bugün

öyle güzelsin ki kalbim de kuş koysunlar yoluna.
hal makarnayı şekerli olmadan yiyemiyorum.
bundan öncekinde intiharın eşiğine gelmiştim ama bu başka sözlük. şimdiye kadar hiç bu derece götü başı dağıtmamıştım. altı üstü biraz sevgi lan, çok şey mi istiyorum? işin kötüsü yüzüne bile bakamıyorum onun. bugün arkadaşına mesaj attım *. biraz saçmalamışım galiba. tam olarak ne hissettiğimi yazmışım ama ona yazmasam galiba daha iyiydi. durum umutsuz rererö dedi tabi. ama sikimde değil. seviyorum ve ne kadar beklemem gerekiyorsa beklemeye hazırım. gelecek ulan o gemi!
bugün ne yaşadığıma asla inanamazsınız.
inanılmaz lan, nasıl böyle bir tesadüf oldu ben bile inanamıyorum.
şoktayım gerçekten. böyle bir şey olamaz.
gelen tüm özel mesajları siliyorum ama 'moonlight sonata' dan gelen ''selam dombura, yazar oldun...'' mesajı hep duruyor.
Gel gelelim
Vakit geç olmuştu
Güzeller güzeli
Dilleri lal
Kaşları keman
Kara saçlar kara bahtım aynası.
Ilk entrylerimi cok itinali bir sekilde girerim her zaman ama sonradan her seferinde bozulmaya basliyor.
keşke hiç tanımasaydım da, varsın eksik hissetseydim, tadını değil de adını bilseydim yalnızca hissin, tatmadığım bir his için sebepsiz kederlenseydim.
Kedere düşünce sebep öyle kolay su yüzüne çıkarmasaydı kendini" dedigimi bilirim, birilerini aklımdan, genzimden, gururumdan, başımın üstünden, içimin dehlizinden, dişlerimi sıkarak kazımaya çalışırken.
Hiç bilmemiş, tanımamış, görmemiş, dokunmamış, öpmemiş ve gram sevilmemiş olmak; kaybedilmiş olmaktan daha kötü olamaz çünkü.
Çünkü bu filmi daha evvel izledik, bu filmde kötü olan daima iyi bitiriyor..
Esasında kendini..
kalbim ulan, kalbim onu özlerken idam sehpasına çıkmışım gibi atıyor.
Bir zamanlar en sevdiğim içimi ısıtan kelimeyi artık duyduğum, okuduğum anda gözlerim bir anda kilitleniyor. Tarif edilemeyecek derecede canımı yakıyor.
her şey o kadar zor ki... hiçbir şeyin düzeleceği yok.
'sen de benim annemsin, az derdimi çekmedin, şefkatini ve sevgini hiç eksik etmedin, en zor zamanlarımda sana koştum, hiç yarı yolda bırakmadın' diyerek anneler gününüzü kutlayan biri varsa hayatınızda, dünyanın herşeye rağmen çok da kötü bir yer olmadığını ve herşeye rağmen insanların iyilerinin de olduğunu anlıyorsunuz.
herşeye rağmen. ..
ulan maaş kartını borcum olup da ödemediğim o da allah can vermiş alamıyor durumundaki benden tahsil edemeyen bankadan çıkartmak zorundaymışım iyi mi..
Dün resmini gördüm ve geçmişe döndüm,
Gecmişe geçmiş ola..
gidiyorum bu şehirden mutsuzluğum sana kalsın.
Bugün anneler günü ve biraz önce annemin saldırısına maruz kaldım. Hayır savunma da yapamıyorum anneme o hep haklı.

Annem ayakkabılarımı halının üzerinde çıkardığım için özür dilerim. Çamaşırları makineden çıkar demene rağmen, çıkarmadığım için de. Biliyorum evlatlarımdan çekeceğim. Keşke ben de senin kadar mükemmel bir anne olabilsem, cadılık var zaten.
Bugün, öpücüklere boğularak uyandırıldıysanız,
Kahvaltı hazırlanmışsa, size özel,
Mektup yazılmışsa, sizi mutluluktan salya sümük ağlatacak,
iyi ki kadınım,
iyi ki anneyim dediğiniz gündür....
O kadar mutlu olursunuz ki, ölmek istersiniz....
Zira mutluluk nirvanaya ulaşmıştır...
takla atarken çekilmiş videom var. gerçek komiklik.
Beni palahniuk'la tanıştıran arkadaşımdan nefret ediyorum.dost Kitapevi'nin Amerikan Edebiyatı bölümünden nefret ediyorum. Delirmemi, gözlerimi açmamı sağlayan herkesten nefret ediyorum. Çünkü yalnızım ve çünkü mutsuzum. Ama onlar mutlu, cahil olanlar, kör olanlar. Hepsi mutlu. Ve kimse anlamıyor kitaplarda yazanları. Kimse Bowie dinlemiyor. Kimse şarkılarda geçenlere kulak asmıyor. ülkede herkes sözde mutsuz ama kimse gerçekten ne istediğini bilmiyor ve anlamak istemiyor.
annem!

bu beş harf, binlerce itiraf, sayfalarca özlem, yıllarca aşk, sevginin en katıksız hali.

annem!
en asil duyguların olmasa da en karışık duyguların insanıyım sözlük.

an geliyor eski sevgilimi özlüyorum. an geliyor son yaptığı hareketi hatırlıyor ona sinirleniyorum öldürmek istiyorum. an geliyor bundan sonra sadece laylaylom ilişki edineyim yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz diyorum, 1 dakika sonra ise aklıma şuan konuştuğum güzel kız geliyor mutlu oluyorum. yani sevgi aşk falan değil ama bi duygu hissettiğimi düşünüyorum.

mesela bağlanmaktan korkuyorum üzülmekten falan. ama çok güzel bir kız var onunla daha yakın olmak isterdim bağlanmak isterdim.

bazen sadece mesafelerden dolayı daha da uzaklaştığım kızlar oluyor. çok güzel çok iyi çok da harika anlaşıyoruz, aramız çok güzel teklif etsem okey diyecek. ama 2 saat mesafelik bir yerde yaşıyor ve ben her gün buluşmak isteyen biri olarak bundan çekinip kızla arama mesafe koyuyorum. kızı gören yanıma çok yakıştırıyor ama ben de yanımda istiyorum. ya da yanımda çok güzel bir kız var aynı ilde yaşıyoruz ama sırf çok begendiğim için bağlanırım korkusuyla kıza ters yapıyorum. yani mevzu artık güzellik de değil, sanki o 2 saat mesafedeki kız benimle aynı şehirde olsa yine bi ilişkimiz olmayacak gibi. çünkü kafamda cidden çok salak sorunlarım var. bazen bir kıza cinsel obje olarak bakıyorum boyuna posuna. sonra 2 dakika geçiyor ve bir kahverengi gözün bu kadar tatlı olmasına şaşırıyorum. 1 saat sonra kızın saçlarını begeniyorum 3 dakika sonra kızla cinsel şeyleri düşünüyor beynim. çok karışık şeyler yaşıyorum. bazen hiç öpüşerek zaman bile kaybetmeden direk yatağa atılacak kız istediğimi düşünüyorum, bazen elini tuttuğumda gülümediğini göreceğim bir kız istiyorum. gerçekten kendime hiç bu kadar uzak olmamıştım. yani hiç duygusal bir insan değilim ama bunu farkediyorum. ergen de değilim çok ciddiyim bu konuda. psikolğa mı gitmeliyim anlayamadım. aşırı şekilde duygusal fırtınalar var kafamın içinde. sanki 1 ay uraşıp yatağa attığım bi kızla seviştikten 2 dakika sonra pişmanlıktan gözlerim dolacakmış gibi hissediyorum. bu haldeyim. anlayamıyorum buna sebep olan şeyi ama böyle işte..
buddha bar collection ı indirdim ve hunharca dinliyorum.
toplum icindeki 'en samimi benim'cilerle sosyal medyadaki 'en duyarli benim'cileri yaristirip once birinci çıkanı, sonra ikinci çıkanı boğarak öldürmek istiyorum.
şimdi yeniden tam herşey yoluna girmişken bir vedayı daha kaldırabilirmiyim bunu bile bilmiyorken bu kadar çok severken uğurlamak çok zor olacak...
hep başarılı bir kız oldum. * o yüzden başarısızlığa tahammülüm yok.