bugün

Ben ne yaptım öyle, pişmanım.
intihara meyilliyim ama yemiyor.
Kimseye anlatamadıklarımı, kimseye söyleyemediklerimi buraya yazmak istedim. Yaşıma göre yorumlanacak bir konu olduğu için yaşımı söyleyeyim. 25 yaşındayım.

2 sene önceydi.ilişkim biteli 6 7 ay kadar olmuştu. Eski ilişkim bitince pek bir şey hissedememiştim. iyi arkadaştık ama sevgililiği beceremedik. Birbirimize saygımızı hiç yitirmedik. Arada sırada hal hatır sorarız.

Sonra karşıma biri çıktı. Aklımda hiçbir şey yokken birden sevgili olduk. Öyle güçlü bir çekim vardı ki aramızda. ilk buluşmadan sonra 2. Buluşmada tamamen sevgili olmuştuk. Aramızda hiçbir sınır kalmamıştı. Çok hızlıydı her şey. Çoğu ilişkide olduğu gibi ilk başlarda her şey çok güzeldi. Bir süre geçtikten sonra "bu ya işte bu evleneceğim kız" diyordum kendi kendime. Ben şu ana kadar bu kadar sevmemiştim kimseyi. Her kusurunu ayrı seviyordum. O da aynı şekildeydi. Yanyanayken kavga etsek bile 15 dakikadan fazla uzamiyordu hicbir şey. ikimizden biri alıyordu kırılan gönlü. Aynı güzellikte devam ediyoduk.

istanbulu karış karış ilmek ilmek gezdik dolaştık. Her yerde anılar biriktirdik. il dışına gittik gezdik dolaştık. Ona her sarıldığımda içim titriyordu. ilk gün nasılsa ilişkinin son zamanlarına kadar bu hep aynıydı. Hiç değişmedi.

1. Yılın sonlarına doğru bir süre aynı şehirde değildik. Tavırları anlamsızca değişmeye başladı. Seven insan bu kadar uzaklasamaz dedikce, ilk günkü gibi heyecan olmaz ki sıradanlaşır gibi cümleler kurdu. içimden bir şeyler kopmaya başladı. Sürekli arayan sürekli mesaj atan sürekli konuşmak isteyen biri de değilim. Ama hissedersiniz ya o soğukluğu. Canınızdan çok sevdiğiniz insan size böyle mesafe koyar ya, göğsün ortasına bi yumru oturur. Hık diye kalırsın. Konuşamazsın, içinde patlar.

Sonra tekrar yüzyüze görüştüğümüzde oturup çözdük çoğu şeyi. Bana sevgisinin değişmediğini gördüm. Bunu bi daha tekrarlama diyip açıkladım hislerimi. kalbimle hissettim o an sevgisini. Kalbime inandım. Ve sünger çektim kötü günlere. O da sunger cektigini söyledi.

2. Yıl daha sancılı geçti. Arada sırada olan tartışmalar artsa da eskisi gibi hallediyorduk. Hayattan beklentilerimiz, mesleklerimiz, hayat tarzımız, kafa yapımız birebirdi. Ya da ben öyle sandım. Bilmiyorum. Gezdik dolaştık. Yapmaması gereken bi hata yaptı. Beynim affetme diyordu kalbim affet diyordu. (aldatma değil) kalbimi dinledim. Toparladık iyi fena gitmiyor derken yine bir süre ayrı kalmamız gerekti. Ayrıyken her şey tekrar boka sardı. Yine şiddetle karşı çıktığım bir şeyi yapınca bende ipler koptu. Ayrılmak istediğimi söyledim. Bitirdim. Bunu söylediğimde bu kadar kolay mıydı diyip ayak diretti. Sonra hiçbir şey demeyip susacağını söyledi. Sonsuza dek seni duymayacagim artik onemi yok dedim. Ve bitti. ilk defa severken ayrıldım. Sevdiğim halde bırakmak zorunda kaldım.

Diyeceksiniz ki o senin istemedigin şeyleri yaparak aslında ilişkinizi çoktan bitirmiş. Evet haklısınız. O çoktan belki de Vazgeçmiş bizden.

2 senelik bir ilişki yaşayıp çok sevince hiçbir şey kolay bitmiyor. Kokusu, saçı, nefesi ve diğer her şeyi zihninizde kazılı oluyor. Hediye aldığı şeyler, elbise dolabında hiçbir şey olmamış gibi duruyor.

Ayrıldıktan sonra iş değiştirdim. Artık onun bulunduğu yere çok yakınım konum olarak. Arkadan ona benzettigim bi kızın gidip yuzune baktim. O değildi rahatladım. Sanki bi anda oralarda karşılacağız gibi hissediyorum. istemsizce etrafıma bakıyorum. Bu kadar boktan ve çaresizce bi hal ki. Kendine engel olamıyorsun kendini kandıramıyorsun. O sızı kalıyor içinde. Başka bir kızla oturup bir şeyler yiyip içtiğimde sanki karşımda oturuyor ya da bana uzaktan bakıyor gibi hissediyorum bazen. Halbuki yanlışı yapan oydu, çok ikaz ettim. Olmadı. Telefonumda amoled yanığı oldu. Ekrana dikkatli bakinca sol üstte ismi yazıyor. Bu kadar boktan tesadüfler işte.

Bundan sonrası için tek korkum bi daha kimseyi böyle sevemeyecek gibi hissetmem. Umarım bunu yaşamam. Karşınızdakini iyice tanımadan kalbinizi tamamen açmayın. Sonra toplanamıyor insan. Öyle bir çamura saplandım ki. 6 7 ay oldu. Sanki hiç mesafe katedemedim. Bu süreçte ilgi gösteren, belli edenler oldu. Hepsine aynısını dedim. Kimseyi yarabandi olarak kullanamam.

Bu entry okunur, okunmaz bilemiyorum. Yıllar sonra dönüp okumak istiyorum sadece. Eğer birini gerçekten severseniz birbirinize yanlış yapmayın.

Sevgi bu hayattaki her şeydir. Gözünüze hitap edebilecek insan çoktur ama kalbinize dokunabilecek insan azdır. Bu kadar sözlük. Yazmak isteyip yazamadığım daha neler var bi bilsen.
ağzım küçülmüş.

eskiden tek seferde ham yapabildiğim keki şimdi tek seferde ham yapamıyorum.
Bazen insanlar beni de korkutuyor. Sırf bu yüzden sigaraya daha fazla ihtiyaç duyuyorum.
Pek umudum yok karanlik bir kuyudayim yukari ciksam kafami vururlar kuyuda kalsam ölürüm
Icimde bir gram yasama hazzi yok ama son bi kez ayaga kalkmak icin ugrasicam umarim sans yanimda olur.
Bu aralar çok korkuyorum
Yine korkuyorum, uyuyamıyorum asla.
Ben bugün bir kadın ve bir adamın ne kadar vicdansız ve kötü olabilir'lerinin bir kısmına şahit oldum. insanların kötülüklerin sonu asla yok. Ve eğer inanıyorsanız da imtihanın boyutunun bir sınırı yok. Allah her daim yanımızda olsun.
Beynimin içinde filler tepişiyor, ne yapacağıma karar verme süreçlerinden nefret ediyorum.
WC ye gitmeye üşenmesem işeyip yatacağım.
Allah düşmanımı Sakarya halkıyla haşretsin. Böyle bol egolu ve geveze planlarıyla. Gözde bedduam bu artık.
Gençken bi ara evde tek yaşıyordum. Evde çatal kaşık bile olmadan aylarca yaşamıştım. Doğalgaz da yoktu. Bir gün kuru ekmek canıma tak etti. Kendime kıyak geçip makarna yapmaya karar verdim. Kıyağa bak aq yokluğun gözünü sikiyim. Neyse gittim piknik tüpü aldım. Çatal, yağ, tüp başlığı aldım. Sadece makarna olmasın diye ketçap mayonez aldım. Eve geldim tüpü ayarladım. Suyu kaynattım makarnayı koydum falan. Arada tadına bakıyorum oldu mu diye. Kıvama geldiğinde altını kapattım. Tam yemeye hazırlanırken lan dedim bunun suyunu süzmem lazım. Daha önce de yaptımya aq diye kendi kendime tebessüm ettim. Sonra süzgecimin olmadığını farkettim. Boş poşete delikler açıp onu süzgeç gibi kullandım. Bir yandan yokluğa söverken diğer yandan bunu akıl edebilmeme seviniyordum. Onu da halledince herşey hazırdı. Bir kaç lokma yedim. Sonra ağzımda garip, naylonumsu bi tat oluştu. Sikerim poşetini de süzgecini de, makarnasınında aq diyerek masadan kalkıp ortalığı toplamadan yattım.
itiraf ede ede, Gizlimiz sakalımız kalmadı, aklandık.
Hem etrafımda hiç kimseyi istemiyorum, hem de yalnız kalınca sıkılıyorum. insanlar ben isteyince gelsin, ben git diyince gitsinler istiyorum.
Daha şimdiden çok özledim seni.
galiba ilginç bir ilişkim başlayacak bir haftaya kadar.
Sevmediğim insana misafirliğe gittiğimde el yıkama yerini pisuvar olarak kullanmak.
yazarsam büyük linç yerim. ewed
Galiba işe kafam güzel gidicem. Negzel itiraf ettim.
Hayatın temiz sayfalar silsilesi, yalandan ibaret.
Bizler sadece yanmaya hazır kağıttan bir sayfayız .Bir kere yandıktan sonra geri dönüşü yok. Her şey bittiğinde ise küllerden ibaret olacağız. Bu yüzden geçmişe takılı kalmak tükenişini yavaş yavaş izlemekten ibaret. Alev almışsan bir kere şimdiyi en iyi şekilde değerlendirmeli insan. Ta ki küllerinden yeniden doğacağını bildiğin güne dek.
Perşembe akşam saat 18:00 olsa bir an önce çok iyi olur.
Bu kadar umutlu olmak bana artık zarar vermeye başladı.
Henüz erken bir ay sonra yazacağım.
bazı şeyler hep aynı hep var. ama biz onları o an görmüyoruz. belli bi zaman geçtikten sonra olayları farkli açılarından görmeye başlıyoruz. bunu çok fazla yaşamaya başladım. bu aslında böyleymiş demek çok acı bi farkındalık yaşamama neden oluyor. bu aralar fark ettiğim şeyse masumiyetimi kaybetmiş, dogrularımdan uzaklaşmış olduğum. evet dersler çıkardım, büyüdüm de. ama insan masum kalarak yapamaz mı bunu ? ben beceremedim.
keşke bir ablam olsaydı!