bugün

Ahmed Arif bazen çok koyuyor.
bir hayat arkadaşım olsa, herşey daha güzel olabilir.
dün lavaboya gittim. lavabonun kapısı kapalıydı. ışığı açtım, o an aklıma bişey geldi, ona takıldım bi kaç saniye. kafamı kaldırdım, lavabonun ışığı yanıyordu, içeride birisi var herhalde dedim geri döndüm. uyanınca tekrar geri döndüm.
sanırım ben hala ne istediğimi bilmiyom.
edit:2017 oldu ve hala ne istediğimi bilmiyom.
bugün kimsenin sallamadığı adamım herkes bi şekilde salladı beni. ne kadar da etkisiz elemanmışım meğer.
sol iç çapraz bağlarını sikeyim...

az itiraf oldu.
traktör sürmek istiyorum.
Uyuyup uyandım, işsizlikten çiğ köfte söyedim, şu saatte onu yiyorum. Midenin canına tükürdüm orası ayrı, ejderhalar ateş püskürüyor sanki. *
Bilmedigin bir bosluk var icimde , her gun diyorum ki sessiz sakin takil ama yok insanlari gorunce butun durgunlugum geciyor.
çocukluğumda taş ocağında kamyon şoförü olmak istiyordum. tabi bunda levent yükselin büyük bir payı da yok değil.
uludağ sözlükle 3 sene kadar önce tanıştım. iyi ki de girdim o zamanlar sözlüğe. o zamanlar güzeldi, iyidi. şimdi samimi olan çok az başlık kalmış. millet popülizm peşinde. ciddiye alınacak pek bir tarafı kalmamış buranın.
içmek istiyorum.
başın döner, gözlerin kararır ve bilincini yitirirsin. sonrası sonsuz karanlık. işler bir kere kötüye gitmeye başladı mı durduramazsın. ardı arkası kesilmez, dibe battıkça batarsın. bi noktadan sonra her şeyin normale dönmesi için değilde, işlerin bundan daha kötüye gitmemesi için dua edersin. bi çare, bi çıkış yolu ararsın kendine. ama tüm bu aramalar boşunadır. ne sesini duyan biri vardır etrafında, ne de çaresizliğini gören. tek başınasındır bu hayatta. aldığın hiçbir karar tatmin etmez, seçtiğin tüm yollar çıkmaz sokaklara götürür seni. hikayenin bittiğini düşünürsün, sonra nefes aldığını fark edersin. ve aldığın her nefes, seni hayatta tutacak olan bir umuda dönüşür. her kaybedişte yeniden başlarsın. daha da güçlenerek başlarsın. ve daha da hızlanarak dibe batarsın. en dibe batarsın. başın döner, gözlerin kararır ve bilincini yitirirsin. sonrası, sonrası sonsuz karanlık.
ya haçu şto tıy prikasatsiya kı menya a vse vokrug menya. proso vçera vçerom. ya ne mog gavorit, ne znayu. eto slojniy mono oçen. ya ne naçnetsya. ya ne budu naçnetsyu.
Şu maliyeci hanım kızla tiyatroya gidebilsek ne güzel olur lan, çıkışta tavla, satranç, ordan starbekirde amerikano ordan da eğer isterse mado çayın yanında ki çiçeği saçına takarım eve giderkende eti puf alırım, jelibon alırım. bu iş tamam ya, neyse ben saçıma bi su vurup geleyim.
geç uyudum erken Uyandın. Başım ağrıyor. Geceler çok uzunmuş ölÇeyim dedim 06.30'a kadar durabildim.
bugün benim doğum günüm. dün gece annem aradı doğum günümü ben hatırlattım. daha sonra beni ne zorluklarla büyüttüğünden bahsetti. cafedeydim o an. gözlerim ağlamaklı olmuştu fakat arkadaşlarımın yanında ağlayamazdım. garip bir gün insanlar facebook sayfama doğum günüm için tebrikler yazıyor. facebook'un hatırlatma olayı olmasa bi ablam hatırlayacak bu amına koyduğumun gününü. ama güzel yani. arkadaşlar pasta alacakmış. meyveli olsun ben meyveli severim demek isterdim ama ayıp olur ehehe. mersini özledim çorlu biraz soğuk. benim burda yaşamam palmiye ağacını antartika ya dikmek gibi bişey. çok soğuk. 50 yıldır kar yağmayan bi yerden balkanlara gelmek akıl işi de değil ayrıca.

hamsterımı özledim ayrıca. hatta hamsterlarımı. cooffey, milk, milkshake, abazan, tatar ramazan, guiza, cenabettin, zina, ala zina, albinoski, samurai.. ve adını sayamadığım nice hamsterlarım yeni sahipleriniz umarım beni aratmıyordur.

dip not: böyle itiraf mı olur amına koyim ya. :(
fbi feto amcanın evini bascak. akp kadrosundan faili very meçhullar olabilir. rusya sikmese bari.
Unuturum içim yana yana..
bu aralar kendimi kaybettim sözlük, bulamıyorum.
Güzel bir antalya gezmecesinin ardından denizliye dönüp finallere hazirlanmak. Böyle hayatın amk.
birseylerin degismesini beklerken ömür gecip gidiyor.hayat cok adi hayret...
geçen sokakta karşımda birini gördüm. dedim içimden teni ne kadar bembeyaz.
sonra biraz dikkatli bakınca karşımdakinin kendi yansımam olduğunu fark ettim.
sonra eve geldim, elimi kardeşimin elinin yanına koydum, benim elim o kadar beyaz kaldı ki kardeşimin yanında.
zaten doğduğumda doktor bile demiş, ''ben hayatımda ilk defa bu kadar beyaz bir bebek görüyorum'' diye.
annem derdi de sen bembeyazsın diye inanmazdım.
yazın bronzlaşamıyorum da, herkes güneşte rahat rahat gezerken ben güneş kremlerine bakıyorum hangisinin koruma faktörü daha yüksek diye.
beyazlık çok zor.
pamuk beyazı bir tenim var.
hava kapalı içim kasvetli. Çocuklar da olmasa hayat çekilmez. Evet.
bugün çoh uzun zaman sonra dinleyici kitleye bi tsm eser seslendirdim. özlemişim baya baya ayrıca sesim de güzelmiş benim. hayran kaldılar lan. ama tabi ki bu özelliğim de benle beraber gömüldü ben ona üzülüyorum işte.