bugün

Bıktım la.
görsel
Hayattaki en zor şey beklemek olsa gerek. Beklemek çok kötü olabiliyor bazen. Belki bekleyeceğiniz sadece 1 kaç saat olabilir ama sanki ömrünüz geçer a saat içinde. Hiç bitmeyecekmiş de sonu gelince siz de ölecekmişsiniz gibi hissedersiniz. Özellikle o saatler dakikalar sevdiğinizin sağlığı ile alakalıysa beklemek zaten ölüp ölüp dirilmek gibi bir şeydir. Hayattaki en zor şey şu beklemek.
sarhoşum ve yanımda iki arkadaşım, kalabalık bir caddenin bir barındayız. balerin olsaydım burda ne yapardım sorusu kafamda dönüp duruyor. uzun, küçük bir balkonu var mekanın. kendimi balkondan aşağı ters bir şekilde sarkıttım ve kollarımı bıraktım güzelce. o akşam orada karşımda olan dünya, o kadar güzeldi ki ve ben o kadar özgür hissettim ki. sonra dünyaya övgüler söyledim, konuştum uzunca izledim, insanların uyarılarına kadar. arkadaşlarım görünce çekip aldılar ama hala hatırlayınca bir kere daha yapmak istiyorum.
şu ana dek bir çok şeyi aslında kendim için değil, ailem ve özellikle de babam mutlu olsun diye yaptım. kendisi kalp hastası, yakında pil takılacak ve durumu kritik. onun için kafamda başka planlar varken düzenli bir işi seçtim, onun için çok da karlı bir yatırım olmadığını bilmeme rağmen ev satın aldım. şimdi de, haklı olarak ölmeden önce torun sevmek istiyorlar. akraba ve çevreden torun sahibi kişileri gördüklerinde fena imreniyorlar; bu yönde de çok baskı yapıyorlar. gelgelelim planımda böyle bir şey yok. ama sanırım yine sırf mutlu olsunlar diye karşıma çıkan ilk kişiyle evlenip bi an önce çocuk yapacağım. gelgelelim, piyasada ciddi düşünülebilecek, evlenecek kız kalmamış. daha doğrusu karşıma çıkmıyor. en son biriyle görüşüyordum, onlara bahsettim. öyle bi sevindiler ki havaya uçtular resmen. neyse, bir süre önce kızla görüşmeyi kestik, yolunda gitmedi. gelgelelim, yine sırf üzmemek için ayrıldığımızı söylemedim. sorduklarında hala görüştüğümüzden ve her şeyin yolunda gittiğinden bahşediyorum. şimdiden düğün planları yapıyorlar. gerçekten üzülüyorum bu duruma ama yapacak bir şey yok.
Normalde hiç adetim değildir böyle şeyler yazmak. Bugün hastanede 3 aylık ömrümün kaldığını öğrensem, kendime saklarım. Pat diye ölünce öğrenir etrafımdakiler. Paylaşmanın, içinden geçenleri anlatmanın şimdiye kadar hiçbir faydasını görmedim. Hayatım boyunca en fazla üzüldüğüm şeyi tuttum, bir kişiye anlattım. Dalga geçti. Halbuki şu bilmem kaç senelik yaşantımda hiç unutmayacağım, sürekli aklıma gelen yegane şey oydu. Fakat Dalga geçildi. Ne yaparsın, herkesin derdi kendine büyük. Benimki komik geldiyse demek. Kısmet.

Ben küçükken hiçbir şey istemezdim. Bir ufak kardeşim babamla gezdiğinde eve gelir yediğini içtiğini anlatırdı. Ben ona sevinirdim. Bilmem, sokakta su bile istemezdim. Yanımızda varsa içerdim, yoksa eve kadar susuz gezerdim. Babam sonraları söyledi, bir şey istesin oğlum da yapayım diye ağzımın içine bakıyormuş adam.
Sadece iki şey istedim. biri daha bilgisayarlar yeni çıkmış, kimsede yok. Ona çok özenmiştim. Bizimkiler Aldılar sağolsunlar. Diğerini de boş verin. Bende kalsın. Koca ömrümde sadece iki şey işte. Her neyse sözün özü, ufakken de azıcık aşım kafasında bir salaktım ben.

Büyüdüm, insanların benden beklentileri de büyüdü. Derdimi anlatmam istendi, yoksa karşıdakine değer vermiyormuşsun. Öyleymiş bu işler. Yaptım. Ne mi oldu? Yukarıda yazdım ya, dalga geçildi. Bir daha da anlatmadım. Hayatta istediğim ikinci şeyi de tam o zamanlarda istedim. Olmadı. Demek ki olmayınca olmuyormuş. Kısmet.

Işte durum böyle olunca, zaten serde de biraz salaklık varsa işler iyice sarpa sarıyor. Mesela birisi ile aram kötüyse kendimce süre belirliyorum, düzelecek diyorum. O süre geçiyor, bu sefer de bu kadar bekledim ayıp ettim diyorum. Bir o kadar süre daha geçiyor. Anlayacağınız mesele arap saçı gibi. Dolandıkça dolanıyor. En sonunda ya o kişiyi kaybediyorum ya da ruhuna rahmet okutacak kadar kötü bir seviyeye düşüyorum. Dedim ya, dert anlatmıyorum. Hepsi birleşince Sonu kalpsiz diye itham edilmeye çıkıyor. Çıksın çıkmasına fakat kimse de demiyor ki yahu oğlum, senin derdin ne? Hoş, sorsalar da anlatmam. Ancak insan bekliyor. Ağız kenarıyla sorsa kafi. Cevap beklemesine dahi lüzum yok. Bir şey isteyemediğim için de bunu söyleyemiyorum. Adım karaktersize kadar çıkıyor. Kısmet.

Sözün özü, beni ben yapan iki basit şey var. Lâkin anlatma özürlü olduğumdan kimse bunları bilmiyor. Ama kötü biri de değilim.
Keşke bunu anlatabilsem.

Sözlüğü de bir müddet bırakıyorum. Herkese Kolay gelsin. Görüşmek üzere.
Selam Arkadaşlar ben okuldan bi kıza tutuldum da. kız i just fucking with boss modunda ama ben bir broke ass niggayım kızı düsürmek icin bi benz truck lazım onla skrrrtt skrrrrtt like a boss yanlamalıyım ama dediğim gibi im broke as hell ne yapmalıyım???

Sinirden lean a vurdum kendimi good drugs on my nose good drugs in my cup.
anaokulunda öğretmenim ne olmak istiyorsun deyince hep ''kasiyer olmak istiyorum.'' derdim. sanıyordum ki o kasadaki paralar kasiyere ait.öğretmenim de hayallerim yıkılmasın diye benim kendi kendime öğrenmemi beklemiş belli, ilkokul 3.sınıfta gerçeği öğrendim.
Hayatımda radikal değişikliklere gittim..

Bi de böyle deneyelim bakalım neler değişecek, neler aynı kalacak..
Sandığım gibi boşveremedim. yanş her şeyin çok güzel olacağını biliyordum ama tam olarak değilmiş.Belli bir yaştan sonra gelince zor oluyomuş. Ailemi , arkadaşlarımı , evimi ve o zamanlar beğenmediğim Tekirdağ’ı bile çok özledim. yurt dışına taşınmam kesinleşince herkes “oo kurtuluyosun buradan” vb. şeyler söylediler ve ben de daha iyi bir hayat beni bekliyor diye düşündüm. evet hayat güzel ama kendimden beklemediğim bu özlem beni hem şaşırtıyor hem çok üzüyor. Aileme ya da arkadaşlarıma da söyleyemiyorum çünkü hepsi bir şekilde benim kurtulduğum yönünde düğünüyorlar. Söylesem sanki şımarıklık yaptığımı düşünecekler. Bakalım belki alışırım, daha yeniyim. Ama alışmak istiyor muyum?.. Bilmiyorum.
ezhelin söylediği gibi gülüşmemizin özgürlük, sevişmemizin ibadet olduğu bir dünya hazırladım ama sen nerdesin.
Yıldım,yılıcam be aq yazık ya valla giden gençliğime yazık.
Tam 6 sene önce bugün hayatımın akışı değişti. Tam 6 sene önce bugün sadece kendini düşünen bir "canlı" olmaktan çıkıp bir başkasını kendi canından Daha çok sevmek neymiş gözlerimle gördüm. O güne kadar gerçek aşkın ne olduğunu hiç yaşamamış olduğumu anlayıp sana sımsıkı sarıldım. Kokoş kokoş gittiğim doğumdan mutluluk göz yaşlarından yüzüm gözüm akmış rimelle simsiyah olmuş şekilde çıktım. Tam 6 yıldır ben, senin sayende kendimi tanıdım, kendimi buldum. Bende olup da o yaşıma kadar görmediğim her şeyi seneler sonra bana sen öğrettin oğlum. Bir kadının tek başına neler yapabileceğini, korkuların üzerine gidince puff diye nasıl da kaybolduklarını hepsini, etrafta söylenenlere kulak asmayınca hayatın nasıl da kolaylaştıgını ben senin o minik ruhun sayesinde öğrendim. Ben seninle ben oldum, şimdi de mutlu bir çocuk, sağlam karakterli bir genç adam olman için bütün çabam, bütün yorgunluğum.

Bugün benim oğlumun doğum günü. Son günlerde burayı o kadar çok sevdim, burada o kadar iyi kalpli insanlar tanıdım ki, bunu da, hislerimi de sizle paylaşmak istedim.
Kendimi normal piller gibi hissediyorum.
AMINA KOYiM BU EKMEK DENEN ŞEYi BABALAR EVE GELiRKEN ALAMIYO MU? EVE GiRDi "PAŞAM Bi EKMEK AL GEL" DiYO PAŞAN SiKSiN SENi AMK DAHA YENi DIŞARIDAN GELDiN.
Neyin cezası bu bilmiyorum ama bir termos kahve çantama döküldü, powerbank ve kulaklık çöp oldu. Lanetlenmiş hissediyorum.
*sevgilim yoktur
* Komünist arkadaşım evlenmiştir. *karım vardır.
aynı gün hem telefonum bozuldu, hem de laptopun klavyesine çay döküldü ve klavye de bozuldu. sanırım bize nazar değdi.

not: bu entari kör edici ekran klavyesinden girilmiştir.
Yeniden başlayabilirim sandım. Yaşayabilirim yani bunun üstesinden gelebilirim sandım. Normal bir insan olabilirim içimdeki bu garip hissi bastırıp yoluma devam edebilirim zannettim. Olmadı! Olmuyor yani zannettiğimden daha da güçsüzmüşüm meğer. Ufak tefek sorunlarla küçük sıkıntılarla baş edebileceğimi sanıyordum hiç yoktan lakin bir sıkıntı bir sorun olmadığı halde yapamıyorum hiçbir şey. Yapmak istediğim onca şeyden vazgeçmiş olamam herhalde bilmiyorum. Sorsalar anlatırdım onca şey şimdi istemiyorum. Sorun şu ki neti istemediğimi de bilmiyorum. Unuttum. Ne istiyorum? Neyden vazgeçtim? Bilmiyorum her şey koca bir boşluk.
yok ki.
çocukluğumda süper kahramanların varlığına inanıyor'dum. itfaiyeci ve polislerin gizli kahramanlar olduğunu düşünürdüm.
tabi gerçekleri birisi bana anlatınca ya kadar hayallerim hepsi kırıldı. o günden sonra mucizenin gözle görülür değilde ufak olasılıkların gerçekleşmesi sonucu ortaya çıktığını öğrenince benim için bir devri kapatıp yeni bir devir açıldığı zamandı.
Bugün neredeyse kaza yapıyordum. Bir anlık dalgınlıkla önümdeki arabaya girmeye ramak kalmışken frene bastım. Önümdeki aracım markası ise range rover. Çok şükür ki çarpmadım. Verilmiş sadakam varmış.
Geçmişe bakınca Kısa ömrüm boyunca hep zor tarafta, güçsüzün yanında olduğumu düşünüyorum. Kıl payı kaçırılan fırsatlar ve başarılar, emek verilen şeyler sonucunda hep afedersiniz yarrak çıkması, her şeyin sonunda asla ve asla tatmin edici bir şeyle karşılaşamamak insanı gerçekten mahvediyor. Evet, Keşkeler keşke hiç olmasa.
Yalnızım.
o kadar boktan bi' durumdayım ki, belki seneler önceki ben olsam koşardım. koşardım ve şemsiyem kırıldı, üşüyorum derdim ona. sorgusuz ısıtırdı elbet. şimdi neden istediğim halde ses etmiyorum bilmem. belki yoruldum, belki sonu yok, belki artık o da kırabilecek cümleler üretmeyi başarmış.
işyerinde Allahın her günü bana bakış atan bir kız çalışıyor.

Allahım sen sonumuzu hayır et amin.