bugün

(bkz: dinozor olup evrime inanmamak)
o pembe gömlekli adam irfan yılmaz mıdır nedir hemen diyanet işleri başkanlığına atanmalı. neyse allah bilir karışmayalım... töbe töbe...
üniversitelerde genç beyinlerimize bir şeyler katmaları için maaaş alan ama daha doğru düzgün oturup bağırmadan fikir beyan etmeyi, birbirlerinin sözlerini kesimeden dinlemeyi başaramamış insanların olduğunun kanıtını sunmuş program.
"ya olur mu ya!" diyip evrimi reddeden biyoloji profesörünü görüp, kişiyi en sonunda nirvanaya erdiren, tepkisizleştiren program.
3 profesörün evrimi bilimsel bulmadıkları için bilim dünyasından dışlanmaları ve dramları...

yazık, üzüldüm lan adamlara. bu bilim dünyası ne faşoymuş, ne kadrolaşma varmış bu alemde arkadaş. peeeh!

- biz evrime inanmıyoruz diye adam değil miyiz, biz de profesörüz.
- hocam evrime inanmamak nedir, kuram oldu o artık.
- sıs, sıss! çık dışarı. çocuklar benim demokrat biriyim, saygı duyuyuorum size. ama dersimde evrime inanamazsınız. şimdi allah'ın mitokondriyi yaratmasını açıklayacak olanlar?
(bkz: #5862977)**
(bkz: doğru sözün uzerine söz olur mu)
masanın solundaki üç kişi masanın sağında bulunan en düşük ünvanlısı doçentlik olan şahıslara evrim konusunda bilimsel argumanlar kullanarak düşüncelerini açıklamaya çalışırkene, bizim bu biri doçent diğer ikisi profesör olan şahısların yav kardaşım, herkes verileri farklı yorumlar, felsefik bakmak lazım, metafizik konular aslında bunlar tarzı argumanlarla bu düşüncelere karşı çıktığı program.

bir ara insan mükemmeldir falan da dendi. tek bayan hoca hayır mükemmel değiliz, mesela gece iyi göremiyoruz, karanlıkta da bir balina gibi, iyi görebilseydik fena mı olurdu dedi ama güme gitti.

anlı şanlı profesörlerimizden incileri görünce;
tesadüfen mi olduk yahu hadi lem
ağaçtan orangotan indi, yürümeye başladı, insan mı oldu yani, kah kah.
hadi laboratuvarda amfibi yap da görelim
felsefik felsefik
adem 30 metreydi ( gerçi bunu çıkarmış kiatbından, evet bunu yazan doçent)

valla sözlükte evrim karşıtlarına daha çok saygı duyasım geldi.
(bkz: c sinan sağıroğlu)**
itiraf etmeliyim bu geceki program inanılmaz bir hayal kırıklığıydı, özellikle saat 1'den sonra oradaki akademisyenlerin uykusu geliyor herhalde ki saçma sapan konuşmaya başlıyorlar hep birlikte. bu sefer önceki yazım gibi nerede hata yaptıklarına değinmeyeceğim çünkü bir süre sonra saymayı bıraktım. bir kere karşı görüş diye seçilen insanlar aşırı yetersiz, neyi nasıl savunacaklarını bilmedikleri gibi tartıştıkları konuyu bile doğru düzgün kafalarında tanımlamamışlar hepsi ayrı bir telden çalıyor. ikincisi ise bilimsel görüşün doğru argümanlarla resmen laf oturtması yapabileceği durumlarda saçma sapan konularla kendini tekrarlamasıydı.

yazmayacaktım ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim, yapılan en büyük hatalardan biri programı sunan arkadaşın tartışmayı bilimsel olarak devam ettirme ısrarının ne kadar saçma birşey olduğunu anlayamaması. ulan oradaki insanları oraya koymanızın nedeni dinle bilim tartışması yaptırıp reyting kazanırken %80'i cahil, kitap,makale okumayı bilmeyen sofu bir milleti sözde bilgilendirmek. ancak herkes farkında ki onların sadece kafası daha çok karışıyor, onlar da bu karmaşadan korkarak kendilerini bazı şeylere daha çok kapatıyorlar.
sözlüğümüzün bünyesindeki 18 yaşındaki bilim adamları tarafından nedense sadece evrim teorisine karşı çıkanların tiye alınarak hakkında yorumlar yazılan program. evrimi savunan ve programa katılan herkes süper, her soruya müthiş cevaplar veriyorlar ama evrimi reddedenler alay konusu. her zaman derim sözlük her programdan daha komiktir.
evrim teorisine karşı çıkanların hepsi 18 yaşındaki bilim adamlarından oluşur şeklinde bir önerme ortaya atabilenlerin yorumladığı program. aynı programda bu önerme zihniyetiyle benzerlik gösteren bünyeler göze çarpmakta. kanıtsız teori çürütmeye çalışan biyoloji profesörleri.
saçmalardan seçmeler. evet, biraz önce sonlanan ve evrimle ilgili olan bölümü için bu tanım en uygunu olur sanırım. allah inancını bilimsel alanın içine sokarak bilim yapabileceğine inanmış garabet profesörlerin varlığı ile evrim "tartışıldı." ama ne tartışma!

"çorba kendi kendine mi oluyor" gibi 6 yaşında çocuk seviyesinde soru soran bir adam bu ülkede profesör oluyor evet. eğer bu soruyu sormak için profesör olduysanız neden sokaktaki herhangi biri değil de siz? ülkücü olmadığı için yıllarını boşu boşuna geçirmek zorunda bırakılan üniversiteli gençler geliyor aklıma. selçuk üniversitesi böyle işliyor ve ortaya çıkan bilim insanı portresi bu işte!

15 dakikada hazırlanan çorba hazırlama süreci ile milyonlarca yıl süren ve insan ömrünü katbekat aşan evrimsel süreçler arasında analoji kurabilen bir aymazlıkla "bilim" yapılmakta sevgili profesörlerimizce.

insan mükemmelmiş bunu da öğrendik. insan gözü mükemmelmiş. 7 milyon siyah-beyaz reseptör varmış. 5 ya da 9 milyon olsaydı da o mükemmel olacaktı amca! ne diyorsun sen?

insanı mükemmel gören bir profesörün bilim yapmasından bahsediyoruz. doğrudur, insan mükemmel olduğu için su altındaki sesleri duyabilir, mor ve kızıl ötesi ışınları da görür, ağırlığının 100 misli yükleri taşır. evet, farkettiyseniz bunlar farklı hayvanların insanda olmayan özellikleri. ama bu profesör amcalara göre insan mükemmelmiş. diğer canlılar da mükemmelmiş!

sevgili müminler! eğer bilimi böyle yapacaksanız lütfen beri durun!
dün akşamki bölümünü izleyince iyiden iyiye türkiyedeki üniversitelere ilim irfan (!!!) yuvalarına olan güvenimi yitirdiğim program.

şöyleki turan güven ismindeki biyoloji profesörü (!!!) bugün kriminal araştırmalarda bile kullanılan kemik üzerine kas sistemleri konularak yapılan yüz tanımlama sistemini gösterip dalga geçiyor.

adem tatlı adlı sayın profesörümüz bilimin işleyişinden bile haberdar değil kafayı felsefeyle bozmuş. sayın adem tatlı bilimde sizinde söylediğiniz üzere yapılan araştırmalar sonucunda belirli çıkarımlarda bulunulur bunların kesin doğruluğu olmamakla birlikte (bir bilim adamı olarak kesin bilginin olmayacağınıda bilmeniz gerekir) bazı çıkarımlarda bulunulur ancak bu felsefi bir bilgi değildir maddi temelleri vardır siz şimdi bununla allah yarattıyı aynı kefeye koyabilirmisiniz?

diğer ismini hatırlayamadığım bir komedi bu bide profesörmüş insanların dinozorlarla savaşabilmesi için 30 metre olması gerektiği gibi çok bilimsel (!!!) bir teori üretmiş yalnız homo sapiens ile büyük dinozorların (büyük dedim çünkü kuşlarla dinozorlar aynı atadan) çok farklı zamanlarda yaşadığından bi haber.

hep karşıt görüşü eleştirdiğim sanılmasın diğer bir konuda aslı tolun hanım efendi kendisi boğaz içi üniversitesi gibi türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde genetikçi olmasına rağmen iki kelimeyi yan yana getiremedi ve çoğunlukla gülmekle yetindi.

ergi deniz özsoy kendisi konuşmasındaki netlikten konuya ne kadar hakim olduğu görünüyor kendisi büyük bir sabırla açıklama yapmasına rağmen evrimdeki tesadüfün bildiğimiz anlamda bir tesadüf olmadığını anlatmaya çalışmasına rağmen karşısındaki sayın profesör zar at düşeş zar at düşeş diyerek aslında tesadüftende bir gram anlamadığını gösterdi zar atınca gelen sayının aslında tesadüf olmadığını fizik kurallarının bir sonucu olduğunu bilmiyor.

son olarak hasan aydın varki soyadının hakkını gerçekten veriyor. kendisi tanrının felsfik bir konu olduğunu ve pozitif bilimlerde varlığının yada yokluğunun ispatlanamayacağını çok iyi idrak etmiş. kendisi bir ilahiyatçı olmasına rağmen bilimin işleyişini oradaki sözde biyoloji profesörlerinden çok daha iyi kavramış. inançsız bir insan olarak o sözde biyoloji profesörlerinden biyoloji eğitimi almaktansa hasan aydından teoloji eğitimi almayı tercih ederim.
amacı, dün geceki yayından anlaşılacağı üzere, tartışılan konuyu bir sonuca vardırmaktan çok reyting toplamaya yönelik olan tartışma programı.*
canım ülkem(!) insanlarının "bizim ülkemizin eğitimi süper, bizim ülkemizin üniversitelerindeki eğitim avrupada yok" gibi sözlerinin (bkz: savsatadan ibaret) olduğunu, program*a katılan bilim adamları(!) ve profesörler(!) bir güzel teyit ettiler.
bu günden sonra hiç kimse akademik eğitim aldım diye havaya girmesin türkiye de.
türkiyedeki eğitimcilerin bile yetersiz akademik seviyedeki bilgileriyle, öğrencilerin üniversite eğitim düzeyi, kesinlikle avrupalının lise seviyesiyle aynıdır.
avrupada ki bir ilkokul öğrencisi bile daha bilimsel açıklardı evrim teorisini.

(bkz: dışı kalaylı içi vayvaylı ülkem)
üç haftadır devam etmekte olan evrim konulu programlarla ilgili bir iki bilinmeyen noktaya değinmek istiyorum. öncelikle geçen haftaki "antitez" başlıklı programda, izleyenler hatırlayacaktır, bir protein katlanması geyiği dönmüştü. yiğit bulut kendisine gelen bir e-mail sebebiyle ergi deniz özsoy'a "protein katlanırken nanosaniyede sonsuz ihtimâl oluşuyormuş, bakın bunu itü genetik bölümünden birisi söylüyor, dolayısıyla evrim nasıl tesadüfen olabiliyor, iki meslektaş nasıl farklı görüşleri savunabiliyor" gibi laflar attırmıştı. bu maili daha sonradan öğrendik ki, harun yahya safsatası ve evrim gerçeği kitabına da katkıda bulunmuş, evrimci bir bilimadamının, evrimci argümanı kuvvetlendirmek için yollamış. yiğit bulut'un okuduğunu anlamaktan âciz, maksatlı provokatif tutumunu göstermesi sebebiyle bilgilerinize sunmak istedim.
gelelim ikinci meseleye. yiğit bulut programa çıkan profesörlerin bir bilinçli tasarım örneği olduğu yolunda birşeyler attırdı gene dünkü "sentez" başlıklı programda. yâni buraya gelenleri biz seçtik, bu grubu biz oluşturduk falan dedi. şimdi efendim, bu programın hazırlayıcısının, program editörünün, "türkiye'de evrim teorisine karşı olan akademisyenlerin" kim olduğunu ergi deniz özsoy'a sorduğunu biliyoruz. yâni evrim karşıtı düşünceyi savunacak olan kimlerdir, kimleri çağırabiliriz şeklinde evrimcilere sorulduğunun bizzat şahidiyim -ki gerçekten ciddiye alınmayan kişiler olduğu için bunların kim olduğunu genelde bilmiyoruz-. sansürsüz editörü, yapımcısı işte bu kadar âciz, konudan habersiz kimselerdir efendim. yiğit bulut'un sınırsız cahilane tavrının sürpriz olmadığını görüyoruz böylelikle.
gelelim dünkü anti evrimci konuklara. konuklara "yav gardeşim gozünü seveyim" diye seslenmekte olan, turan güven isimli "profesör"ün atıf yapılan bilimsel yayın sayısı sadece 3'tür efendim. ve bu 3 yayının da kendisi hâriç 4 tane yazarı olduğunu görmekteyiz. bilimsel kimliği yok hükmündedir. "şarap içililiyor" diyerek topkapı sarayını basan güruhun partisinin genel başkan yardımcılığını yapmıştır.
irfan yılmaz, hz adem'in dinozorlar çağında ayakta kalabilmek için 30 m boyunda olması gerektiğini yazdığı bir kitaba almış "bilimadamı" olduğu için tartışmaya fazla gerek bulmuyorum.
adem tatlı, tarikatlerle yakın alakalı, sözde bilimsel savları said nursi laflarıyla bulayan, bu yüzden üniversiteden atılmış bir kişidir.
hepsi 12 eylül sonrası dönemde, profesör ünvanının ideolojik liyakatla insanlara verildiği bir aralık ülkemizde profesör yapılmış kişilerdir.
(bkz: temel içgüdü)
(bkz: tüp reklamı) *
21 AĞUSTOS TARiHLi yayınında profesörlerden * birinin adem ve hanımı tanımlamasıyla beni bitkisel hayata sokmuş programdır.
an itibariyle içişleri bakanı beşir atalay'ın demokratik açılımla ilgili konuşmasının tartışıldığı program.
ergen gençlerin film kapakları üstünde itinayla aradıkları kelime.american pie örnek olarak gösterilebilir bu filmlere.

(bkz: uncensored)
11 ocak 2010 tarihinde saat 20 de osman pamukoğlu nu konuk edecek haber türk kanalının programıdır.
bugünkü programda evrim teorisini masaya yatıran program.
program konukları:
(bkz: adem tatlı)
(bkz: turan güven)
(bkz: zeki apaydın)
(bkz: şafak mert)
(bkz: çağatay tarhan)
2 hafta sonra yine evrim teorisini tartışan programdır.
ismail Nacar'ın bıyıklarıyla karşı koyduğu evrim teorisi, yanında oturan cia ajanı tipli adamların laptoplarıyla darmadağın edilmiştir. insanlık ayrı bir tartışma konusu ama ismail Nacar kesinlikle akıllı tasarım ürünü.
an itibariyle evrimin yerle bir edildiği program.
gerçi bildiğin 4 saattir sürüyor o ayrı.
yiğit bulut'un şu sözlerle yayına başlamasını gerektiren program;

- evet sevgili seyirciler. bugün her zaman ki gibi sentez, antisentez ve fotosentez yapmaya devam edeceğiz.

devamında olaylar gelişir;

+ fotosentez mi? ama maşallah biz evrimi tartışacaktık.

- ne sandın yarraaam. burada evrim tersine işliyor.

+ maşallah. maşallah. ama ben yine bir şey anlamadım.

- yani diyorum ki hepimiz ot geldik. ot gidiyoruz.

+ maşallah. maşallah. ama madem fotosentez yapacağız. programı neden gündüz yapmıyoruz ki.

/adam haklı beyler.

- ha siktir laaan. ben bunu hiç düşünmedim bak. yayını kestik beyler.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar