bugün

tüm filmlerini 3 günde izlediğim yönetmen. normal biri değil. kafamı çok karıştırdı.
eyes wide shut, full metal jacket, the shining, barry lyndon ve a clockwork orange en çok dikkatimi çekenler.
zaten bunlarda 1971 ile 1999 yılları arasındaki son beş filmi. fakat the killing'in yeri çok ayrı gibi; günümüz filmlerine ışık tutmuş. 56 yapımı bir film.

not: yakında bu girdiyi dolduracağım.
kendisine göre dünyanın en iyi yönetmeni bergman'dır. bunu bergmana yazdığı mektupta söylemiştir.
masonluğu anlatan bir yönetmen. öldürüldü.
Illuminatiyi acikladim falan filan derken illuminati tarafindan aciklanamayan bir sekilde oldurulmus yazar.
mukemmel tespitleri zannedilenin aksina bir eksi sozluk yazarindan fazla degil. zannimca kararindaki iradesi ve bunlari insanlara yansitabilmesi ile gonullerde taht kurdu, yine de arkasindayiz herifin.
dünyanın en garip filmlerini yapan yönetmen.
crazy yonetmen.
bir filminde masonluğu anlattığı için suikasta kurban giden yönetmen.
gözleri tamamen kapalı filminde ince yerlerden bahsettiği için başı belaya hatta mezara giren yönetmen yazar falan filan. Ayrıca filmi çekim süresi ve filmdeki ayın sahnesi gibi ayrıntılar da haklı olduğunu gösteriyor.
ayrıntı üstadı.
mükemmelliyetçi bir yapısı olan ve neredeyse her alanda film çeken aşmış yönetmen. bir sahneyi 250 defa çektiği rivayeti vardır. bir de detay manyağıdır. filmlerinde kullanılan en önemsiz detayları bile kendisi hazırlamış ve bunlar için yıllarca uğraşmıştır. neredeyse elini attığı her alanda muhteşem işler çıkarmış bu psikopat amcanın öldürüldüğü yönünde de söylentiler vardır.
the shining gibi bir filmi çektiği için dünyanın en iyi 3 yönetmeni arasına kafadan giricek deha ve efsanevi yönetmen.
sinema dehasi. illuminatinin akillara durgunluk veren oyunlarindan birisi. öldü(rüld)ğü yıl 7 mart 1999. onun en önemli filmlerinden biri olan 1968 yapımı '2001:a spacey odissey' isimli filmine konu olan tarih ise '1 ocak 2001' tarihi. bu iki tarih arasında kaç gün var dersiniz? tam 666 gun...
diğer yönetmenlerin hayal bile edemediklerini film yapmayı başarmış üstad.
Arkasındakılerın anlattıkları kısa oykulerle ıs yapmıs yonetmendır.
beyin yakan über yönetmen.
nolan'ı sinema ilahı ilan eden ergenlerin dönüp bakması gerektiği yönetmen. nolan kubrick'in sol taşşağı olamaz.
(bkz: one point perspective) filmlerinde çokça kullandığından dolayı öğrenmek isteyen bünyeler olayı eğlenceli bir şekilde zihinlerinde canlandırabilirler. Örneğin the shining bunun için güzel bir örnek teşkil etmektedir.
öldükten sonra sinemayı hem öksüz hem yetim bırakan detay ustası.

hele de son zamanlardaki filmlerin kalitesizliğini görünce, bu tarz yönetmenlere ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu anlıyoruz.
Filmlerini tek oturuşta izleyip anlamak , ne dediğini neye dikkat çektiğini fark etmek öyle pekte kolay olmayan yönetmen.

Ilk başlayanlara ağır gelir.
Filmlerinde içerik dışında net görülebilecek şeyler de var; disiplin, mükemmeliyetçilik.
The shining den sonra peygamberliğini ilan etmesi gereken yönetmen. gerçekten her karenin çekimindeki mükemmelliyetçiliği izleyenler tarafından açıkça görülüyor. her filminin yeri ayrı olan yönetmen.
edit:jack nicholson reyize de selam çakmadan olmaz.
komple bir sinema dehası (senaryo, müzik, çekim, ışık vs vs). herşey ile kendisi tek başına ilgilenirmiş. warner bross kendisine sınırsız bütçe sunmuş vakti zamanında. full metal jacket filminde filmin sonundaki çatışma sahnesinin çekildiği yer tamamen set. hatta ve hatta ağaçlar bile sonradan getirilmiş, bi videoda izlemiştim.

çektiği hemen hemen hiçbir film sırf o dönemde kalmamıştır. full metal jacket,the shining, 2001 uzay macerası, gözü tamamen kapalı, doktor garip aşk, lolita, otomatik portakal izlediğim filmleri ve hiç birine söylenebilinecek birşey bulamadım.

ha mükemmelliyetçiliğin yaratığı büyük sıkıntılarda vardır, bazı filmlerinin çekimleri 2 yıla yakın sürdüğünü söylerler. bir günde bir sahneyi 50 kere çekremiş, mükemmeli yakalamak için (düşünün ki otomatik portakal filminin başrol oyuncusunun filmden sonra psikopata bağlaması gayet normal birşey gibi görünüyor (bkz: malcom mcdowell). yarım bıraktığı bir film vardır o unuda marlon brando ile yola çıkmıştır. dinsizin hakkından imansız gelir gibi marlon bildiğin adama kan kusturmuş ve kubrick filmi yarım bırakmış. o gittikten sonra filmin koltuğuna marlon oturmuş ve filmi tamamlamış (marlon brand'nın tek yönetmenlik deneyimi). maalesef film gişede başarısız olmuş. hatta adını bile hatırlayamadım şuan. bu iki sinema dehasının birleşimi tam bir fiyasko olmuş.

neyse velhasıl kelam kendisinin mason olduğuda söylenir. ekşi sözlük yazarı (bkz: micheal sikkofield) ın kendisi ile ilgili baya manyakça bir yazısı vardır. eğlencelidir okunması tavsiye edilir.
Uzun metrajlı ilk üç filmi Pek kaliteli sayılmasa da bunların ardından gelen The killing, paths of glory,spartacus,lolita filmleri Bu adamın ileride bu işin babaları arasına gireceğinin göstergesidir. Eyes wide shut filminde bir seks sahnesini yanılmıyorsam tam 127 defa çekmiştir. Hatta 227 de olabilir. idolümdür Son filminden bi kaç gün sonra ölmüştür kendisi.
Yaklaşık 1 saat önce ölüm yıl dönümü olan ünlü yönetmen.

Sinemaya kattıklarından dolayı teşekkür ederiz usta..
iyi bir filmde bir kaç tane zekice gönderme vardır, çok iyi bir filmde bir çok gönderme vardır,
lakin bir kübrick filminde göndermelerin hepsini bulmak için isa olmanız gerekir.

(bkz: eyes wide shut)