bugün

Dört senenin ardından ilkkez uğruyorum buralara.
ben bu yazıyı Mustafa ceceli'ye yazdım.

inanıyorum ki gayet iyi gayet efendi bir adamsın, tipinden falan da belli düzgünlüğün; lakin, Mustafa ceceli denince aklımda beliren "imam hatipli kız"dan bıktım ben ceceli.. içimde tutamıyorum artık. senin adın geçince bende bir ilahiyatlı, beyaz converseli kız Havası.. ne bileyim, Haziran Ayında açık havada belediyenin düzenlediği ücretsiz konsersin sen, patlamış cazırtılı yaptırılmamış devasa boyuttaki Belediye hoparlörsün hatta apöllürüsün. Fındık festivalinde sen, Rize kuymak festivalinde(???) sen, ne bileyim kahramanmaraş dondurma döndürme yıldönümlerinde sen..

iyi adamsın ama, ona bi şey demiyorum. ben de seviyorum seni.. ama işte.. biliyorsun ceceli.. yüzü sivilceli, roaccutane kullanan, silik tipli kızlar aşık sana.. "gül rengiiiee aç kızım yhaaa Mustafa ceceli offh gamzeli çok ykışıklıı" falan diyorlar. yüzünden baby facelik aktığı için imam hatipli ve ilahiyatçı çekicisin. biraz sert ol pislik ol ceceli, biraz murat boz ol ne bileyim genç kız kalbi Kıran ol. gecelerde kameraman döven, konser çıkışı hayran azarlayan ol. eşin "aşkım misafir gelecek" dese kek çırpacak naifliktesin, üzerler seni.. incitirler.. kimin sesini az sevip beğensen, hemen hatır Gönül ilişkisi gibi ünlü ediyorsun, anneannemi versem sana Ramazan Ayı ilahinde back vokal yaparsın onu, sırf üzülmesin diye..

bırak şimdi elindeki işi, aşkı sevdayı limonunu çiçeğini! biraz pislik ol ve boz bu mühürlü efendiliğini..
Bazı sesler duyuyorum ama bir önemi yok, gözlerimi kapayacağım birazdan.
yaklaş sözlük... yıllar önce sözlükteki civcivli zamanlarımdan ''nereden geldiyse aklıma'' * sözlük içinden tanıştığım bi' hatunla ilgili anımı paylaşmanın vakti geldi. evet oldu o kadar. çok fazla hatırlamıyorum bayağı oldu çünkü hatırda kalanları beyni şöyle biraz çalkalayıp tepesine bi kere vurduktan sonra yazmaya çalışıcam. çok tatlı bi' kızdı ve bunu hak etti ve birden yıllar sonra aklıma geldiğinde dudaklarımın sağ tarafına hafif bir tebessümü yerleştirdiyse ona bu hediyeyi vermeliyim.

vakti zamanında sene 2010 diye hatırlıyorum, üniversitenin bi' 3 sene cıvığını çıkarmış ve hatunun biriyle 1 sene missler gibi bir ilişki yaşamış ve ayrılmışız ancak bir türlü götü toparlayamamış vaziyette elde bavulla ben bi daha sınava gireceğim diye döndüm ana ocağına. tabi gene o zamanlar bu 1 senelik ilişkiyle ilgili şiirler, denemeler, yazılar filan yazmışım da yazmışım e haliyle o duygusal boşluktan sağlam bir hicivci pörtlemiş. nasıl yardırıyorum. karma bi' şekilde. siyasi, inanış veya inanmayış...

vardı tabi o zamanlar hatunlarla muhabbetim sözlük içi ama bu mevzu bahis hatun ayrı bi tatlı ve frekans tutuyor. bir adet jedi kızı*. e tabi bende yazıyorum muhabbetimiz acayip güzel. derken kız artık sözlüğe sadece benimle muhabbet etmek için girdiğini söylemeye başladı ve biz tabi ki o zamanların yeni modası facebook'tan ekledik birbirimizi. bir de messenger'dan ekledik * ve tabi işin içinde facebook olunca önceden de konuştuğumuz yaşıdır, fikirleridir her şeyiyle şeffaf bir tatlılık abidesi olduğu çok açık.

çok tatlı, çokta güzel tabi. bu tatlı kelimesini kaçıncıya kullandım bilmiyorum ama aşağıya editleyeceğim nasıl bilinçaltıma tatlı diye yerleştiyse...

velev ki kızın 16 yaşında olduğu bütün çıplaklığıyla gözümün önünde. ancak buraya bir dip not ekleyeyim ben tamamiyle insani duygularımla yaklaşıyorum yaşı duyduğumdan beri *. konuyu duygusal noktalara çekiyor ve kıvrak bir takım çalımlarla sıyrılıyorum, konuyu dağıtıyorum, ama kız cidden aşık oldu ve bunu bağıra bağıra söylüyor. açıkçası çokta güzel bir kız ve dediğim gibi çok tatlı fakat zaten yeni çıktığım ilişkinin buhranındayken, yalnızlığı ve oralardan uzaklaşmayı seçerek kendimi sakinleştirmeye çalışırken bir de bu güzelim kıza yanlış yapmak istemiyorum. işin başka boyutu da var. şöyle ki;

ben 22 yaşındayım ve evet bazılarına göre ne var bunda ancak beni rahatsız eden bir durum böyle bir etikle yaklaşırım kadınlara. hala bile. yanlışı doğrusu kişiye göre değişir ve bilinmez. fakat korkuyorum da ergenliğinin kızgın döneminde lisedeki bir kızı duygusal olarak üzmemeliyim. çok canım sıkılıyor bu duruma. olmayacak...

ha yaşı 21-22 olur o zamanın şartları yardırılır ancak şu aşama ve yaşta imkansız. tabi klasik bir kız gibi planlar yapıyor, bu arada telefon numaramı istiyor sesimi duymak için, arıyor konuşuyoruz uzun uzun muhabbet ediyoruz fakat bu iş iyiden iyiye dönülmez bir noktaya doğru gidiyor ve akıntı alıp götürüyor, eriyen kardan adam gibi ellerimden kayıyor zaman ve düşünüyorum n'apmalıyım?

anlıyorum ki bu hassasiyetim daha çok üzecek kızı ve günün birinde lavuğun biri illa bunu yaşatacak bu kıza. ama nalet olsun ben olmayayım o lavuk! derken karar veriyorum ve bir gün gene sevgilim olur musunlu bir konuşmanın içinde artık söylemem gerekenleri onun ne kadar tatlı olduğu ve yanlış zamanda benimle karşılaştığı gerçeğiyle, bu durumdan bir ilişki çıkmayacağını ve üniversiteyi bir gün okuğu zaman bunları konuşabileceğimizi söylüyorum.

vee dann kız yıkılıyor ancak belli etmemeye çalışıyor güzel güzel konuşuyoruz bir gün üniversiteye gideceğim o zaman bunları konuşacağız diyor. zamanla facebookta arada bir konuştuğumuz insanlar oluyoruz. tabi bu bahsettiğim zaman 2 sene kadar ilerliyor ben tekrar üniversiteye gitmişim gene ne yapıp edip kendime bir kaos yaratmışım ve gönlümü gene eğlendirmedeyim. o arada kız çok istediği tarih bölümünü kazanıyor. tebrik ediyorum konuşuyoruz tekrardan ama o kız benim gözümde hala aynı kız hala daha çok güzel günleri, üniversitede benden on kere iyilerini bulabilecek kadar güzel bir kız ve her devrin, yaşın insana yaşattırdıklarını yaşaması gerektiğini düşünüyorum. biliyorum çünkü üniversite başka ve orda çok daha başka kopiller var. bi 6 ay kadar daha arkadaş kalıyoruz sanırsam. çok iyi hatırlamıyorum ve bi gün öylesine bi bakayım diyorum silmiş beni o zaman anlıyorum ki tamamdır gönlünü doldurdu. ve kızın soyadını hatırlamıyorum hala daha aynı durum geçerli.

tekrardan aradan çok uzun bir zaman geçiyor. köprünün altından debisi çıldırmışçasına akan sular bugün bende bu güzel tebessümle, o tatlı kızın bir yerlerde mutlu olduğunu hissettiriyor. çünkü gerçekten üzülmemek için yaratılmış o kadar tatlı bir kızdı.

sadece dedim ki lan acaba n'apıyor şuan? hayat nasıl gidiyor? ne kadar değişti? zaman neleri getirip neleri götürdü?
hepsi bu. o zamanlar sildirmişti üyeliğini hatta belki şuan buralarda bir yerlerde başka bir nickle bilmiyorum ancak bu yazı bir gün bir yerlerde bir şekilde karşısına çıkarda okursan;
''sen çok tatlı bir kızdın umarım her şey gönlünce olmuştur.'' demek istiyorum hepsi bu aynı tebessümün yüzünde belirdiğini düşünerek...

edit: tatlı.
Sen bana zararsın adam.
Uykusuzluktan olcem ama uyuyamiyorum.
Yataktan tutsun ellerimden biri, hatta kucagina alip masaya gotursun. kahvalti hazirlanmis olsun. ekmegime yag uzerine visne recelimi surup bana yedirsin. yok yok kendi yesin dudaklarima biraksin. bu derece yorgunum. bir yandan omuzlarima bacaklarima masaj yapsin filan. yine hayalperestligim uzerimde evet.
her maça girmeden önce mutlaka namaz kılarım eğer maçta sakatlanırsam namaz kaçmasın diye( tuhaf dimi? )
Bir hafta oldu hala yataktayim. niye duzelmedi hala bu lanet olasi grip !
insanlar Ne kadar dusuncesiz !

universiteden karsi cins bir arkadasim beni ekleyip mesaj atmis. mesaji gordum hic cevaplamadim. istege de dokunmadim, bugun yine mesaj atmis.

abi sen okuz musun ? belki sevgilim var belki evlendim ya da gercekten de oldugu gibi seninle muhatap olmak istemiyorumdur. azicik anlayis yahu. hadi sevgilim olsaydi, al sana basli basina guven problemi1.
sözlükte nefret ettiğim yazarların sayıca fazla olması beni sözlükten alıkoymasa da hevesimi şevkimi kırıyor bazen.
Üç kızla beraberim. Bir gün Allah belamı vermese de, birinden biri vericek. Tırsıyorum ama kendimi alamıyorum. Elde değil.
günün birinde tüm hayatımı ona adayabileceğim, onun uğruna herşeyi yapabileceğim karşılığında sadece beni sevmesini istediğim birisi çıkacak mı bilmiyorum. ( çok şey mi istiyorum ulan )
birazdan çin yemeği yiyip, tiyatroya gidicem. allah'ım ben bu kadar bozacak ne yaptım bilmiyorum.

çok şükür hala müslüm gürses dinliyorum.
Yılbaşında, gerçekleşmeyecek hayallerimiz için kadeh kaldırdık; ben seni düşündüm.
her sigara içtiğimde başım dönüyor. bundan zevk alıyorum.
Son zamanlarda hiç bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyorum eğer karşımdaki değer verdiğim bir insan olmasa olay çok daha büyürdü.
Ben ona çıkıp "Budapeşte'ye gideceğim, kafamı toparlarım belki hem" dediğimde hiç itiraz etmedi. (zaten etmezdi) Aksine destekledi, "Git tabii, çok iyi gelecektir sana aşkım" demişti. Sanki bazı şeylerin sinyali gibiydi bu. "Ben seni bırakacağım, senin üzülmene dayanamam bari böyle kafanı toparlarsın aşkım" demeye çalıştı sanki, bilmiyorum. içim içimi kemiriyor. Kafamda sorular uçuşuyor, her ihtimali düşünür oldum. "Neden bıraktı gitti?" diye...

(#30786749)
(#30773440)
az önce fark ettim ki sevgilim facebook hesabını benim bilgisayarımda açık unutmuş. hooop hemen sağ omza, sol omza melekler kondu. bi' yanım "kızım saçmalama kapat" diyorken, diğer yanım "en azından kimlerle konuştuğuna bak" dedi. üstelik bu kurcalama mevzuları bir ilişkide nefret ettiğim şeylerin başında gelir ama insanda inceden bir merak da oluşmuyor değil.

üç beş saniyelik çelişkiden sonra hiçbir şeye bakmadan hesabından çıkış yaptım. bir yiğit özgür edasıyla "ko götüne" dedim, neticede merak kediyi öldürür.
Hiç alışık olmadığım şekilde son zamanlarda etrafımda genç insanlar ölüyor, bikaç gün içinde ailemden kaç kişi hastahanelik oldu. Bunların art arda olması tesadüf değilde bana bir işaret gibi düşünüyorum ama onu düşünmekte işime gelmiyor. Sonra bunun için kendimi suçlu, zayıf hissediyorum.
Sanırım pskolojim bozuluyor.
3 Lacoste, 3 tane gant marka tişörtüm yanlış yıkandığı için renkleri solmuş.
hiç gelmeyecek birini, hiç bitmeyecek bir hevesle bekliyorum ben.
Facebook denilecek aptal siteyi ne zaman açsam
"Anne kız delirmeceler"
"Içimde büyüyen küçük eller ayaklar var"
"Bebeğim ve anneleri"
"Ben yaparım kocacım yer"
"Kocacım ile gezmeler kıskanlar çatlasın"
"Nişanlım ile yemek keyfi"
Gibi bir sürü şey
Yeter amk yetherrrrr içimi baydınız amk ya sikecem kapatıyom ya dayanamıcem.
Her şeye karşı güçlü, yıkılmaz, umursamaz, gözü kara sandığınız benim yüreğimin temeli yerinden oynadı.. Kendimi yeniden inşaa ediyorum, çalışma alanıma girmeyiniz.
Çevreye verdiğim rahatsızlığında ta amına koyayım.
Aşık olmak istiyorum.