bugün

altay, bucaspor, göztepe ve karşıyaka taraftarları ortak sorunlara karşı birleşerek ‘tribünün de sesi var’ dedi ve ‘renklerimiz ayrı dertlerimiz aynı’ sloganıyla ülkenin ilk ‘taraftar sendikası’nı kurdu.

fırat başaran/egedesonsöz – izmir taraftarları türkiye’de bir ilk imza atarak ortak sorunlara karşı dernek çatısında birleşti. göztepe, altay, bucaspor ve karşıyaka taraftarları bir araya gelerek 6 aylık bir çalışma sonunda taraftar hakları derneği’ni kurdu.

dernekler il müdürlüğü’ne yapılan müracaat sonrası alınan vize ile yola çıkan dernek, tüzüğün incelenmesi sonrası olası prosedürler de aşılınca tam anlamıyla hayata geçecek.

renkler ayri dertler ayni!
‘renklerimiz ayrı dertlerimiz aynı’ sloganıyla yola çıkan ve ‘suskun taraftar olmayacağız’ sözü veren dernek bu çatıda tüm spor kulüpleri taraftarlarının haklarını ve çıkarlarını savunmayı hedefliyor. taraftar hakları derneği, facebook sayfasında kuruluş amacını şöyle açıklıyor: “ayrım gözetmeksizin tüm spor kulüplerinin taraftarlarının, haklarını ve çıkarlarını savunmak, ortak taleplerinin gündeme getirilmesini sağlamaktır. taraftarların, sosyal – kültürel - sanatsal gelişimi, üretici ve yaratıcı taraftar tipinin yaratılması, çevre, beden ve ruh sağlığının geliştirilmesi, toplumla ve kendi aralarındaki ilişkilerde etkin, demokratik yaşam bilincine sahip bireyler haline gelmesi için çaba sarf etmek, aralarında dostluk ve dayanışma duygusunun geliştirilmesi ve dayanışma sağlanması için çaba sarf etmek, dayanışma biçimlerini oluşturmaya çalışmaktır. tribünlerde şiddetin ve nefret söyleminin son bulması için çaba sarf etmektir.her türlü ırksal,dinsel ve cinsel ayrımcılığa karşı durmaktır. taraftarların demokratik bir toplumda, uluslar arası standartlara uygun ortamlarda ve koşullarda maç izlemesi için çalışmak ve mücadele etmektir.”

neden izmir?
derneğin kurucu ve ilk başkanı göztepe taraftarı devrim cem erturan tribünlerinin tek çatıda birleştiren oluşumun ‘başkentinin’ izmir olmasını sporda şiddet yasası’nın hayata geçmesinin ardından kentin pilot şehir seçilmesiyle birlikte yaşanan sıkıntıların tavan yapmasına bağlıyor. erturan kentin pilot bölge olması nedeniyle yasanın ardından geçen sürede çok sert ‘kontrollere’ tabi tutulduklarını, tüm izmir tribünlerinin statlarda ve stat dışında sayısız baskıya ve şiddete maruz kaldığını dile getiriyor.

derbi sonrasi yaşananlar milat!
derneğin oluşum sürecinde 29 ocak günü oynanan karşıyaka-göztepe derbisi sonrası yaşanalar bir milat niteliği taşıyor. dernek başkanı erturan, maç sonrası göztepe taraftarının emniyet görevlilerinden gördüğü şiddetin ve olaylar sonrası yönetim, siyaset ve izvak dahil hiçbir kurumdan destek görmemelerinin, yaşanan yalnızlığın kendilerini harekete geçiren olay olduğunu dile getiriyor.

dernek için alsancak ve gürsel aksel statları’nın yıkılma kararlarına karşı duruş adeta bir sınav niteliğinde oldu. taraftarların bir arada gösterdikleri direniş, eylem ve yürüyüşler ortak soruna karşı ortak hareket anlamında kusursuz bir ‘cevap kağıdı’ gibiydi… taraftarlar statların yıkımına karşı direnişi maddi sıkıntılar aşıldıktan sonra önümüzdeki günlerde iki statta yapılacak çadır eylemiyle yeniden ayaklandıracak.
--spoiler--
BÜLENT KALE'DEN
ibne Hakem Seni Seviyoruz!
ilk düdüğün duyulmasıyla beraber "Dönmeler" sağlı sollu bindirmelerle rakip takımı yıpratmaya başladılar ama bu durum takım içinde ideolojik tartışmalara neden oldu. Nihayetinde, sonraki bindirmelerin hep soldan yapılması kararlaştırıldı.

Bülent KALE bulentkale@gmail.com
izmir - BiA Haber Merkezi 11 Ağustos 2012, Cumartesi

"ibne hakem, seni seviyoruz!"
"Lezbiyen forvet, seni seviyoruz!"
"Susma haykır, eşcinseller vardır!"
Foça sahillerindeki küçük bir koyda oynanacak maç öncesi tezahüratlar bu minvaldeydi. Maçın başlamasına az bir süre kalmıştı. Hakem Trabzon bölgesinden Halil ibrahim Dinçdağ'dı.
Dinçdağ, 2009 yılında eşcinsel olduğu gerekçesiyle hakemlikten ihraç edildi. Gerekçe olarak da "askerliğe elverişli değil" raporu gösterildi. TSK askerlik yapmak istemeyen eşcinsellere verdiği raporla eşcinselleri askerlikten muaf tutuyor ama aynı zamanda eşcinsellerin "psikoseksüel bozukluğa" sahip olduğunu iddia ediyor.
Bu rapor, daha sonra toplumsal hayatta eşcinsellerin maruz bırakıldığı ayrımcılığın resmi kılıfı olarak kullanılıyor. Çünkü kâğıt üzerinde -ya da iş demagojiye gelince- Halil ibrahim Dinçdağ hakemlikten "eşcinsel olduğu için" men edilmiyor, bilimsel olarak "psikoseksüel bozukluğa" sahip olduğu için men ediliyor.
Elbette Dinçdağ'ın Trabzon'da 16 yıldır yaptığı radyo programlarına son verilmesinin ya da onca yıllık formasyonuna uygun başka herhangi bir iş bulamamasının nedeni de eşcinsel olması değil, "psikoseksüel bozukluğa sahip olması". inanmıyor musunuz? inanmayan bölücüdür, devlet düşmanıdır.
Geçtiğimiz hafta sonu izmir Foça'da düzenlenen Rock-A Festivali'ndeki mini futbol turnuvasında oynanan maçların hakemi Halil ibrahim Dinçdağ'dı. Üzerinde hakemlikten ihraç edilmeden önce 2008 yılında Futbol Federasyonu tarafından dağıtılan resmi hakem üniformasıyla çıkmıştı sahaya.
Turnuva; izmir'de Göztepe, Altay, Buca ve Karşıyaka taraftarlarının ortaklaşa bir girişimi olan Taraftar Hakları Derneği tarafından düzenlendi. Dernek, şehir içindeki statların yıkılıp şehir dışına taşınmasına, taraftarların futbol iktidarlarının güdümünde siyasetten azade kitleler olarak görülmesine, tribünlerdeki nefret söylemlerine, şiddete ve her türlü dinsel, ırksal ve cinsel ayrımcılığa birlikte karşı durmayı amaçlıyor. Turnuva maçlarını yönetmesi için Halil ibrahim Dinçdağ'ı Rock-A'ya davet eden de yine onlardı.
O turnuvada bizim de bir maçımız vardı.
Ve beklenen an geldi. izmir Siyah Pembe Üçgen Derneği ve istanbul LGBTT inisiyatifiyle oluşturulan "Dönmeler" takımıyla, isminden 'seksüel' değilse de 'psiko' sorunları olduğu anlaşılan "Manic Depresif" arasındaki büyük maç "ibne hakem, seni seviyoruz" tezahüratları eşliğinde başladı.

ilk düdüğün duyulmasıyla beraber "Dönmeler" sağlı sollu bindirmelerle rakip takımı yıpratmaya başladılar ama bu durum takım içinde ideolojik tartışmalara neden oldu. Nihayetinde, sonraki bindirmelerin hep soldan yapılması kararlaştırıldı.
Ebru, orta sahanın ortasında adeta bir dinamo görevi görüyor, bütün takımı yönlendiriyordu. Sahada basmadık yer bırakmadı. ileride Meriç'in topsuz koşularıyla rakip defansı alabildiğine yıpratıyor, nefes aldırmıyordu.
Gerek sağ ve sol açık oynayan lezbiyen futbolcuların açtığı toplar, gerekse ileride top ayağına değdiğinde adeta ilahlaşan Meriç'in mahareti "Dönmeler"in bu maçı hiçbir şekilde bırakmayacağını ta baştan haber ediyordu.
ilk yarının sonlarına doğru "Dönmeler" adeta yıllardır birlikte oynayan gerçek bir takım hüviyetine bürünmüş ve Meriç'in ayağından ilk golünü tabelaya yazdırmıştı.
Maalesef ilk yarının son dakikalarında biraz da kalecinin kifayetsizliğinden kalesinde bir gol görünce, "Dönmeler" soyunma odasına 1-1 beraberlikle gitmek zorunda kaldılar.
Bu arada takımı ateşleyen taraftarların tezahüratları tüm koyu inletiyordu: "Transeksüel forvet, seni seviyoruz!" "Susma haykır, eşcinseller vardır!"
"Dönmeler"in ilk yarıdaki hakim oyunu karşısında şaşkına dönen rakip takım ikinci devrede Manikten çok Depresif bir görüntü çizmeye başladı.
ikinci yarı da "Dönmeler"in açık ara üstünlüğüyle geçti ancak gol yollarındaki talihsizliklerini bir türlü aşamadılar. Doğrusunu söylemek gerekirse "Dönmeler" takımının en büyük talihsizliği kalecileriydi. iyi bir kalecileri olsa maçı çok rahat alabilir, hiç penaltılarla uğraşmazlardı. Fakat ne çare, maç penaltılara kaldı.
Neyse ki, penaltılarda o yetenekli ayaklar tüm penaltıları gole çevirdiler de, kaderlerini o yeteneksiz kalecinin ellerine bırakmadılar.
Son penaltının da gole çevrilmesiyle hakem Halil ibrahim Dinçdağ "Dönmeler"i maçın galibi ilan etti. Takım ve taraftarlar bir anda sevgi yumağı oluşturarak "Dönmeler! Dönmeler!" nidalarıyla festival alanını inletmeye başladılar.
Bu arada -küçük bir detay olarak- bu neşe içinde sarf edilen "Dönmeler" tezahüratının "Kalinka" ezgisiyle söylendiğini belirtmek gerekir.
Taraftarlar ve oyuncular sarmaş dolaş plajdaki bara gidip birer soğuk bira söylerken, herkesin hemfikir olup birbirine yinelediği cümle şuydu:
"Bir insanı cinsel yöneliminden dolayı, onca sene emek verip keyif alarak yaptığı mesleğinden alıkoymaktan daha büyük bir 'ibnelik' olamaz."
Bu arada; günün son ışıkları bizim maç coşkumuzla beraber tüm koyu ve festivali kızıl bir ışıkla boyuyor, ileride genç eski hakem Halil ibrahim Dinçdağ, yaşadığı haksızlığı "Kırmızı Kart" ismiyle bir belgesele dönüştürmeye çalışan film ekibiyle harıl harıl çalışıyordu.
Ne de olsa ışığı kaçırmamak gerekir; filmlerde de, hayatta da. (BK/NV/YY)
--spoiler--
(bkz: 15 08 2012 taraftar hakları derneği bildirisi)