bugün

bugüne kadar bir şey yazmadığımı görünce kendi kendime düşüncelere sevk edilmeme salık vermiştir kendileri.

yamulmuyorsam 14 ekim 1991 senesinde, içerisinde i m going slightly mad, innuendo, these are the days of our lives gibi şaheserleri de barındıran freddie mercury adlı gelmiş geçmiş en iyi şarkıcılardan, daha da ötesi sanatçılardan, belki de şarkıcılık yapmış en iyi 5 sesten birisi olan kişinin güle güle dediği innuendo albümünün en iyi parçalarından birisidir. her nasıl innuendo parçasının düzenlemesi akıllara zarar ise, i'm going slightly mad ve these are the days of our lives gibi şarkılar hüzünde sınır tanımıyorsa, don t try so hard içinizi acıtıyor ve ''bırak kasma bu kadar'' diyorsa, bu şarkı da onların toplamına eşit olup, belki de yaklaşık bir 25 senelik beraberlikteliğin altına atılan imza gibidir queen açısından da.

kişi dinlediğinde her türlü acıyı, zevki, kederi, ya da erdemi dahi içerisindeki hücrelerde hissedebilir. yağmurlu bir havada dinlerken, yağmurun da vermiş olduğu etkiyle, soğumaya yüz tutmuş sonbahar akşamında içini ısıtabilir; ya da sözlerine kendisini kaptırdığında, başarısız bir işin, kırılan kalplerin ya da karşılıksız çeklerden de öte, karşılıksız, melankolik depresif aşkların sonunda kendisine bir kılıf hazırlayabilir. böyle bir tutkudur bu şarkı. belki onlarca queen şarkısını bilmezsiniz, haşır neşir olmayan kişiler de, queen'i bu şarkıdan ibaret bilirler; varsın bilsinler, ama bilinen bir şey de odur ki, bu şarkı freddie mercury'nin her zamanki muhteşem yorumuyla brian may amca'nın red special'ının sevişmesinden de öte bir şarkıdır.

my soul is painted like the wings of butterflies
fairy tales of yesterday will grow but never die
i can fly, my friends

the show must go on
the show must go on, yeah
ooh inside my heart is breaking
my makeup may be flaking
but my smile still stays on...

kim bu sözlerde kendisinden bir parça duygu kırıntısı bulamaz ki. düşündüğünde, kişiliği ile birleştiremez ki. bizde de yok mudur; içeride bir yerlerdeki acıya rağmen, makyajımızın akmasına rağmen, dışa gülümsemek zorunda olduğumuzun farkındalığının...
ilk insandan şu ana kadar yapılmış en iyi 3 olmadı 5 hadi lan oda olmadı 10 şarkıdan kesinlikle bir tanesidir..
moulin rouge filmindeki sahneye çok güzel uymuş şarkı.
profesyonelliğin ilk ve en önemli öğretisidir. ne olursa olsun gösteri devam etmelidir anlamına gelen ingilizce terimdir. özverili insanların sahip olduğu bir erdemdir.
eğer profesyonellik iki yüzlülük, vicdansızlık, ruhsuzluk demekse elbette show must go on'dur. ama bilader, anan-baban ölmüş ve sen akşam sahneye çıkıp şıkıdım yapıyorsan, vardır ayarlarında bir bozukluk. (bkz: Allahım sen bizi fabrika ayarlarına döndür)
halen dinlenebilen özgün müziği ve yorumu ile bin sene sonra yine dinlenilebilecek o zaman bile aynı hissiyatı verebilecek nadide queen eseri. o melodi o kadar güzeldir ki hele hele melodiyi tamamlayan şarkının vermek istediği mesajı veren freddy'nin o muhteşem sesi !
uyulmazsa insanı çarpan bir showbiz yasası varmış gibi herkesin çok ciddiye aldığı motto.
klibi queen in bütün kliplerinden parçalar alınarak yapılmıştır, bu yüzden genel değerlendirmede çok alakasız görünebilir ama şarkının psikolojik ve zamansal konumuyla birlikte değerlendirildiğinde tabii ki klibin queen in o güne kadar yaptıklarının bir özeti olması en mantıklısıdır. ayrıca bu şarkı hiç bir parçasını canlı söyleyemedikleri innuendo albümünde bulunur.
the wall albümünden bir pink floyd şarkısıdır ayrıca:

ooooh, ma, oooh pa
must the show go on?
ooooh, pa. take me home
ooooh, ma. let me go

there must be some mistake
i didnt mean to let them
take away my soul.
am i too old, is it too late?

ooooh, ma, ooooh pa,
where has the feeling gone?
ooooh, ma, ooooh pa,
will i remember the songs?
the show must go on.
queen'in belki de kurulduğundan beri vermek istediği mesajını, misyonunu, vizyonunu barındıran şarkıdır. klibi bütün kliplerinden değil sadece 80'li yıllardaki klip ve konser görüntülerinden oluşmaktadır. şarkı, freddie mercury'nin bir bakıma sevenlerine yaptığı müzikal bir veda hutbesidir. bir kariyere konabilecek en güzel noktayı koymuştur üstat bu şarkıyla.
ne zaman moralim bozuk olsa dinlediğim, freddie mercury'nin o inanılmaz sesi içinde kaybolduğum, her ne olursa olsun şovun devam etmesi gerektiğini düşünüp kendimi toparladığım eşşiz parça.
Your broken heart that's fading in the dark
Will reach the sunlight one day
Melancholy shadows that are watching you
Will always recall to survive
When you turn on the lights of the stage
Your guitar will begin to say
Your time will come,time will come
Always believe in the rising sun,rising sun
Notwithstanding you must carry on
Show must go on,must go on
The lonely child that is deep inside you
Will reach the rainbow one day
Merciful angels that are watching you
Will always recall to survive

şeklinde sözleri olan almora şarkısı.
(bkz: show must go home)

(bkz: v ö)
ezgileriyle, kimi yerde çok sesliliğiyle insanı mutlu eden pink floyd şarkısıdır..ama ne yazık ki bu şarkı da diğer çoğu şarkısı gibi çok kısadır.
(bkz: grim reaper)

Up and down the boulevard,
I go walking in the night,
Memories of times gone by,
Ain't no way to put it right,
You tell me that you're lonely girl,
You say I was wrong,
Baby that was yesterday,
Now yesterday's gone.

Hold back the tears honey, just hold back the pain
Remember the years darling, remember my name
And love is a game honey, that none of us won
I just walk away now, the show must go on.

Yesterday's gone, the show must gone
I guess I was wrong.

The good times that we shared together,
Making love by candlelight,
Then we went through stormy weather,
And I guess we lost the fight,
So write another lover's song,
And drink some more wine,
Cause when the rain starts falling down,
The sun always shines.

Hold back the tears honey, just hold back the pain
Remember the years darling, remember my name
And love is a game honey, that none of us won
I just walk away now, the show must go on.

Yesterday's gone, the show must gone
I guess I was wrong.

Up and down the boulevard,
I go walking in the night,
Say goodbye to yesterday,
And leave it behind,
So once more we feel in darkly,
Kiss me again,
Darkly again my baby,
Cause this is the end.

Hold back the tears honey, just hold back the pain
Remember the years darling, remember my name
And love is a game honey, that none of us won
I just walk away now, the show must go on.

Yesterday's gone, say goodbye to yesterday,
So once more we feel it darkly, kiss me again.
"gösteri devam etmeli" anlamına gelen ve freddy mercury'in ölümünden sonra gösterime giren ve grubun 80lerdeki ve bu albümdeki headlong şarkısına çektiği bütün kliplerin kolajlanmasıyla oluşturulan bir klibe sahip, muhteşem ve insanı ağlatan bir queen şarkısı. o şarkıdan sonra, grup bir daha vurucu şarkılar yapamadı.
ben kolayca tüketilen şarkılar yapmak istiyorum diyen freddy mercurynin hesaplarını alt üst eden, beynimize kazınmış, efsane olmuş, bir diğer queen şarkısıdır.
dinledikçe dinlenesi gelen eşşiz şarkı, insanı başka bir yerlere götürür.

queen'in en çarpıcı şarkılarından birisidir, son albümün son şarkısıdır. aids'in freddie mercury'i iyice bitirdiği dönemde o hastalığa rağmen belki de sesinin tavan yaptığı bir yorumla söylemiştir. freddie'nin durumu çok ağırlaştığından şarkının klibi çekilememiştir. izlediğimiz klipte diğer kliplerinden ve konser görüntülerinden montajlanmıştır. freddie mercury'nin kısa süre sonra ölmesi bu şarkıyı daha bir anlamlı hale getirmiştir.
kanımca gelmiş geçmiş en büyük rock eseridir. her duyulduğun da tüyleri diken diken eder. zaman zaman ağlatır.
kişiye yaşadığı tüm kötülüklere ve olumsuzluklara karşı müthiş bir direnme gücü aşılayan şarkı... pardon sanat eseri tanımını yediden oluşturan şey.*
asla tam anlamıyla coveri yapılamayacak ,yapılsa bile b.k gibi olacak sarkıdir.cunku

i'll face it with a grin
i'm never giving in
on with the show

kısmını hakkıyla soyleyebılmek guven özveri ve tecrube ister.
one tree hill'in 3. sezonunun final bölümünün adı. bu bölümde aynı zamanda led zeppelin'den babe i'm gonna leave you çalmış ve beni benden almıştır.

ayrıca gelmiş geçmiş en güzel ve en ünlü rock şarkılarından, müthiş queen eseri. freddie mercury'nin elvedası..
yüksek dozda ingiliz aksanı içeren şarkıdır. bu yüzden içerken çalıyorsa dikkatli olmak gerekir zira kafa güzelken adeta bir prens charles'ın sükunetini yitirmiş versiyonu gibi bağıra çağıra söyleme ihtimaliniz vardır. hele ki arkadaşlarınızın sizin her rezilliğinizi saniye saniye videoya kaydetme gibi bir sapkınlığı varsa daha dikkatli dinlenmesi gereken eserdir.

i'll face it with a grin*
i'm never giving in*
on with the show*
kısmı genelde sarhoş ve dolayısıyla gaza gelmiş bünyenin en net hatırladığı ve dolayısıyla hönkürdüğü kısımdır. ertesi gün yine ders çalışmaya falan devam edilir. "on with the show"dan kasıt bu olsa gerek...
Bu şarkıyı yazdığı zaman Freddie Mercury aids olmuştur ve öleceğini bilmektedir. Sadece bu küçük not bile bu adamın her şey üzerine şarkı yazabilecek kabiliyete sahip olduğunu göstermektedir. Birtane daha ondan gelmemiştir gelemezdir. Ne yazık ki şov devam edememiştir.
7 kez üst üste dinlendikten sonra yaklaşan finaller düşünürek uykuya dalınırsa rüyada intihar eden, sağa sola koşan hayattan bezmiş insanlar görüldüğü bizzat benim tarafımdan ispatlanmıştır.