bugün

eğer kendisinin yakın bi arkadaşı olsaydım yurt dışına gitmeden önce, kendisine kendi deneyimlerinden edindiğim bir iki öğüt verirdim. veya vermek isterdim.

hayatımızda yeni bi sayfa açacağımız bi dönem gelmişse, kendimizi zor da olsa içine sokmamız gereken bir ruh halinin olduğuna inanırım. nedir bu yani? yeni bi yere gidilecektir, gidilen yerin dili bilinmiyordur. eş-dost-akraba yoktur. yalnızsındır, kendi evinde yatıp kalkmıyorsundur, vs. tek bilinen meslek ile ilgili yeni ve istenen bi ortama girmektir.

tuncay ın konumunda ise bu olay futboldur. tuncay oraya, o ligde oynamak için gitmiştir. ve orada da hatta avrupa'nın tüm liglerinde de futbol oynayabilecek kapasitesi de vardır. kimsenin de buna lafı olamaz. daha doğrusu tuncay futboluyla avrupa'nın heryerinde futbol oynamaya hazırdır. ama bence sorulması gereken başka bi soru vardır. tuncay evet ingiltere'de futbol oynamaya hazır ama ingiltere'de yaşamaya hazır mı? işte idman-maç-kamp-yolculuk temposu, işte osu, işte busu... peki bunlar dışında kalan zamanda tuncay ingiltere'de veya türkiye dışında herhangi bir yerde yaşamaya ne kadar hazır? oraya gitmeden önce aklında kurdukları neydi, gittikten sonra buldukları neydi? kendisini mesela 'herşeyin mükemmel olmayacağına', eski günlerini (iyisini-kötüsünü) deli gibi özleyeceğine, belli bi zaman dilimi (bence minimum 6 ay) çok fazla bi beklenti içine girmemesi gerektiğine kendisini ne kadar hazırlamıştı? ya da hazırlamış mıydı?

haftalardır yazılıp çiziliyo. tuncay mutsuz, pişman, carlos'a kaptan olcakken ne işi varmış orda, falan filan... gerçi bi kere bile kendi ağzından böyle bi açıklama ne dinledim ne de gördüm. ama biz türküz ve bizim medyamız da türk medyası. napalım bu işler burda böle.

sonuçta yurt dışına giden hiç bi futbolcumuz hakkında, onların da içinde bulunduğu ruh hali göz önüne alınarak yazılmış bi yazı, yapılmış bi eleştiri veya artık neyse adı ne okudum ne de gördüm.
kısır ve rekabetten uzak türkiye liginde fizik gücü ile parlamış bir futbolcu olmakla birlikte gittiği premier league'de, altyapıdan gelen toy çocuklar bile at gibi fiziğe sahip olduğu ve kendisinden fazla olarak top tekniğine de sahip oldukları için pek bir iş yapma imkanı olmayan oyuncudur.
kendisi ingiltere ligi için feci şekilde top hakimiyeti eskiği olan bir oyuncudur, zaten en başlarda bahsedilen chelsea, milan, real gibi kulüpler kendisinin yüzüne bakmamış, o da koca olsun bu gece olsun mantığıyla ingiltere'nin konyaspor'u düzeyinde bir asansör takıma transfer olmuştur. o takımda bile giderek daha az oynadığı düşünülürse önümüzdeki yıl yalvar yakar türkiye'ye dönmesi işten değildir.
bugün ya fanatik ya da fotomaç'ın ana sayfasında 'tuncay devre arasında fb ye kiralanacak' diye bi başlık gördüm. biz burda ne anlatıyoruz, millet ... ulan... la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyul azim
kısa bir süre sonra burnunu sürte sürte ve üç otuz paraya fenerbahçe'ye geri dönecek yeteneksiz futbolcumsu. fenerbahçe tuncay'ı ne mi yapacak? büyük ihtimal beşiktaş'a satar. *
türkiye'de kalsa efsane olacak futbolcuydu. gitti ingiltere'ye artık hata mı değil mi kendisi bilir ama geri dönmesin. bir fenerli olarak istemiyoruz bırakıp giden futbolcuyu.
fenerbahce'den ayrilmasi iki tarafada yaramamistir. ilk etapta yaptigi yani transfer olmasi "dogru" veya "mantikli" bir hamle gibi görünmüstü. mart ayindan sonra avrupa'da olamayan bir fenerbahce'den mayis ayinin sonuna kadar, sürekli chelsea, mancesther, liverpool gibi takimlara karsi oynama firsati bulacagi bir lige gitmisti. kim buna itiraz edebilirdi ki. ayrica gittigi kulüp cok siradan degil, bir hayli köklü bir ingiliz ekibiydi.

ama isler yolunda gitmedi anlasilan. teknik adam performansini yeterli görmüyor olacak ki, saniyorum artik, 90 dk sahada tutmuyor tuncay'i. daha cok da yedek baslatip sonradan oyuna aliyor. haliyle, türkiye'de bastaci edilen tuncay yedek sünepe bir oyuncudan baskasi olmamaya basliyor. bu isin tuncay tarafindan hüzünlü olan yani.

konunun bir de fenerbahce icin olumsuz tarafi var. tuncay fenerbahce'yi cokgu macta sirtlamisti. özellikle zico'lu dönemde takimin tökezledigi cogu macta tuncay'in isyankârligi devreye girerek fenerbahce sonucu cevirmeyi basarmisti. mesela frankfurt macinda attigi gol. mesela az macinda attigi gol. bunlarin hepsi fenerbahce'yi hayat veren hamlelerdi ve daha neler neler. pekii n'oldu simdi? tuncay'in yoklugu bir türlü dolmadi. onun yerinde oynayan vederson asla onun performansini sergileyemiyor. tuncay su anda takimda olsa, eminim carlos'la birlikte sol kanat cok daha güclü cok daha isler olacakti.
milli takımın euro 2008 elemelerindeki maçlarında (deplasmandaki yunanistan maçı dışında) rezalet bir performans göstermiş oyuncu. bu performansla fenerbahçe bile onu geri almaz...
Artık kendini toplamasını beklediğimiz topçu.
ne kadar yeteneksiz bir balon olduğunu bir kez daha göstererek beni mahçup etmemiş oyuncu.

(bkz: tuncay sanli/#2440691)
bir forvet için en önemli iki özellik olan teknik ve gol vuruşu sıfır. fenerbahçe'deki başarısı ve sevilmesini takımın ateşleyicisi, hırs küpü olmasına ve kaybetmeyi hazmedemeyip bir oraya bir buraya koşturup diğer arkadaşlarına gaz vermesine borçluydu. bulduğu pozisyonlar ve goler de sahada ayak basmadık yer bırakmamasının semeresiydi. bu hırsını ve azmini de çıkarırırsak geriye sıradan bir futbolcu kalır ki son bir yıldır içinde bulunduğu durum budur. ingiltere'ye giderek kariyerindeki en büyük hatayı yapmıştır. zira orada istemedeğin kadar hırslı, fiziğe dayalı futbol oynayan oyuncuların arasında bir varlığı olamaz. borough gibi sıradan bir takımda bile doğru dürüst dikiş tutturamamasının asıl nedeni budur. ingiltere'de tugay gibi tekniği ön planda olan yabancılar fark yaratıp kalıcı olabilir ancak. ispanya'ya gitse daha başarılı olabilirdi. şu sıralarda kendisini milli takımda izlemek ise tam anlamıyla bir çile.
ingiltere'nin en sıradan takımında bile kadroya giremeyen [iki forvetinin de sakat olmasına rağmen boro hocası tuncay'ı ilk 11'de oynatmak yerine paf takımdan bir futbolcuya görev verdi bu hafta] ama milli takımın vazgeçilmez takozlarından.
her ne kadar ''e$$ek'' gibi kondüsyonu olsa da, ipi kopmuş boğa gibi bir oraya bir buraya ileri geri, gidip gidip gelen adam. biz de istemez miyiz, o kadar hızlı koşsun, bir işe yarasın, topu kaptı mı, 50 - 60 metre sürdükten sonra, sağlam şut çeksin, ya da yaralı bir pas çeksin; şüphemiz yok, o da öyle istiyor ama, dengesizlikle, hırsın kesiştiği çizgide, kendisini nereye kaptıracağını bilmeyen futbolcudur da kendileri. yoksa, varsın middlesbrough'un en da$$ahlı adamı olsun, en kral takımlarda oynasın, Allah gönlüne göre versin.
futbolcu musun sen lan? demek istediğim adam.
çünkü futbolcu olsa adam gibi oynar, adam gibi oynamaya çalışır, ekmek yediği işi hakkıyla yapar.
haram olsun aldığın paralar.
eğer olsaydı, eminim "tüy siklet futbol" kategorisinde top koştururdu.
ortada sıçan oynarsak kesinlikle aynı takımda olmak isteyeceğim ama halı saha maçında takımıma bile almayacağım futbolcu. eskiden sadece koşardı ve hırslıydı, artık ne hırsı kalmış ne de deparları. ayrıca fatih terim'in manevi oğludur. *
ingiltere'de dağıtmış uzun saçlı.
17 ekim 2007 turkiye yunanistan macinda saç baş yoldurtan ve terim'in 90 dakika nasıl tahammül ettiğini anlayamadığım, ingiltere'de ruhunu kaybetmiş olan futbolcu.
eurosport'un düzenlediği yılın en kötü transferi anketinde an itibariyle birinci durumda bulununan oyuncu.

bir fenerbahçeli olarak çok üzülüyorum durumuna, yazık oldu.
http://img216.imageshack.us/img216/1674/adszcc7.jpg linkinden görülebilecek anket sonucuna göre ikinci sıradadır.
bal yapmayan arı misali sahada bir oraya bir buraya koşuşturan eski fenerbahçe futbolcusu.şimdi orta düzey bir igiliz takımının taraftarlarını çileden çıkartmakla meşgul.
iyi topcuydu "futbolcu" degil. yani oyle tipler olur ya her spora yatkindir, okul takiminda bile bi basketbol takimina alinirlar bazen hentbol bazen futbol.. ama hicbir zaman okulun gercek manada futbolu bilen ve bilegi olanlarin verdigi seyir zevkini vermez.. "bilegi olanlar" daha babadir her zaman.. tuncay'i da takimlarinda da gormek isterler her zaman.. ama yani bir sergen bir oguz bir tugay bir hagi veya alex ile kiyas kabul etmez ya.. iste oyle bir sey..
1 aralık 2007'de oynanan reading maçında gol atmıştır.premier league'teki ilk golüdür.
bana göre bu gol onun ve middlesbrough'nun üzerindeki kara bulutları dağıtacaktır. haydi hayırlısı...
galatasaray a transferi söz konusu futbolcu middlesbrough an 3 milyon dolar almasına rağmen galatasaray ın 2.5 milyon dolarına ılımlı yaklaşıyormuş ingiliz yetkililerde bu transfere olumlu bakıyor.
buyuk maclarda bi' ba$ka oynadigini bir kez daha gostermi$tir.

(bkz: 9 aralik 2007 middlesbrough arsenal maci)