bugün

insanların dış görünüşleriyle ilgili seçimlerini neredeyse flu ve tek tip görebiliyorum artık. Daha doğrusu kim ne giymiş görmüyorum, umurumda olmuyor. Ama hala takıntısından kurtulamadığım lanet olası bir şey var: parlak ten çorabı. Bir de yazın eteğin şortun altında ya da önü açık ayakkabıdan fırlamış güneş gibi parlayan bu çorapları gördüm mü başlıyorum kafamda nasıl ya nasıl nasıl diye sorgulamaya ter basıyor beni. Cidden bak bunu da aşarsam derin bir nefes alıcam ama nasıl başarıcam gerçekten bilmiyorum. Yuvan yıkılsın ten çorabı, ocağın sönsün muz çorap.
Çok yorgunum.. Kolumu kaldıramayacak kadar hayata..cevap veremeyecek kadar kimseye,, mutlu olmaya çabalayamayacak kadar hatta..
Bizim çok kafa bir hocamız vardı lisede seneyi sıkı tutmazsanız sene sonu siki tutarsınız demişti sınava az kaldı tutacam herhalde.
sırtımı kaşımadan çok zor uyurum.
umut etmek gayret etmek ve sabretmek denkleminde geçiyor ömrüm. sadece yorgun hissediyorum. böyle bi tek başınalık. full dolu bir statta deplasman seyircisi olarak tek başımayım. takımı desteklemek için bağırıyorum. ama kendi sesimi bile duyamıyorum. o kadar!
iki gündür ailem dahil kimseyle konuşmuyorum. işin ilginç yanı kimse sormadı neyin var bir şeye mi kırıldın diye. hoş, sorsalar da cevap vermeyeceğim kendimce salak bir protesto yöntemi buldum. Yine çocukluğumdaki gibi kabuğuma çekiliyorum. Bu bana zarar verse de güvende hissettiriyor. Kitap, yazı, anime üçlüsünde mutluyum ben. Yazı defterim ağzına kadar doldu. Başladığım zaman durduramıyorum kendimi. Konuşma ihtiyacı hissetmediğimi düşünsem de yazacak ne çok şeyim oluyor. Bu arada

insanlar ya sevse de gidebiliyor ya da hepsi koca birer yalancı. Kirmak kolay, tamiri zor. Herkes şair yürekli değil ki kaldırabilsin kocaman yükleri. Diyor ya cahit zarifoğlu ;
çünkü Kırıldım saç uçlarıma kadar.
2 gün sonra LYS'em var. Ve ailem şuan ders çalıştığımı sanıyor.
Ruh halim içler acisi seviyeye geldiğinde babam beni mutlu edebilmek için kendini paraladi, annem benden daha çok üzüldü, dostlarım kafamı dagitmam için goturmedikleri yer kalmadı. Hayatımda böyle insanların olması yaşanabilir kılıyor bu dünyayı . Allah eksik etmesin hayatımızdan bize değer veren insanları.
içim öldü be.
O değil de sözlük şu dünyada gerçek ve samimi tek bir şey kaldı mı? Kalmamış anasını satayım kalmamış.
hayat her şeye rağmen çok çok güzel. şu fani dünya bile bu kadar güzelken eğer allah nasip eder de hakkını verebilirsek ahiret hayatı kim bilir ne kadar güzeldir?
Unutmak istiyorum artık. Hatırlamaktan, düşünemekten yoruldum ve tek başıma başaramıyorum.
Ulan ben neşet ertaşın şarkıya girmesini 6 dk beklemiş insanım
Bekle desen zaten beklerdim.
Yalnız kalmak istiyorum diye etrafımdaki herkesi ittim. Şuan yalnızlığımda boğuluyorum bi sike derman olmadı ayıptır söylemesi.
Ben selin i bile affetmişim. Üzerinden 5 yıl geçse de. Şuan şu güne kadar yaşadığım ikili ilişkiler içinde affetmeyeceğim tek bir kişi var o kadar. Onun dışında kimseye karşı bir nefret bile hissedemiyorum. Hatta son olan hadise bile şuan herhangi bir nefret yuklemiyor gönlüme. Sanırım şu sıralar eşref saatim çok uzun. Daha bu akşam 2 sene önce yaptığı hatalar sonrası özür dileyen eski bir sevgilime takma sıkıntı yok canın sağolsun dedim. Sanırım değişiyorum biraz kendi içimde. Herkesi iyi görmeye başladım şu sıralar.
Ayfonumu şarja takacağım. Şarjı sıfırlansın diye entry giriyorum. Yatacam amk bitmiyo mübarek. Tepki çekmeyeyim ayfon 3s bendeki. Takas olur.
geçen gece saat 2 civarı uyandım. ama nasıl uyanma, maymun gibiyim. aynadaki aksimden korkar haldeyim, uykusuzluktan tüm algılarım kapanmış. balkona gidip temiz hava alayım dedim. gittim etrafı izlemeye başladım, bir yandan da telefonun alarmını kurmaya çalışıyorum.
kafamı kaldırayım dedim, kaldırmaz olaydım. 3 numara miyopum, benim için 2 metre sonrası bilinmezlikten başka bir şey ifade etmiyor. kafamı kaldırınca uzaktan bir çift kırmızı göz gördüm *
o hızla balkondan nasıl çıktım, salonun kapısını nasıl kapattım, mutfağa nasıl geçtim hiç bilmiyorum.
az önce geceleyin uyku sersemi beni bu kadar korkutan şeyin ne olduğuna bakayım dedim. karşı binanın perdesiymiş amk.
uzun bir süre sonra rüyama girdi.

okuldan çıkmışım metroya doğru yürüken tam karşımdan bana doğru geliyordu. elimle selam vererek "günaydın" dedim, o da sıcak bir şekilde göz kırptı ve uzaklaştı.

konuşmayıp tatlı sesinden mahrum etse de içim bi hoş oldu. saniyelik bir görüntü bile beni bu hale getiriyorsa, gerçekte gördüğümde nasıl bir hale bürünüyorum varın orasını siz düşünün.
Eskiyen tableti 8.kattan aşşa attım 200 liralik tablet 3 sene kullandim sonra tableti kaybettim dedim
sen yine sardunyalara su vermeye devam et... ben olmasam da...
Gitti. Sadece baktım. Pişmanım, çok pişmanım...
Uludağ sözlüğün sözlük olarak kalması beni ziyadesiyle mesut etti. Olan olduğu gibi kalmalı bazen. Revizyon her kurumun harcı değil. Belki revize olmadığınız için seviyoruz sizi ne biliyorsunuz. Yenilik her vakit çözüm değil...
Nigar ikidir sütün içine giriyor annem bizi üçüncüye öldürecek.
Açlıktan miden sırtıma yapıştı ögleden beri 2 boyutlu olarak geziyorum
Otobuste yer yoktu katlayıp şöförün yanına koydular. Evet.
iki gün önce oğlumun arkadaşları iftara geldi.
12 kişiydiler
6 sı kız,6 sı erkek
ayrı ayrı masalarda yedirdim, oturttum diye zannedersem biraz ekşidiler.
ulan okulda zaten bir aradasınız
iftarda ayrı oturdunuz diye kızılırmı.