bugün

pinguibuzi koç üniversitesinde Ekonomi okuyor.
kimseye etmem şikayet, ağlanmam.ama yüzümün güldüğünü gören, yanımda gülen herkes benim kötü günlerimde yanımda olmayıp, bana bunlarla gelme, biz senin güldüğünü görmek istiyoruz dediler. ama bilmiyorlardı ki, mutsuz olduğumda yanımda olmayan kimse güldüğümde de yanımda olmasına gerek yoktu.
O kadar zorlaşıyor ki her şey günden güne. Daha da zorlanıyorum nefes almakta. Hep çaresizim. O beni daha da çaresiz bırakıyor.
işyerine bir arkadaş küçük oğlunu getirdi bugün.
Hangi takımlısın diye sordum.
Real madrid diyecek dili dönmedi Nenal Mandid dedi.
Çok güldüm bu da böyle bir anımdır.
Kimseye eyvallahım yok diyen kişiyi bile dize getirebilecek biri mutlaka çıkıyormuş insanın karşısına.
Şu aralar kendimi bir ilişkiye hazır hissetmiyorum. ama böyle bir talep gelirse hazırlanmam 10 dakika falan sürer...
Zuhal topal' la programını izleyen bir annem var.
Az önce fark ettim de münir özkul' u öldürenler kervanına zuhal topal da katıldı.
Sonra yalan habermiş dedi ve özür diledi.
oğlanın yaş günü,pasta dilimi birazdan gelir.
mustakbel kayinvalidem nisanimizdan SONRA ilk defa telefonla beni aradı ve, nisanlimin eski sevgilisinin ismiyle bana hitap etti.

Amk karısı. O an sana içimden gelenleri söylemedim ama(!) Her oğlunu aradığında yaninda hic kimsenin annesi mi var diye soruyordun da ne oldu birden mazi aklında canlandi? Bide bana aman sakın oğluma söyleme benim ağzıma sicar diyorsun. Ya başka ne yapacak?

Sona neden gelin kaynana suratsiz. Aha da bu yüzden. Patavatsizlik vermesin allah baSka her şeye çare var. Ciddiyim.
Yarın ölmezsem kolay kolay ölmem. Ölürsem eğer hepiniz hakkınızı helal edin.
okuma ve yeni şeyler öğrenme hevesim yüzünden, gözlerim bir ufak bozuldu. artık gözlük kullanarak öğrenmeye devam edeceğim.
pişman mıyım? asla.
ne yapsam olmuyor sanki, hiçbir yere varamıyorum. öyle debelenmiyorum da olduğum yerde, olanca teslimiyet, olanca kabulleniş.. bir de samimiyetsiz hissediyorum bazen kendimi. fazla kontrollüyüm galiba ama farkında olmadan oluyor. oluveriyor.

ha bir de bebeklerin bildiğimiz insan olduğunu, onların da sevgi gösterebildiğini yeni yeni idrak ediyorum. yok artık şimdiye kadar aklın nerdeydi demeyin ne bileyim yani bebek işte öyle küçücük. bu arada bebek sevmediğim de yalanmış benim, basbayağı seviyorum hem serçe parmağım kadar eli olan bir şey nasıl sevilmez ki?
Zamanı öldürecek meşkaleler buldum ardından hayatı eğlenceli kılacak oyunlar.Acılar çektim. Haziranda eylülde aralıkta. Ve dahi milenyumda. şiirler okudum. Şiir oldum. Şiir yazdım. Yaşım şimdi yirminin sonları. Gidecek yerim yok. Gidecek kimsem yok. Kendime sarkıntılık ediyorum. Bazı oyunlar oyunlar oynuyor bazı kimselerle konuşuyorum. Bu oyunların birisinde, Öleceğim. Bir kış günü. Bir yazdan kalma kış günü. Bir sevgilim var ve ona Diyorum ki ardımdan kitaplarımı ve müsvedde defterlerimi- ki kara olanı en mühimi- fatihe verirsin. Ağlıyor. Arkamdan böyle ağlayıp zırlama diyorum. Sonra neler diyorum. Karanlığa okunan ezanım diye iltifat ediyor, inananalım artık soğuk mevsimin başlangıcına diye teskin ediyorum. Ve tasvir ediyorum. Kar olmayacak. Hayır efendim bu şarkı tam ortasından bitecek. içimde kalacak yaşayamadığım ama bildiğin yaşamlar. Hazırlıksız yakalanacağım. Yağmurla düşler karışık yağdığından yada kanlar yeryüzüne sıçradığından, ölüler güzel kimseler özlenenler dirildiğinde ve ben öldüğümde ölülerle birlik olup geri geldiğimde. örgütleyeceğim ulan öte tarafı. dünyadaki bütün paltoları çalacağız. herkes inanaca soğuk mevsime. Akakiy Akakiyeviç ile çok büyük işler yapacağız. donduracağız dünya insanlarını..
Bayansı erkeğim, lezbiyenim. Ünlüyüm ben çok ünlüyüm. Geçen parmağımı Rottweiler ısırdı. Buse benim adım.
insanoglu midemi bulandırıyor.
yaşamak için çok umutsuz, kendimi öldürmek için çok korkağım.
atlar uçaklar kediler
gözlükler

ne kadar tatlılar ya.
Hiç birinizi sevmiyorum. geberin.

Edit: niye artılıyorsunuz olum mal mısınız? Kafamı karıştırmayın.
gerçekleştirdiğim eylemlerin 3/4'ünün sonucunda olayı genel anlamda değerlendirdikten hemen sonra pişman olup, "ne gerek vardı?" diyorum.

hakkaten hiç gerek yoktu.
kendime kızıyorum. ne istediğimi bilmediğim ve bir çok şey istediğim için. hemde bunca güzel şeye sahipken.
sanırım yakında özlemimi elimle tutucam, dokuncam falan. hiç bu kadar yoğun hissetmemiştim, o kadar somut bişey gibi geliyo ki, sanki bi his değil de içimde büyüyen bi organ gibi.
Acilen tuvalete gitmem gerek.
Her şeyi geçtimde rüyalardan ve çocukluk anılarından intikam alamıyosun o çok kötü be.
14 aralıktı. Daha demin uğurladığımız gün. Biliyorum, 2 ay oldu. Biliyorum çünkü ben her günü tek tek saydım. 14 ekim. sen geldin. Yanımda oturdun. Bana Güldün. Gözlerimin içine baktın. Gönlümdeki en kurak topraklar, papatya bahçesi oldu. Yıllardır sanki sadece bugün için bekliyormuşum gibi. Senin Gözlerine baktım o gün. uzun uzun değil ama, ürkekçe.. anladım ki, Buna değer, bu çocuğa her şey değer. Hayatımda o günden daha güzel bir günüm olmadı biliyor musun. Hala unutamıyorum. Senin gelişini düşünüyorum, yüzüne baktığım o 4 saniyeyi düşünüyorum. 14 aralık... 2 ay içinde, Artık sayfalara karalayamaz oldum. insanlarla konuşmaz oldum. Herkesi teker teker hayatımdan çıkarmak istiyorum. Kimsenin sesine bile tahammül edemez oldum. Var olmasam her şey düzelecekmiş gibi hissediyorum.

Ama sen beni en derin yerlerimden parçalarken, ben senin mutluluğun için öyle çok çabaladım ki. Sanki onca zaman sadece canımı nerden, nasıl yakacağını anlamaya çalışmış gibi, insan insanı bu kadar içten kıramaz. Ama inşallah sen bir yerlerde mutlusundur. Mutlu ol ne olur, ara ara senin üzgün olduğunu düşünüyorum. Kötü oluyorum. Dalıp gidiyorum sırf üzgün müdür diye düşündüğüm için. Çünkü sen benim içimsin. Herhangi bir yerde Adını duyduğum an aklım gidiyor. O ismi duyunca bir sessizlik çöker üstüme, sen bilmezsin. Benim mucizeye ihtiyacım vardı ve hayat karşıma seni çıkardı.
Aslını istersen artık Umut edecek yüzüm de, gücüm de kalmadı. Niye yaptın bana bunu? Ne oldu niye böyle oldu? Biliyorum dersler çok yoğun. Benim için de öyle. Seni en iyi ben anlarım. Ama tek kelime, tek kelime bile yazmıyorsun ya. Hem de engelleyip. Dayanamıyorum. Ben... ben artık "ben" diye bir şey olduğundan emin değilim. Kendimi toparlayamıyorum. Açıkcası biraz kırgınım yaradana. Zamanında benim canımı çok yakan insanlar, beni gecelerce köpek gibi ağlatanlar şimdi çok mutlu. Her gün gözlerinden okuyorum mutluluklarını. Ya ben? Ben sadece seninle konuşmak istedim. hayatımda bir Tek bunu istedim. Sadece bunun için dua ettim. Her anımda dua ettim. bir şeyler paylaşmak, bir şeyler anlatmak istedim. Ben... istedim işte. Gönlüm inanmıyor ki artık olmadığına.

Saat gecenin bir buçuğu. Sen sanıyor musun ki sabah oluyor, ben her şeyi unutarak devam ediyorum. Öğle oluyor, gülüyorum, eğleniyorum. Böyle mi sanıyorsun? Her anımda sadece neden diye düşünüyorum. Seher vakti garip garip bülbül öterken, cümle alem uykusunda uyurken.. Ben, kimseden bir şey istemiyorum. istemedim. Hiçbir şeyde gözüm yok. Beni biliyorsun. Neler hissettiğimi biliyorsun. Biliyorsun işte her şeyi, biliyorsun. Bazen gözlerimi kapatıyorum. O günki gidişin geliyor gözümün önüne. Gitme diyorum sana. O gün diyemediklerimi hep diyorum. Gözlerin çok güzel diyorum. Hayatımın en mutlu günündeyim diyorum. Ama en çok da gitme diyorum. Gitme. Arkandan bağırmak istiyorum. Tüm ankaraya haykırmak istiyorum. Gitme, 2 saniye daha kal ne olur demek istiyorum. Çok acı çektim. hala mı yetmez? Hala mı bitmeyecek? Gidecek misin öylece? Gitme nolur..
her şey ne kadar da güzel gidiyor cümlesini iki üç günden fazla söyleyebilmemi engelleyen şey ne acaba? Geçen hafta ben ne yaptım da hayatımda bu kadar güzel şeyler oluyor derken bugün öyle bir hayal kırıklığına uğradım ki..istediğiniz kadar insanları tanıdığınızı düşünün, yapabileceklerini kestiremiyorsunuz.ben bugün kestiremedim. insanlar konusunda hayal kırıklığına uğramaktan yoruldum.