bugün

itiraf ediyorum sözlük yazarları çok bencilce davranıyor...
yirmi dördüncü doğum günüme birkaç gün kala aseksüel olmaya karar verdim tamamen, boğazımdaki ağrı beynime vuruyor belki de, nerden bilebilirim? biseksüel olamam, bu net, erkeklerin fazlaca ilkel olduklarına binyüzbeşinci kez karar vermiş bulunuyorum, türk halkı gibi bu sefer unutmıycam ve zaman geçtikçe umutlanmıycam, bu sefer bitti bu iş, kimseden etkilenmiycem, zaten etkilenmiyodum ya, hepsi gazdı.**
gözümüzün doymadığı, sindirimimizin coştuğu yıllarda pizza hat'ta 21 dilim pizza ve 1 tabak spagetti yedim. ve o gün pizza hata 6 kişi gitmiştik.

evet bildiğin öküzlük.
az önce Atatürk'e dil uzatan birini seri eksiledim sözlük, üşenmedim defalarca 30 saniyenin geçmesini bekledim yani.pişman mıyın? HAYIR... oh bee rahatladım.
yanılgımmış geç anlamışım.
yangınımmış hala seviyorum.
yangınmış beni de içine almış. * *
bugün ilk defa birinin elini ile tuttum. ilk defa aşk ile. çıkmayan iki sevgili gibiyiz. en güzeli bu. kendimin farklı olduğunu anladım ve maçoluğumla bağdaştırdığım zaten pek kabarık olmayan geçmişini siktir edip bir kenara attım. liseliyim ama bildiğiniz gibi değil. 2 sene sonra da sınavım var. çalışmak istemediğimde onu aklıma getirip çalışıyorum.
altıma yatıp da vermeyen kızlardan nefret ediyorum.
yalnızım.
hain arkadaşım daha önceden öylesine bana resmini gösterdiği çocuğa geçen gün fotoğrafımı göstermiş. bi de üstüne ''o senin için ''bana bakmaz'' dedi ama olsun yine de gösteriyim'' demiş. çocuk beğenmemiş. üstüne ''bu ne be çok kara!'' demiş. hatta maymun gibi demiş. bi başka arkadaşı yorum yapmaya tenezzül etmemiş. üstüne ordaki kız arkadaşımlarından teki benim için ''tatlı kızdır yaa'' demiş.

ya allah aşkına ben neye üzüleyim? beğenilmeme mi, beni salak gibi ona gösteren ve hiçbir şey yokmuş gibi bana bunları anlatan arkadaşıma mı? ya da durumu toparlamak için eskiden suratıma bile bakmayan bi kızın benim için ''çok iyi anlaşırdık, tatlı kızdı'' demesine mi?

işin kötüsü ben gerçekten o kadar çirkin değilim. bunu kendimi avutmak için filan söylemiyorum, cidden erkek gözüyle bakıldığında ortalama bi tipim var. ama facebooktaki fotoğraflarım iğrenç. hiçbiri yeni değil. ve kötü. hem ben. hem ben...

of yaa. moralim bozuldu. *
internet cafedeyim. ismail yk çaliyor bangır bangır. yan taraftaki çocuk internetçiyi çağiriyor bana güzel bi şey aç diyor. gerçekten utaniyorum.
maddi anlamda aşırı derecede cimriyim sözlük. öyle arkadaş ortamlarında, borç harç meselelerinde filan yapmamda. kendime gelince çoğu zaman yemek bile yiyemiyorum pintiliğimden. e tabi iyi para birikiyor bi şekilde. ama aç kalıyorum işte. olur öyle arada.
anneannemin 13 yasındayken parasını ben çaldım. özlemin üzerine attım kızı boşuna dövdünüz. yazık.
küçükken yanan kibriti ağzına sokarak söndürenlere çok imrenirdim ama ben hiç yapamazdım neyse işin itiraf kısmına gelince bugün cesaretimi toplayıp deneyim dedim kibritle dudağımı yaktım.*
sözlük ben bir kızı sevdim. 5 yıl sonra ağzıma sıçtı gitti. zaman geçti bir kız daha sevmeyi başardım. çok bağlandım yine sözlük. ve yine ağzıma sıçtı gitti. şimdi sözlük korkuyorum ben yeni birini sevmekten. bu yüzden sözlük diyorum ki bir daha seversem orospu çocuğuyum.
beni kimsenin tanımadığı bir sayfaya itiraf edebileceğim birşey yapmamışım yıllardır. yıllardır birşey yapmamışım aslında.
bir kedim bile yok, anlıyor musun? Hadi gülümse.
son günlerde sözlüğe bir haller oluyor, sanki hastaydı da iyileşti gibi.
Şöyle rahat bir uykum olmadı sözlük. Kendimden geçercesine şöyle rahat ve deliksiz bir 8 saat uyku uyuyamadım. Gece geç yatıyorum ve uykum bozuluyor gece. Kalkıyorum su içiyorum karanlık ruhumu sıkıyor ve sorunlarım basıyor.birsüre içim geçiyor. Sonra yorgun bir güne daha uyanıyorum (uyanamıyorum)
arkadaşının arkadaşının sevgilisinin doğum gününe gittiği ve oraya elbiseyle gittiği için üstüne üstük tanımadığı o sevgilinin erkek arkadaşlarıyla aynı masada votka içtiği için sevgilim kalbime belki de hiç unutmayacağım bir sigara yanığı bastı.

çoğu insana göre çok normal bir şey gibi de olsa bana göre değil.

şuan hiçbişi yokmuş gibi davranıyorum işte.
ilerde nolıcak bakalım.
entrylerce naletlediğim sigaradan onu daha iyi anlamak için bi paket aldım. içmeye başladım. bunu okuyabilecek bi arkadaşım var, okuyorsa biliyorum ağzıma edecek. tek bir pakette tiryaki olmam diye düşünüyorum. zaten noel baba gibi çatılarda içiyorum. akıllı işi değil. zevk veriyo hakkını vermek lazım ama içme stresi, sağlığa verdiği zarar ve güncellemeli fiyatıyla dahasını içmemeye kararlıyım. iyi bok yiyorum. farkındayım.
ilk defa viski içiyorum şu anda sözlük. arada bir yudum bira içiyorum da bira viskinin yanında su gibi kalıyor. (bkz: whisky)
çok uyuyorum sözlük beni bıraksalar 2 gün rahat uyurum. hatta uyarıyorum beni uyandırın diye ama uyandırmıyolar, neden diye sorduğumda kıyamadıklarını söylüyolar. hayır ben istiyorum kıyın bana yoksa mala bağlıyorum günüm, gün kalmıyor gecem çok kötü geçiyo sinir oluyorum.ve 3 gündür telefonum hiç çalmadı sözlük, babam dışında arayan olmadı...birde iş görüşmesine gittiğim yerdeki kız arada dedi evraklarını hazırla buda demek oluyo ki işe alınmışım...
eskiyi özlüyorum hem de deliler gibi. her şey ne kadar bulanıktı ama ne kadar anlaşılırdı eskiden. özlüyorum şimdi silik olan eski arkadaşlarımı.. rahatça yazılar yazdığım o eski sözlük hesabımı.. mesaj beklediğim günleri falan. ne garipti. eski halimi çok özlüyorum belki daha zor günlerdi ama öylesine mutluydum ki. şimdi ne yapacağımı bilemez halde dolaşıyorum sahte bir gülücükle. her aynaya baktığımda buz gibi oluyor içim bu ben değilim. hiçbir şey düzgün değil, gerçek değil, eskisi gibi değil.
indirmeden izlediğin dizide, kaldığın bölüm zannedip en son sezonun en sonuncu bölümünü izlemek evlat acısı gibiymiş sözlük. :/
bu yazamıyacağım kadar ağır, ne olur ne olmazdında...kimin yok ki itiraf edemeyecek kadar gerçekligi...
ortaokuldaydım. insanların beni öve öve bitiremediği, "şiir mi lazım, yazı mı lazım? xxx yazar" dediği dönemler. egom tavan yapmış ama kız konusunda bir özgüvensizlik hakim üzerimde. saçlarım kıvırcık yana taralı saçımda eşek kadar ters çıkma var. arada sırada saçlarımı dikip imaj değiştirmye çalışsamda 2 santim kafa 15 santim saç kombinasyonu hoş durmuyor.

her neyse şiirler, hikayeler yazdığım için aile tarafından "yazar" olarak nam saldım. egom edebi anlamda kalkmıştı. sonra okulda şiir yarışmasının düzenleneceği haberi okulda duyuruldu. sınıfa çocuk geldi isim yazdırmak için. "aaa xxx yazar yaa. yazsın değil mi arkadaşlar..." diye ön sıradan biri atlamıştı.

"evet evet xxx gururumuz..."
"evet bence de xxx yazmalı..."

sesleri duyuluyordu.
bu sesler sınıfı bir şölen havasına sokmuştu bile. düğünüm yapılıyor da beni dansa kaldırmak istiyorlarmış gibi bir hal vardı. kendimi oyun havasına atarmış gibi, halaya atarmış gibi attım çocuğun önüne. "tamam ya katılıyorum" dedim. yazdırdım ismimi alkışlarla.

ulan dedik de neye göre dedik? konuyu tam hatırlamıyorum ama milliyetçi bir konuydu. yazıcı çocuk gittikten sonra elime kağıt aldım ve gömüldüm. çünkü ben "yazar"dım. rahatsız etmemeliydi gürültü beni, ağlatmalıydım sayfayı. böyle yaparak kızların ilgisini çekmek istiyordum. cumhuriyet bayramı şiiri yazarken kız tavlamaya çalışan bir insandım. çaresizliği sen düşün. madem tipimle tavlayamıyorum bari edebi karakterimle öne çıkayım. zaten 14 yaşındaki kızlar da ne çok sever edebi çocuğu.

eve gittim. aklıma bir şey gelmiyor. yazamıyorum, terliyorum. anneme gittim son çare olarak. naçar anam yine yaptı yapacağını. öyleydi böyleydi derken anneme şiiri yazdırmayı başardım. o kadar coşkulu bir şiirdi ki okuduktan sonra "verin" dedim. "bana silah verin, cepheye koşayım." verdim hocama şiiri geldim. pek ümitli değildim.

birkaç gün sonra andımız sırasındayken "müdür yardımcısı seni çağırıyor" dediler. titreye titreye gittim yanına.

"aferin yavrum şiir yarışmasında birinci oldun" dedi. insanın korkudan altına sıçarken aynı zamanda mutluluktan uçması çok tuhaf bir deneyim. sınıfa davos fatihi olarak girmiştim. sağ elim kalbimde sol elimle halkı selamlarken bir gözüm de kızlardaydı "bakın şiir yarışmasında 1. oldum yine mi yüz vermeyeceksiniz" şeklinde baktım. onlarda "bi yürü git" şeklinde baktılar.

ödül töreni için 23 nisan'da kürsüye çıkacaktım. annem şiiri okutma ihtimaline karşı şiiri ezberletti. duygulu okumak için her şeye dikkat etmiştim. çok güzeldi. törene giderken şiiri ezberliyordum. gittik törene. halk oyunları şiirler konuşmalar çok çok uzun sürdü. zaten 50-60 kişi vardı törende. bekle allah bekle. annem ve babamla gelmiştim. ve sıramız geldi.

dünyanın en kısa ödül verme işlemi rekoru kırıldı o gün. 30 saniye bilemedin 40 saniye. o da sana 40 hadi. senin güzel hatrın için yani. "şiir yarışmasında birinci olan ..." falan diye okudu kürsüdeki kız ama ben bile anlayamadım ne dediğini. bir benim ailem alkışlıyordu deli gibi. adam ödülü vermedi fırlattı lan bildiğin. bari bi boyama kitabı hediye etseydiniz. sadece teşekkür belgesi vermişlerdi.

indim kürsüden. annemle babama baktım direk. ben böyle alkışlama sevinç görmedim lan. "asker gidecek geri gelecek" sesleri bile duyardım az kalsın annem öylesine mutluydu. onu görünce ben de mutlu oluyormuş gibi yaptım, çünkü değildim. kız yoktu zira. kız istiyordum ben. "ah demek 1. oldun haydi evlenelim" diyen bir kızın hayalini kura kura eve gittim. sonra okulda sonuç yine sıfır. yine "yürü git" bakışları...
27 Aralık 2007'ın ertesi sabahı Benazir buttonun ölümünün iki arkadaş arasında değerlendirilmesi;

yıllardır tanışmışlığın verdiği rahatlıkla daldan dala atlanır muhbabbette merdivenlerden dersaneye çıkarken,

+ benazir butto da iyi adamdı be.
- ?!?!

sokam rahatlığıma ne dalmış be arkadaş gece tv de görürsün "benazir butto öldü" zapla kanalı ertesi gün... ulan hadi kadın hakkında hiç bir tanımışlığın yok, konuyu açıyon madem cinsiyetini bileydin bari.

23 Temmuz 2011 Amy Winehouse'un ölümü tekrar tv'lerde baş haber olmuştur bu haber ve bolca yer verilmiştir ana haber bültenlerinde;
ertesi sabah malum arkadaşın telefonuna bir mesaj çekilir yıllar önce yapılan gaf üzerine;

+ Amy winehouse da iyi adamdı be.
- smile.

gülümsetendir. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma dedirtendir.