bugün

ortalığı ben karıştırdım gece. ne yapayım birisinin olayı benim üzerimden alması gerekiyordu.
geçen arkadaş yanimda kızı sikecekti neredeyse
ikili koltukta televizyon izliyor bunlar. ben de yanlarında tekli koltukta sözlükte takılıyorum. hava da sıcaktı ama bunların üzerinde battaniye var ne hikmetse.

bi oynaşmalar falan, kim bilir battaniyenin altında ne bizans oyunları dönüyor. biz de insanız tabii ki doğal olarak sikim kalktı. laptop masanın üzerindeydi, sikim kalkınca aldım kucağıma koydum, bir miktar havada duruyor ama. ayıptır söylemesi sikimle 10 kiloya kadar kaldırabiliyorum.

neyse bu şekilde bi 10 dakika geçti. bunlar işi ilerletti bu arada. çaktırmadan küçük öpücükler, bizim piç kızın boynuna daldı birkaç kere derken kapı çaldı. o anki durumda tahmin ediyorum ki onun da siki kalkık. e benim de kalkık? o da benim durumumu tahmin etti mi bilmiyorum - ki eğer ettiyse helal olsun - kıza kapıya baksana dedi. çünkü kızın sikinin kalkık olması gibi bir durum yok. bilen bilir.

kız 'yaa ben niye gidiyorum, benim evim mi allah allah' diye itiraz etti. bu da 'senin benim mi var aslı?' dedi. bi ciddileştiler falan, kapı çalmaya devam ediyor. bana da bi şey demiyorlar ama biliyorum ki kız gözleriyle 'bu niye gitmiyor ki?' diye soruyor bizim elemana. bu olaylar olurken ben bütün zihin gücümle sikimi indirmeye çalışıyorum. babaannemin götünü hayal ediyorum, fayda etmiyor. bu sefer zile bastı kapıdaki uzunca.

mehmet 'kanka baksana sana zahmet ya' dedi. ben de 'bi saniye şu bölümü de geçeyim açacam.' dedim. kral oyuna girmiştim hemen. zeki olmak başka tabi. kapı çalmaya devam ediyor. kız mehmet'e sert sert bakmaya devam ediyor, benim sik inmiyor, mehmet boşaldı boşalacak yapacak bi şey yok kalktım, sola dönüp tek bir hareketle sikimi eşofmanın lastiğine taktım gittim kapıyı açmaya.

kapıyı bi açtım buse! sınıftan hoşlandığım bi kız. 'ben notları almaya gelmiştim.' dedi. bi anda gözüyle göbek deliğime doğru baktı 'ayy!' dedi koşarak indi merdivenlerden. bi baktım. amına koyim! siki eşofmana takmışım ama atletin üstünde kalmış. bildiğiniz yarrağımın başı gözüküyor yani. kapıyı kapattım. sikimi de içeri sokmadım. göstere göstere odaya girdim yerime oturdum. 30 saniye içinde odayı boşalttılar.

mehmet ev arıyormuş kendine şimdi. yeni bi ev arkadaşı lazım yani bana; manisa'da olan varsa pm atsın :(
itiraf ediyorum bu gün sevdiğim kişiyi dövenlerin tarafından oldum. Nedenini bilmiyorum.
el parmaklarının isimleri ayak parmaklarına karşılık geliyodur umarım.

çünkü "ayağımda nasır çıktı çok acıyo" dediğimde,

-neresinde? diye soran herkese;

"eşeğin şeysi" yerine "orta parmakla yüzük parmağı arasında" diyorum.

tıp çaresiz, sözcükler yetim.
Kimseye güvenmemek lazım en yakınlarına bile. hergün biraz daha net anlıyorum bu gerçeği.
uzayan bıyıklarımı kemirmekten kendimi alamıyorum. dişimle birii yakalayıp, çeşitli mimik hareketleriyle yüzümü oynatıyorum. ta ki o tek tel kopana kadar. bu sırada canım yanıyor, ama kendimi hakim oluyorum. dayanabilirim, hadi aslanım yapabilirsin diye kendimi gazlıyorum. kopuyor. pfhu diye üfleyip, yeni bir bıyıga geçiyorum. bu böyle olmayacak, birazdan keseceğim hepsini tek pıçaklı permatigin ucundaki plastik parçayı kırarak.

edit: dalından ayçiçeği olsaydı keşke şuan bıyıklarımın yerine. yumuşacık çekirdeklerine bayılıyorum ayçiçeği.
üst komşuyu bıçaklmama ramak kaldı.
Büyük belkimi buldum, artık ırkçı değilim. Lakin önümde bi pkk destekçisi işkencelerle, bağırta bağırta, götüne kızgın şiş sokularak dahi öldürülse kılımı kıpırdatmam.
bugün derste partnerli bir iş yaptık, bir kız geldi partner olarak, kızın kolunu gördüm ve dedim ki içimden iyki sevgilim yok benim kol kıllarım onunkilerden kısadır, ve bu kızın sevgilisi var, böyle sevgilim olacağına olmasın daha iyi.
bugün oturdum, ölümü düşündüm.
yirmi sekiz yaşında ve hayatın bu kadar güzel olduğunu söylerlerken.
Hayatımda ilk defa böyle bir boşluk yaşıyorum. Hoşlandığım ya da ilgimi çeken biri bile yok değil sevdiğim olsun ya da aşkla yandığım. Sadece eski bir gönül yaram var her şeyin önünü tıkayan, yaşamayı hak ettiğim bir sevda kırıklığım var.
Hiç kimse olmasa bile hayatımda gene de sen olamayacaksın, biz diye bir şey yok! Bitti... diye yineledi durdu.
yaşadığım yalnızlık değil ki onsuzluk... onu bir ömür boyu özlemek ve belki bir daha gülüşünü göremeyecek olmak içimi kaskatı eden gerçekler bunlar...
ve bana aldığın kırmızı mont varya sevgilim yokluğunda o bile ısıtmıyor beni. Sensizlik çok soğuk...
gene de merhametin var bana, duymuşsun hasta olduğumu gerçi duy diye ablanın çalıştığı hastaneye gittim. Allah acil şifalar versin lafını esirgemedin benden sağolasın...
hani düşünüyorum bu ilişkideki hatayı. Ve buldum... ben yanlış otobüse bindim ve o hayatımızı tamamen değiştirdi. Senin için daha hayırlı olduğunu görmek beni sevindirmeli mi üzmeli mi bilmiyorum.
hani facebook a dil dışarıda, dudağını büzerek poz vermişsin ya... yok ulan çok tatlısın. vallahi bak. kızamıyorum da sana. çocuksu davranışlarına, olgun bir vücutta çocuk ruhuna sahip olmana kızamıyorum. ve ne yaparsan yap , bir defa konuşmuş olmamıza rağmen sanki seni yıllardır tanıyor gibi özlüyorum. geçen sene o lanet okula gidiş sebebimdin. 93 isimli o lanet otobüsü çekiyorsam seni görmek içindi.sen beni zaten unutmuşsundur. ama ben seni halen unutamıyorum.
rumuz: masum sapık.
birisi çıkar bir gece karşına, hayatının değiştiğini fark edersin...
sonra ne mi olur?
hayatından çeker gider, hayatın değişir... eskisi dahi...
itiraf ediyorum illuminati Ve Ünlüler sayfasının adminiyle her fırsatta dalga geçiyorum ve nedenini bilmiyorum. Biliyorum sanırım. Git derslerine çalış, yok. Katy Perry'in kliplerinin analizleri daha önemli sanki.
itiraf ediyorum akıl almaz derecede üşengecim.
bi kötüyüm bugünlerde sözlük. içim darlanıyor, kafam yerinde değil. antidepresan kullanmam lazım sanırım.
Sırf tadını merak ettiğim için zorla mandalina marmelatı aldırdım eve. Yedim, tadı eh işte ilk başta çok çok tatlı sonra acı bir tat geliyor kabuğundan dolayı. Açıkcası beğenmedim ama söyleyemiyorum. Evdekiler laf etmesin diye bişey de diyemiyorum her sorduklarında her sabah bir kaşık yiyorum diyorum lakin demem o ki ne yiyebiliyorum ne dökebiliyorum çöpe. Ama Böyle giderse kaşık kaşık çöpe dökeceğim.
sanırım hoşlanılan kız tarafından başkası ile karıştırılıyorum.
Yeteneksizsinizi izlerken farkettim den ağlama şarkısını çok özlemişim badem'in...
Cok zayıflamışsın dedi yanağımda belirginleşen çukurlara bakarak. doğrudur diyebildim sadece. Bilmiyordu ki onu görüp dokunamadığım anlarda vücudumda milyonlarca hücrenin intihar ettiğini, onsuz geçirdigim her gün içimin parçalandığını.
ilk aşk
ilkokuldan sonra
Lisede olur.
Aldatıldığını ilk hissettiğin an, duygu patlamasından daha ötedir. ilk donar kalırsın öylece sonra yüz rengin değişir. sonra elin ayağın tüm vücudun titrer, bi ağlamadığın kalır ama ağlayamazsın da.
sözlük bu aralar sıkıntılardayım. amk çok sıkıcı geliyor her şey. bir değişiklik yapmak, monotonluktan çıkmak istiyorum. yeter amk.
ben herseyi kaybettim. tekim, alkoligim, pisligim, kufurbazim, belki macoyum. o kadar zor ki nefret ettiklerine katlanmak. o kadar zor ki baski altinda kalmak. yalnizlik, o kadar harika ki benim icin. hic istemedigim seyleri yaptim. o kadar cok pismanligim birikmis ki ardimda. donup baktigimda huzunleniyorum sadece. bir sabah kalkip, sevdigim herkesi vurup olmek istiyorum. ayik yazamiyorum, konusamiyorum artik.
rollback yapabileceğimiz bir sistem üzerinde çalışıyorum şu aralar sözlük. bütün pişmanlıklarımızın, hatalarımızın geri dönüşünün olacağı bir sistem. bulunca haber vermeyeceğim çünkü bulsaydım zaten haberiniz olurdu.