bugün

içimde hem çok kötü bir his hem de ağır bir korku var.
Uzun zaman önce doktorun söylediği, o zaman aman ne olacak deyip geçtiğim, sonra unuttuğum bişeyler dün izlediğim bir filmle aklıma geldi. Neler olabileceği gösteriliyor. Şimdi birşey yok diye önemsemediğim şeylerle yarın karsilasmak korkusu sardı. Kapıdan tanıdığım herhangi biri girse diye bekliyorum. Muhabbet edip kafa dagitip kurtulurum sıkıntı mı korku mu her neyse ondan.
Sorun çok, yorum yok.
aşağılık kompleksine sahip olmaktan korkuyorum..
insan karşılaşmak istemediği insanlarla niye karşılaşır ki!
kız arkadaşların sıkıcı muhabbetlerini dinlemekten bıktım bi susun artık diyesim var!
okulda en sinir oldugum hoca, bir gun topuguna kadar alciyla geldi okula. hayatta dalga gecmem gecmem, o an gecesim geldi. sonunda belasini bulmus dedim icinden. aksamina dizime kadar alci. herkes olayin sadece bir dusmeden pardon ucmadan kaynaklandigini saniyor. o is oyle degil, kadinla dalga gectim aksam basima geldi.
bu şehir hayatının yapısı beni bir kertenkeleye çevirdi. her şeye koşmalısın, her şeyi almalısın, her şeyi bilmelisin, her şeyi duymalısın, her şeyi öğrenmelisin. fakat nasıl bir motivasyonla ve nasıl bir enerjiyle yeteceksin bunlara? bir gün, 24 saat... hiçbirine yetişemezsin.
bugün doğum günüm ama hiç mutlu değilim. ne hale geldim.
gönlümde taht kuran o insanı hala unutamadım desem.
itiraf ediyorum, Bursalı değilim. Not: ama hep merak etmişimdir.
aylık 39 tl diye aldığım turkcell paketinden pişmanım. bu 3. ayım. 1. fatura 120 tl, 2. fatura 208 tl, 3. fatura 98 tl. ve ben bu faturaları nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum.
ben sünnet olmadım.
15 dk önce harıkulade bir salaklık yaptım binaya girdım bir de ne göreyim gayet hoş bir bayan asansör bekliyor hemen umursamaz havamı takındım asansör geldi kat 5 e bastım, asansör çıkarken aynada saçımı vs düzeltiyorum gayet cool bir şekilde herneyse asansör durdu emin adımlarla evime doğru ilerliyorum arkamdan bayan arkadaş geliyor neyse hala umursamadan yürüyorum kapının önüne geldim kapıda ayakkabı var düşünüyorum o kısa zamanda kim var ki evde diye anahtarı sokmaya çalışırken hoş zarif bayan bi üst kat dedi o an farkına vardım asansör 4'te durmuş ve o bayanın evine grmeye çalışmışım, bayana cevap bile vermeden merdivenden çıktım eve geldim sözlüğün başına oturdum düşünüyorum da o bayan hemen alt katta o kadar yakın bana, bari biraz zıplayım da beni unutmasın.
Kendimi bastan yazacak olsam su anki hayatımdan sadece iki kisi yine olurdu bu bastan yazista..
mutluyum sevgili sözlük.
emeklerim karşılıksız kalmadığı için mutluyum.
kendimden bir şeyler verdikçe eksildiğim günler geride kaldığı için mutluyum.
'zaman'a düşman olmaya bırakıp onunla dost olmayı başarabildiğim için mutluyum.
hatalarımı kabullendiğim için mutluyum.
'keşke'leri bırakıp 'iyiki'ler edindiğim için mutluyum.
gelecek her türlü derdin dermanı kendi içimde olduğu için mutluyum.
'ben demiştim' lerim olduğu için mutluyum.
umutlarım,hayallerim hala olduğu için mutluyum.
kim olduğumu, ne istediğimi bildiğim için mutluyum.
aradıklarımı kendimde bulduğum için mutluyum.
mutluluğuma neden ben olduğum için, kimseye borçlu olmadığım için mutluyum.
ve bu mutluluğuma şahit güzel insanlar tanıdığım için mutluyum.

not: uzun zamandır buraya yazmıyordum. mutluluğumu paylaştım ki siz de mutlu olun diye.
kitap okumayı çok özledim ama bir kitaba başlarsam bitirmeden bırakamıyorum ve benim saatlerce oturup kitap okumak gibi bir lüksüm yok.
içimde boğuşan kederler var.
sırf kıskançlık yüzünden, daha 6 yaşındayken, istanbul'a ilk kez gelmiş olan benimle yaşıt kuzenimi 4 sokak ötedeki bakkala bırakıp kaçmıştım. çocuğu karakoldan, beni ise ertesi gün korkundan yanına sığındığım babannemden almışlardı.
senle göz göze gelmek artık bir zorunluluk oldu galiba...bugünü atlattık derken biranda gözlerin çıkıyor karşıma. ama ne çıksa ne yazar!
lan deli gibi içesim var. harbi kana kana extrayı dikleyesim var. 5 extra içtim, 2 tane kaldı. param yok. çıldırdım amınakoyim.

http://www.youtube.com/watch?v=Ylmnt-0swzM

hep böyle oluyo. 2 bira içip diyip hiç 2 bira içemedim. o değilde artık başımı yastığa koyduğumda, başımın dönmeyeli 1 seneyi geçti. artık bağışıklık kazandım. başım dönmüyor ne içersem içeyim.
Ben sana küsüm aslında haberin yok.
aklıma geldi itirafımdır;

hakkını helal et deyip çekip gittin. bir de utanmadan hellallik istedin haram ettiğin hayatımdan.
Keşke benim de hayattaki tek derdim kıyafet kombinlemek olsa.
Bazen bazı kızların fotoğraflarını inceliyorum, her fotoğrafta full makyaj, topuklular falan.Ben iki gün üst üste makyaj yapınca sıkılıyorum.
pes oynarken sesli bir şekilde spikerlik yapıyorum.
bu mahalle maçlarında seçilemeyip bir köşeye geçen "ezik" çocuklar olurdu ya, onları takıma ilk sıradan seçerdim ben. o elemanlar son dakika golünü yiyen aykut kocaman gibi donuk kalırlar, ama içlerinde bir yılmaz vural yattığını düşünürdüm. en güçlü yerine bunları toplardım takıma, tabi sonuç felaket; yemişiz 10 tane atmışız 1 tane. ancak gel gelelim ki o takımda oynamak, atmışız 11 tane. böyle bir şeydi.

şimdilerde 1 2 tanesi ne yapıyor acaba diye baktım facebook'tan. adamlar takımın kaptanı olmuşlar, ben ise geçmişim kenardan izliyorum samet aybaba gözleri ile.
ne acayip.

"hayat kısa,
kuşlar uçuyor."