bugün

"mektup kasıyo msn den devam edelim..."
seni severdim ve sana rağmen,seni severdim hem uyanık hem uykumda..
son mektup olacak mı şimdi yazdığım mektubum. sanki bundan önceki mektupları sana göndermişim de sen de okumuşsun gibi bu mektuba son mektup demek. yine gönderemeyeceğimi bilerek sana bir şeyler anlatmaya çalışmak. her neyse en azından paylaşmak istiyorum senin okuman imkansız bu mektubu belki de burdasındır ama ben varlığını bilmiyorumdur kimbilir.
ben bir tek sana yazdım mektup, bir tek sana göndermedim mektupları, sevgim gibi sen gibi,sözlerimi de kendime sakladım. öyle seni umursamayan duruşlarım, sözlerim, ayrılırken tamam o zaman bitti, buraya kadarmış, denedik olmadı, yok üzülmedim zaten böyle olacağı belliydi, kendine iyi bak, mutlu ol deyişlerim yalandı. sana güçlü görünmem gerekiyordu. .
içimde gitmesin, bitmesin, seni seviyorum ki ben, sensiz hangi şarkı neşe verir ki bana, hangi deniz beni taşır ki bundan sonra boğulurum sensiz gitme kal bunu bize yapma, bize zaman ver, yaşarım elbet sensiz ama nasıl yaşamak diyeceğim peki şimdi bile yaşamım bitmişken. günlerim sensiz, gülüşlerim sensiz, gözyaşlarım sensiz her şey sensizken nasıl varolabilirler. ama öyle uzak durmasan bana, bir şeyler desen bana cesaret versen de bende sana bunları söyleyebilsem.
sen hiçbir şey demeden benim bizim bir olamadığımıza karar verip benim bitti demem, bütün sebep benim yine değil mi. terk ediyorum diye ben mi gidiyorum demek peki. sen bensiz daha mutlu olmucak mısın, belli zaten bitse de gitsek der gibisin nasıl söyleyeyim sana senin için senden vazgeçtiğimi. sevgin yokken senin varlığının beni daha çok üzdüğünü nasıl anlatayım sana.
paranoya tabiki bunlar sana göre. senin için ben seni sevmiyorum ve bir şeyleri hep bahane ediyorum, sabırlı olamıyorum, senin beni sevdiğinin farkında değilim sözde ben sana güveniyordum. bunları diyecektin bana.
bende bunları bana söyleme diye, sen kendini benimle olmak zorunda hissetme diye iöimde biriktirdim tüm bu sözleri. eğer konuşmaya başlarsam bir çocuk gibi her sözüne kanarım, sen benim üzüntüme üzülüp mecbur olma diye sustum. işte o yüzden istedim bitsin diye o yüzden sana hiçbir mektubu göndermedim senin içindi hepsi sen bi yerlerde bensiz de olsan mutlu ol, gül sev ama sevilme diye. beni düşünme diye. her neyse bunlar hep boş sözlerdi. sen sadece şunu bil;
'Sebebini bilemediğim
Kırık dökük zamanlarım var
Sevmenin tadına varamadığım zamanlar
Ayak sesleri var kulağımda
Ayırt ettiğim beklediğim bir tek seninki. . . '
günümüzde sadece adı mektup olarak kalmış duygu yüklü kelimelerden oluşan yazılardır, zira insanlar artık e-postayı tercih etmektedir. bu entry de durup teknolojiyi, duyguları tembelleşen insanları azarlıyabilirim ama yapmam... banane!
hayat boyu özleyeceğim,seni aklımdan çıkartmayacak tek şey

amını traş etmekti.
veda için gerekli sözcükleri bulup yazabilirseniz o sevgiliye son mektuptur.
Elime son kez aldım kağıt kalemi, Bu sana son mektubum...

evet bu sana yazdığım son mektuptur.çünkü artık ben yokum çok uzaklara gidiyorum kimsenin beni bulamayacağı yere.bu bir veda mektubudur.şimdi diyeceksin ''nereye gidiyosun sevdiğim'' diye ben sana cevap vermicem daha doğrusu veremicem.çünkü kelimeler boğazımda düğümleniyo.ama şunu bil ki seni hiç ama hiç unutmicam seni hatıralarımda anılarımda yaşatacamı bil yeter...hatırlarmısın seninle üsküdar sahilde dolaşırdık uzun uzun kız kulesini seyrederdik düşler kurardık sonra sağanak yağmura yakalanıp kaçıyoduk yağmurdan sonrasında sen hasta olmuştun tam 2 hafta yatağından kalkamamıştın bir sürü ilaç kullanmıştım ama dirençliydin.bir keresinde ada'ya geziye gitmiştik faytona binmiştik sen başını omzuma koyup beni hiç yalnız bırakma dedin ama ben şimdi sözümü tutamadım özür dilerim sevdiğim.sen benim mabedim özelim zaafımdın...ben şimdi kendi mabedimi yıkan birisiyim şuan ki durumumu anlatacak kelime bulamıyorum ama canım çok ama çok yanıyor...nedenler,sebepler,ihanetler...gitmeye mecburum ben sevdiğime sevgime ihanet eden birisiyim.bu mektubun yanında gözyaşlarımı ve sana olan sevgimi koyuyorum sevdiğim onlara iyi bak elveda...
sana gitme demeyeceğim, gidebildiğin yere kadar gideceksin. gücün yettiği kadar yürüyecek gücün bittiği yerde dönüp arkana bakacaksın. işte belki o anda ilk ya da son görmek isteyeceğin kişi olacağım yine de bu benim orda olamayacağım gerçeğini değiştirmeyecek! içinde huzur ya da endişeyle arkana dönmektense olduğun yerde değişmeyen ve senin bilmediğin gerçekten habersiz kalmaya devam et!

gün olacak gitme demediğim için bana kızıp kızmamak arasında kararsız kalacaksın ve kararın ne olursa olsun bu ne senin gittigini ne de benim olmadığımı değiştirmeyecek. beni bilmem ama sen ya acı içinde kıvrancak ya da hiç olmadığın kadar mutlu olacaksın. ben ise hala orda olamayacağım ve hiç bir şekilde nerde olduğum hakkında kimsenin fikri olmayacak.

yaşarken ölenler varmış diye dinleyeceksin; belki beni hatırlayacaksın, belki de aklının ucuna bile gelmeyeceğim; üstelik kimse benim ne yaşarken öldüğümü ne de ölüp de yeniden yaşadığımı bilmeyecek kimse beni tanımaycak çünkü çok uzakta ve hatta çok yakında olacağım o kadar ki bu belirsizlik içinde kaybolduğumu bile bilen olmayacak...

zaman geçtikçe hatırlanan anılarımın da üzerini küller örtecek belki, belki onların varlığı hakkında da artık sadece söylentiler kalacak. sen ya beni hiç hatırlamamış ya da unutmaya engel olamamış olacaksın ama ben yine de öyle bir zamanda hatırlanmayan olacağım.

gerçek değişmeyecek, görmezden gelsek de kabul etsek de. hile yapılmıyor bu oyunda yapmak için uğraşana zaman boşa akıp giderek en büyük cezayı veriyor. ceza olmasa da ben olmasam da...

orda olacaksın sen, ya gittiğin yere kadar gidebilmiş ya da daha fazlasına ulaşabilmiş olacaksın. ya ben? cevabı sen de bilmeyeceksin kimsenin bilmediği gibi. ben ya orda olmayacağım ya da orda olamayacağım.

sen beni gitme demediğim anda son kez gördün şimdi ya hala orada olabileceğimi düşünüyorsun ya da arkanı döndün ve ömür boyu nerde olabileceğimi düşüneceksin bil ya da bilme ben hala ve asla orda değilim ve olmayacağım.

ben nerdeyim biliyor musun herkesin bakıp da hiç kimsenin göremediği senin beni bırakıp gittiğin benim de sana kal demediğim aynı yerdeyim,peki neden mi orda değilim çünkü rüyaların bittiği yerde gerçek başlar ve gerçek beni algılayamaz...

alıntıdır.
Umutla beslenmis umutsuzlukla bitmis bir ornegine burdan hadi bakalim http://www.leylalar.com/2.../02/sevgiliye-son-mektup/
eger okumak onun hakkiysa bir sekilde ulasir ona, yoksa zaten okumamali denilip bir sise icinde mavinin sonsuzuna birakilmalidir.