bugün

kafasına koyduğu şeyi yapmazsa ölecek takıntısıdır efenim.
yolda bir anda arkamı dönüp ters yönde ilerleyememek. illa yolun karşısına doğru geniş bi açı çizmek zorundayım.
Ters gördüğüm terliği düzeltmek.
bu aralar türkçe rape taktım kafayı. ados, şiirbaz, no.1, a.p.o, ceza, u.l.a.ş, contra, itaat falan dinliyorum bu aralar.
sürekli '' acaba ocağı açık mı unuttum lan? '' deyip ocağı kontrol etmek.
kulaklık olmadan kesinlikle gideceğim yere gitmem. illa o kulaklık olacak.
odamın kapısı gizli bir şey yapmasam da evde kimse olmadığı sürece hep kapalıdır.
Küllüğün dışında kül olması.
tuvaletten sigara içmeden çıkmam.
yatmadan önce ayak parmaklarını yarım saat bateri misali kütletmek.
yıllar ama yıllar boyunca,
başımı yastığa her koyuşumda,
uykuya dalmadan önceki o bekleme vaktinde,
uyku ve uyanıklık arasındaki o yarı sarhoş geçiş anlarında...

çılgın ve yağız bir atın...
geceden daha koyu bir küheylanın...
bilmediğim bir tepenin ardından çıkıp geldiğini...
ve beni yerden kaldırıp da sırtına attığını görürüm...
zamanı ve mekanı ardında bırakarak beni götürdüğünü...

gittikçe hızlandığımızı...
hızlandıkça eridiğimizi...
eridikçe yok olduğumuzu...
ve nihayetinde de, bir ışığın içine dökülen küller haline geldiğimizi görürüm.

--spoiler--

rahmete uçuyoruz...
kabul edilmek ya da edilmemek gibi bir kaygı duymadan...
yüzsüzlüğün en cesur haliyle...
aşk ile...
cesaretle...
dimağda vuslatın vecdi dışında bir düşünce olmadan...
tereddütsüz dışlayarak bütün olumsuzlukları...
gidiyoruz nihayetimize...

nihayete eriyoruz nihayetimizde...

--spoiler--

sonra korkuyorum...
özlem çörekleniyor yüreğimin en derinine...
ve korkular içinde uykuya dalıyorum...
rotring kalemim olmazsa ders çalışmam . birsürü kalem aldım, denedim ama olmuyor.
yazı yazarken renkli kalemler kullanmazsam o ders çok sıkıcı geçiyor.
sayfanın sonuna kadar yazıp son satırlarda yazım kötüleştiyse yırtar atarım hiç acımam.
kucağıma yastık alarak oturuyorum.
kapım kapalı olmadan asla uyuyamıyorum.
yatmadan önce ayakları yıkamak, kurulamak, parfüm sıkmak. her gece her gece anam ağlıyor ama yapmadan da uyuyamıyorum. sanki ayaklarım çok pismiş gibi geliyor.
ışık kapalıyken bir şeyler yiyememek. yani yediğim şeyi görmem lazım. hangi tarafını yediğim önemli. hatta tabak içerisinde bile seçebiliyorum. şimdi bu tarafını yicem gibi vs vs. saçmalık amk.
ayağımı sallamadan oturamıyorum. napıyım amk. takıntı işte.
kızıl saçlı ve beşiktaşlı kızlar.
bıçakları ve çatalları yıkadıktan sonra daima ters koymak. bileklerime batacakta her taraf kan olacak ben de oracıkta can vericem diye korkuyorum.
kaldığım odadanın, girdiğim tuvalet ve banyonun kapı koluna mutlaka bir şey asarım arkadaş. eğer buzlu camı varsa ve arkasında askı takılıysa boydan boya havlu asarım. ev bomboş olsa bile yaparım bunu. izleniyormuş hissi kötü bir şey sözlük.
deniz durgunsa girmem
havuç yemem
sessiz uyuyamam
araba içinde arka solda otururum
biri konuşurken lafını keser soru sorarım ( çok da sikimde ayrıca )
ortamda birisi herkesten çok konuşursa gıcık olur sevmem, belki de kovabilirim de
kerhaneye gidemem
çok bilindik şarkı ve filmleri izleyemem
kadınlara karşı kibar olamam
mizah ve edebiyat yapamam
yalancıları anlar bozmadan duramam
stada gitmem
bara gitmem
asansöre 3 kişiden az binerse inerim.
yeter.
sigara içerken izmaritin dibine kaçar içmek içine çekmek. sigarasızlık olgusunun kıymetini bilmek ve sağlığı dibine kadar riske atmak.
beraber merdiven çıktığım insanın ayaklarına bakmak. aynı basamağa aynı adımı atıyorsak sıkınıt yok.
yolda yan yana yürüdüğüm insan sağımda olmalı.
ev dağınık olacak. her şey derli düzenli olunca ev çok çirkin duruyor. yere atılan 1-2 pantolon evi güzelleştiriyor.
bağlaç olan de ve da 'lar. onun dışında yok çok şükür.
paraya parmağımın ucu bile değse, ellerimi yıkarım.
yolda yürürken önde yürüyen kişi aniden durmayacak, durmamalı .