalan bir ülkedir türkiye .ayrca türkiye malezya gibi olur diyenlere de osuruktan teyyare selam soyle o yare diyorum.
tarihte mukayese vardır.
lakin bizim hayatımızda mukaisenin m yerine sürekli benzetme yapılır.
malezya geçmişiyle, siyasi geleniğiyle -aşalamak için yazmıyorum- ingiliz sömürgesi olmuş ve özgürlüğünü ingilizlerin terk etmesiyle kazanmış, özgürlüğün ne olduğunu bilmeyen, tarihin sayfalarında adının geçmediği, kendi çapında bir ülkedir.
türkiye'ye malezya gömleği giydiremezsin bize o gömlek çok küçük gelir. arkadaşlar enerjimizi başka işlere daha yararlı işlere harcıyalım. 70 milyon insan bir ucundan bir işi tutalım.

(bkz: işine bak)
(bkz: laf değil değer üret)
(bkz: bırakın onlar türkiye olsun)
(bkz: BEN EZELDEN BERiDiR HÜR YAŞADIM HÜR YAŞARIM)
(bkz: HANGi ÇILGIN BANA ZiNCiR VURACAKMIŞ ŞAŞARIM)
(bkz: KÜKREMiŞ SEL GiBiYiM BENDiMi ÇiĞNER AŞARIM)
(bkz: YIRTARIM DAĞLARI ENGiNLERE SIĞMAM TAŞARIM)
Yenişafak Gazetesi yazarı Nazmiye yılmaz'ın 30 eylül tarihli yazısıyla ilgili bir yorum/eleştiri yazısı:

Yazar "Türkiye Malezya olur mu?" tartışmasına değinmiş fakat bunu sanırsam araştırmadan yapmış ya da işine gelmemiş. Bu tezini desteklercesine bir de okur mektubu koymuş yazısına. Mektupta ise basında çıkanların tersine değil, basında çıkanları yalanlayan da değil tamamen başka konularda Malezya savunulmuş; örneğin oradaki üniversitelerin kalite belgesinden söz etmiş ya da bilim alanındaki çalışmalarından söz edilmiş bunların hepsi iyi güzel şeyler ancak bizim Malezya'yı ülkemizle kıyasladığımız nokta bu değil. Asıl sorun da burada başlıyor zaten, televizyon haberlerinde çıkan görüntülerle Malezya'dan korkmamamız gerektiğini söylemiş yazar. Yani saat 15.00'den önce yemek yiyenlere polisin ceza kesmesini gayet normal görüyor ve bundan korkmamamız gerektiğini düşünüyor ya da 15.00'den önce yiyecek içecek satan yerlerin cezalandırılmasından. Sanıyor ki bizde de islam modelli devlet sistemi uygulanınca baskı oluşmaz. Oluşur çünkü ne olursa olsun toplumlarda bir hak yasayla korunur ya da desteklenirse o hakkı uygulamayan kişi kendini baskı altında hisseder. Aslında şu anda da türbanlı şahıslar baskı altında ama bu baskı devletin düzenine zarar vermeyen bir baskıdır şayet söz konusu anayasa çıkar ve söz konusu yasayı içinde barındırırsa bu sefer türbanlılar, türban takmayanlara baskı uygulamaya başlayacaktır ve bu da Türkiye'nin islam devleti olmasında bir adım daha atılmasını sağlayacaktır, böylece iyice Amerika'nın istediği düzeyde bir ülke olacağız. Yani kendi içinde çatışan ve sürekli dışa bağlı. Türban konusun sürekli gündeme taşınmasındaki amaç da bu değil mi zaten?
copy paste olmayan yazıdır. iki gün sonra ödev olarak hocaya verilecek olan yazıdır. sözlüğe nabız yoklamak amacıyla konulmuştur aynı zamanda.
merak etme olmaz diye cevap verilesi endişe içerikli soru.
türkiye malezya olmayacaktır ama malezya olmayı savunanların hali ne olacaktır, bunu çok yakında göreceğiz..
hayır olamaz, olmayacaktır.
olmasına izin vermeyecek Atatürk gençliği vardır.
bu ülke yi kazananların torunları yani bizler korumasınıda bilecektir.
olmaz olmaz deme olur mu olur.
rıdvan dilmene sorularak sonucu önceden ögrenilebilcek eylem. *
türkiye'yi tanımayanların endişesi. akp'den oy çalmak için başvurulan olaylardan sadece birisi.
guzel memleketimin demokrasi ve laiklik surecleri ayni asamalardan gectigi halde, "demokrasi elden gidiyor" diye ciyak ciyak bagiranlarin karsi ciktigi, karsi cikmakla kalmayip karsi saldiriya gectigi endisedir. bu arkadaslar surekli olarak endise duyanlara "siz turkiye'yi tanimiyorsunuz, laiklik kok saldi, cok guclu zart zurt" derken ayni surecten gecen demokrasinin kirilganligindan ve her an elden gidebileceginden bahsediyorlar. sunu kabul edin artik, ulkemizde laiklik de demokrasi de cok kirilgan. zaten laiklik gitti mi demokrasi ne ola ki?
10 yil oncesine kadar, nasil ispanya ve italya gibi olabilir miyiz derken, simdi eski bir somurge ulkesi ile mukayese edilmemize sebeb veren, tum dis dunya'da turkiye'nin imajini pes paralik eden, son 6 yilin iktidarinin, Turkiye Cumhuriyeti devrim ve inkilaplarinin bosa gittigini dosterge olarak biraktigi endisedir.
Meclisi dualarla açılan Yunanistan'ın bizden önce Malezyalaşmasından korkuyoruz. *
gündemden düştüğüne göre hükümetin başarılı icraatları sonucunda tehlikesinin ortadan kalktığının anlaşıldığı endişe.
saçmasapan bir endişedir. hayır açıklamaya dahi gerek duymuyorum. 70 milyonluk türkiye. tamam avrupa seviyesinde değil de, %81 oranında okuryazarlık şeysi var. sen gel bu kadar adam varken şeriat getir, malezya ol. aha bak, oynar başlıklı.
(bkz: malezya türkiye olur mu endişesi)
biraz daha kömür ve çek yardımı yapılırsa olası muhtemel bir durumun korkusudur.
türkiye malezya olmaz! beter olur...endişesidir!
ergenekon ve balyoz davaları yeni yeni türemiş, ülkede siyasal islamın radikalleştiği, siyasetin çirkin söylemlerinin baş gösterdiği yani kısaca ülkenin yavaştan boka battığı sıralarda bolca televizyon gündemini meşgul etmişti bu soru. hatırlayanlarınız vardır...

ben gerçekten o endişe edilen zamanları özleyeceğimi tahmin etmezdim.

büyük otoriter totaliter reisimiz ve kurmayları ülkeyi bir arap bataklığına sürüklerken tüm eğitim kurumlarının içinin boşaltılması tüm hızıyla sürüyor. beyin göçü artıyor, zenginler kendilerine zemin hazırlıyor.

tablo tam da amerika ve israil in istediği gibi gidiyor.

cahil radikal islamcı bir merkez ve mikro gruplara bölünmüş iç savaş yanlısı zihniyet ve bunlardan beslenen bir iktidar.