bugün

itiraf ediyorum alex de souzayı bir çok akrabamdan daha fazla seviyorum.
yenilen pehlivan misali, yeniden aşık olmak istiyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=8UXircX3VdM
tuvalette sıçarkene laptop'dan film izliyordum.
yıl 1991 ufak bir çocuğum o zamanlar..

cebimde para olsun istiyordum ama annem vermiyordu, o kadar ufak çocuk naapacaktı parayı?

okullar kapanınca düğün mevsimi de beraber açılmıştı. evin önünden tek tük geçen gelin arabalarının önüne atıyordum kendimi, kapıyordum bahşişi. az para çıkıyordu, eh diyordum dondurma alıyordum.

ama yetmiyordu, günde 1-2 araba yetmezdi. düşündüm ''ulen bunun membası nerde'' diye.

bir gün öğlen çıktım evden çocuk aklımla atladım belediye otobüsüne izmir fuar evlendirme dairesine gittim, girdim fuara sora sora buldum yerini.

ooovvv yığınla, her yarım saatte bir araba.

atıyorum her gelin arabasının önüne alıyorum bahşişi, alıncaya kadar kalkmıyorum önünden.

akşama doğru bir baktım yığınla para var cebimde. allah mesut etsin hepsini, tam düğün zamanı.

1 gün çalışıyorum, 1 gün çalışmayıp parayı yiyorum, top alıyorum, dondurma alıyorum, keyfim acayip yerinde.

fuara gittiğim günlerde annem beni sokakların birinde oyun oynuyorum sanıyor, zaten akşama babam gelinceye kadar girmezdim eve. sorun yok, gizli gizli tezgahımı kurmuştum.

kazandığım paraları evde saklıyordum ki en sonunda annem bulmuş, bi tomar bozuk para..

annemin paraları bulduğu gün işe çıkmıştım, akşama doğru geldim eve hemen zulaya paraları koymaya gittim, bi baktım yerinde yok paralar!!!!!!!!

delirecem, anneme de soramıyorum korkudan..

tabi sevgili valide sultan hal ve hareketlerimden anlamış, ablamla birlikte geldiler ''bunları mı arıyorsun bakardicim'' diyip bi tomar parayı gösterdiler, eyvah dedim yakalandım..

kadıncağız haliyle telaşlanmış ''ufacık çocuk nerden bulur bu kadar parayı''

baskılar sonucu anlattım mecburen. güldü annem ''sen çalışmak mı istiyorsun'' dedi, ''bi işim var benim'' dedim ama öyle iş olmazmış-ayıpmış, annem beni tuttu zorla mahallenin tesisatçı yüksel abinin yanına çırak verdi.

hiç unutmam o zamanın parasıyla 40bin lira haftalık alıyordum o zamanlar. ekmek 300-400 lira civarındaydı o vakitler. yaptığım işte telefonlara bakmak, musluğu-çeşmesi bozulan arıyor, ben adresi not alıyorum, yüksel abi hemen gidip tamiratı yapıyor.

parası iyiydi ama sıkılmıştım, bana hareket lazımdı. mahalle çocuklarıyla iş saatinde başladım top oynamaya, yüksel abi dükkanı bırakıp top oynadığımı görünce büktü kulağımı haliyle, 1 oldu-2 oldu-3 oldu derken kovuldum işten, zaten sevmemiştim action yoktu.

3-4 kez daha gizli gizli gittim fuara kestim gelin arabalarının önlerini ama annem radar gibiydi eve gelince anlıyordu, çaresiz işimden de(!) olmuştum.

eylül ayında okul masraflarımın tamamını o gelin arabası paralarından karşılamıştık, hatta hep benim istediklerimi aldırmıştım anneme kemeraltından, eee ne de olsa çalışmıştım(!)

para arttı da ramazan ayında fırından iftarlık pide alıp sokak sokak satıyordum, kar marjı düşüktü ama zevkli işti.

''iftarlııııııııııkk pideleeeeeeeeerr''

devamlı müşterilerim olmuştu bizim mahallede, okul çıkışı fırlıyordum fırına 50 pide alıyordum, iftar saatine kadar rahat rahat bitiyordu.

derken bir gün bütün müşterilerim sözleşmiş gibi evde yoktu ve pidelerimin yarısı elde kalmıştı. iftara yarım saat kala geldim eve, çarptım pideleri yere. ''satılmıyor bunlar'' hırsımdan ağlayacaktım neredeyse.

annem güldü gene halime, ''hadi bakardi çık sen, daha yarım saat var iftara, satılır elbet'' haklıydı valide sultan, napacaz 25 tane pideyi evde*

gerçekten de satıldı ama ben soğumuştum işten ve bıraktım iftarlık pide işini. zaten çok güzel kazandırmıyordu.

yıllar geçti bu mevzunun üzerinden, tonla iş yaptım, şu anda da kendi işimi yapıyorum ama o gelin arabalarının önünü kesme işi gibi karlı iş görmedim ne yalan söyliim*

çocukluk işte..
sabah hava çok yağmurluydu ve dışarıda olanlar arasında gördüğüm en büyük şemsiye bendeydi, tüm bunlara rağmen millet kuru kuru gezinirken ben özellikle pantolonum olmak üzere sırılsıklam olmuştum. arkadaş beceriksizlikte bir yere kadar...
Şu anda whatsapp'tan yazsın yada arasın koşarak ona gitmek istiyorum.
sözlükte gizli bi hayranım var. henüz açılmadı ama ara sıra girip eski demeden yeni demeden entrylerimi seri oylayıp gidiyor. dur gitme diyemiyorum ardından. bakakalıyorum sadece.

edit: açıldı sözlük. kendisini farketmemi bekliyormuş *
yaşasın !! artık bir seovim var sözlük.

ama bir tenhada kıstırırsam ssime dönüştürcem.
buraya bi itiraf yazmak için 18 dakika düşündüm ama yazamadım itiraf ediyorum.
--spoiler--
birisi çıksın seveyim istiyorum sadece be sözlük..
--spoiler--
good luck chuck gibiyim sözlük. benden ayrılıp, giden kız evleniyor.
yorgunum...

dün yaptığım 13 saatlik yolculuk sonucu yorgunum, sabahları kalktıktan sonra derin bir nefes alamayacak kadar yorgunum, kendime karşı çıkamamamın ağırlığıyla yorgunum, düşünmeye, sorgulamaya, fikir üretmeye çabalayamayacak kadar yorgunum...
bazen diyorum ki, zaten çevrende olan 2-3 kişiyi de bırak git...
ama olmuyor, yapamıyorum. belki de çok sevmemden değil de, o 2-3 kişiye muhtaç olduğumdan dolayı yapamıyorum.

çuvala bir yük daha eklendi.
kimseyi bırakamayacak kadar, kendimle kalamayacak kadar yorgunum...
daha ne kadar susabilirim bilmiyorum ama artık konuşmalı. Canım sıkılıyor bu duruma...
hepiniz suçlusunuz, beni hayallere inandıranlar. boktan işte hayat hele bu kadar zorluk varsa işin içinde.
nickimi bazı arkadaşlarımla paylaştığım için pişmanlık duyuyorum. keşke nick değiştirme butonu olsaydı.
3 gündür evden çıkmıyorum. biri twittera yazmış evdeki çöp bile benden çok dışarı çıkıyor diye o gerçeği yaşıyorum bende işte. tv, pc, telefon arasında asosyal mi oldum lan ben korkularıyla yaşıyorum hatta. neyse bi ara çıkarım, okul falan başlar zaten.
dört dörtlük sayılabilecek bi ilişkimin içine tükürdüm.
en çok da seni ne hale getirdiğimi gördükçe kızıyorum kendime.gerçekten hak etmedim sevgini.umarım hak eden birini bulursun.

hayatta benden başka pişmanlığın olmasın.
itiraf ediyorum 3 aydır sözlüğe girmiyorum. kendimden utandım bugün.
insanlar nankor sozluk bugun bunu tekrar tecrube ettim. herseyinizi ellerine verdiginiz insan. bircsene boyunca hergun iyi ki varsin diyen insan simdi siktir cekmeye kalkiyor. yapilanlari unutuyor, sucsuz oldugunuz durumda suclu gosteriyor. kelimeleri bir araya getiremiyorum sinirliyim.
Söz veripte verdiği sözleri tutmayan insanlardan nefret ediyorum. ilişkimi hemen kesiyorum. Neden bilmiyorum ama bir şeyi yapacağım dediyse biri yapmayinca deli oluyorum. Çok basit bir şey olsa bile genelde o insanı siliyorum. Yakında etrafimda pek kimse kalmayacak ama ne yapabilirim ki, ben buyum.
her ay bir kere mutlaka götün başın ayrı oynuyor sevgili.
regl olan benim, triplere giren sensin.
yemin ediyorum gözünü öldürürüm senin. it herif, pis herif. sevgili!
bu başlığa entry girenler çok salak.

bunu söylemek içinde bende salak oldum. buda böyle bir itirafımdır.
*lösemiyim. kan kanseri.
*tedavi olmayacağım.
*tedavi ol diyen de yok zaten.
*beni bu hayata bağlayan hiçbir şey yok.
mal arkadaş... yıllardır bir mal arkadaşım var.. beni sever değer verir her sorunuma koşar v.s v.s ben de onu severim de insan da biraz düşünce olur ya..

amk arıyor sana geleyim mi ? ayşegül de gelecek diyorum iyi gel.. amk ben adama gelmemi diyeyim

amk hadi geliyorsun o kadar oda var evde iki yalnız bırakmıyorsun kızla.. o kadar çay kahve bira servis yaptım insan bir wc ye gitmez mi ?

iki dakika yalnız bırak ta bi öpeyim kız bi sokulayım ne öküz adamsın sen amk.
gecenin köründe bak gene kafama takıldı. ben insanlara fazla güveniyorum hem de en başta ama bir şey yaptıkları zaman, yani bu güveni boşa çıkardıkları zaman da siktiri çekiyorum. kişiliksiz miyim neyim amına koyim?