bugün

bir beklentiye girmeden sadece ilgi duyarken haddimi aşıp ilgi beklemek gibi bir gaflete düştüm. bunu, canım acıdığında fark ettim. özür dilerim. haklısın. ben kimim ki yahu.
1 saat ders çalışıp 3 saat ara veriyorum. burada bir yanlışlık var sanki ama tam olarak nerede olabilir? hımm.
boyun ve sırt ağrılarımdan kurtulmak istiyorum.
insanın vicdanıyla bir meselesinin olmaması, kendine yapabileceği en büyük iyiliklerin başında geliyor.
saatlerce konuşabileceğim biri olsaydı keşke. her konu hakkında, dolu dolu... çok şey istediğimi sanmıyorum ama, olmuyor bir türlü.

kendi kendimle konuşmaktan sıkıldım. hep aynı fikirdeyiz birbirimizle. olmuyor böyle.
Bu gece çok sıkıcısın be sözlük.
Şu boş konuşan insanlar konuşmaya başlayınca otomatik olarak susturulsa keşkee.
bizde kendi çapımızda yazarız yani bütünleşmesiyle haykırırlar alfabeye.
çişim geldi.ewed
15 sene önce moralimi bozan insanların hiçbiri şu an hayatımda değil. Tıpkı 10 sene öncekiler gibi. Hatta daha ilginci 3 sene önce bile moralimi bozan insanların ne seslerini duyuyorum ne de yüzlerini görüyorum.
bir şey istediğimizde, istediğimiz şeyi sorduğumuzda, yok cevabına " hiç mi yok" karşılığı veren tek halk biziz.
istemeden bir şekilde çevreme zarar veriyorum. Canlarını yakıyorum. Halbuki niyetim kötü değil çoğunlukla iyilik yapayım derken oluyor bu. Kendimi lennie gibi hissetmeye başladım. Ahh lennie.

Dün gece saat 1 gibi muhabbet kuşlarımızdan biri kafesinin üstünde uykuya daldı. Alıp yerine koyayım derken birden elimin arasından kaçmaya çalıştı. Normalde kaçmaz. Ben de o an refleksle tutmaya çalıştım. Bir cıyaklamayla yavrum perdenin en tepesine kondu. Bir de baktım, kuyruk tüyleri elimde kalmış. Bir tane de değil. Çok kötü oldum. Zaten hiç keyfim yok. Oturdum hüngür hüngür ağladım. Özür dileyerek çağırdım onu ama inmedi aşağıya. Korkmuş haliyle. Sonra kardeşimi uyandırdım hem onu yerine koydu hem beni teselli etti.
kopan tüylerini de şu şekilde dizmiş;

(img:#2010382)
Hepinizin amk.
Evren acımasız, umursamaz bir boşluktur. Mutluluğun anahtarı anlam aramak değil. Kendini önemsiz saçmalıklarla meşgul etmektir. Ve sonunda ölürsün.
uyuyamiyorum. bagiricam simdi!!!
Hayatimin bu dönemi tam kırilma noktasi.ya toparlayaçağim kendimi yükseleceğim yada kaybolacağim bulunmamak üzere.önümdeki 1-2 sene çok kritik.
akşam saati bir akrabamla konuştuk.

ihracat ağırlıklı çalışan bir fabrikada çalışıyor. 20 yıllık bir işletme.

haliyle kriz vurmuş. üretilen mallar ellerinde kalmış. öyle 300-500 bin dolar değil. "10 milyon dolarlık mal elimizde kaldı" dedi.

büyük başın derdi de büyük oluyor. ödemelerin bir kısmını yedek akçeden halletmişler. çekler patlamaya başlamış. haliyle herkes parasını kurtarmaya çalışıyor.

"böyle giderse bir daha doğrulamayız" dedi.

devlet mi?

bir lira destek yok...

saray inşaatı devam...
Önce kendin kendin. Kimse için kendini almıcaksın karşına. Yaş oldu 30 biliyosun da niye burnunun dikindesin be yavrum.
Bu sabah içimde ki romantizm kendini dışa vuruyor.

Fark edilmek, paylaşmak ve kendini anlatmak istiyor.

Güzel bir sabaha uyanacağız.
Tanıdığım pek çok insan zihnimde bir şarkıyla eşleşmiş durumda. Ne zaman birinin eşleştiği şarkıyı dinlesem o kişi yanımda gibi hissediyorum. Sanırım karantinayı bu kadar rahat geçirme nedenim de bu.
görsel
Keşke bir şekilde üzeceğim ya da üzüleceğim hiçbir insanla, zamanın herhangi bir noktasında tanışmasaydım. Tanışmayayım... Çok ağır geliyor yaşamak, hıçkırıklarımla ağlayamamak. Ne olur içim yanmasın artık! Dayanamıyorum bu kadar. Nefesim kesiliyor. Hiçbir şey düşünemiyorum. Ne olur hiç karşılaşmasak?. Ağlamak derdi bu, sadece ağlamak.
iyi ki tv lerin elektrik sobası kadar sarfiyatı yok.
Biraz korkak olduğumu farkettim, bazı ihtimallerden korktum.
Kötü insanları zeki sanma düşüncesi, zeki insanların kötü olduğu fikrine yol açmamalı.