bugün
- abdülkadir geylani nin yediği tavuğu diriltmesi17
- umre8
- evliliğin cinsellikten ibaret olması14
- kamos8
- yeni çözüm süreci8
- yazarların kombi dereceleri10
- sözlük kızlarından sözlük erkeklerine sorular11
- aşk kaç beden giyer14
- en sövmelik yazar10
- kurabiye yapmak8
- arkadaşlar toplanın bir şey oldu9
- ev fiyatları nasıl düşer10
- mel mel bakan gibson vs masklavi24
- günün sözü11
- hull city18
- true sessizliği11
- sözlükten sevgiliye laf sokmak9
- beşiktaş ta hırsız yakalandı12
- sözlüğe güzel bir kız bırak26
- emekli aylıklarını nasıl öderiz telaşı içindeyiz50
- müsavat dervişoğlu18
- 2002 2007 arası ak parti8
- starbucks ta bedava oturmanın sona ermesi9
- ankarada gezilecek yerler17
- 12 saatte 1 057 erkekle seks yapan kadın10
- yılmaz özdil15
- soğuk kış günlerinde iç ısıtan şeyler18
- muhafazakar kız için namaza başlayan erkek8
- ev kirası maaştan fazla olan ülke insanları19
- mazbata binali beyefendiye verilecek9
- sushi9
- suşi yiyen erkeğin namusu9
- zeno paradoksu8
- suriyenin türkiyeden ithalata yüzde 500 vergi8
- chp belediyeleri olmasa bu halk ne yiyecek23
- erkeklerdeki körpe kız merakı8
- halkın rahat bir nefes alması8
- sahi bir 2023 hedefi vardı ne oldu ona37
- 15 01 2025 istanbul da toplu ulaşıma 35 zam geldi13
- imamoğlu ve özel'in mücadele edeceği tarih10
- 24 saatte 11 kişinin sahte içkiden dolayı ölmesi9
- müşterilerini ilaçla bayıltıp taciz eden taksici14
- ben hep 50 liralık alıyorum14
- istanbulda sahte içki ölümleri11
- 2025 aile yılı12
- sözlüğün çok sakin olması13
- fakirlere mana bulmak10
- inekler neden kalp krizi geçirmez8
- menzil cemaatinde gerginliğin giderek artması16
- akp'lilerin zamlara itiraz etme eşiği35
çekeceğim seni içime nefes gibi,
sessiz
sana söz sevgili sana söz,
yalansız,
bütün hücrelerimle,
seni yaşıyacağım.
sana söz.
selçuk avcı
sessiz
sana söz sevgili sana söz,
yalansız,
bütün hücrelerimle,
seni yaşıyacağım.
sana söz.
selçuk avcı
içimdeki Çocuğun Masalıydın Sen
Ey acıdan mutluluklar doğuran kadın.
Biliyorum sen bu saatlerde yorgunluğunu yormaktasın.
Bu kaçıncı rüya kendini hüznün dar ağacında sallandırdığın ?
Bu kaçıncı tabut omuzlarında çocukluğunu yıkadığın ?
Kanamalı bir gecenin içinden koşuyorum sana
Karanlığın içinden ayıkladığım binlerce yıldız,
Satırların içinden arakladığım binlerce şiir ile..
Başım otobüs camlarında uykusuzluğa râm olsa da
Sana vardım, sana yar’alandım.
Sana hayatlandım.
Sana gelirken Susamıştı karasallığım,
Kurumuştu şiirlerim,
Çatlamıştı satır aralarım.
Bir meltem gibi yüreğine masal anlatmayalı
Depreşmişti sırt ağrılarım Kısırlığım ayyuka çıkmıştı.
Sonra suskunluklarımı yüklenip
Özlemine susadı üşengeç yaralarım.
Ceplerime sığacak kadar mavi bilyeleri doldurup
Koştum kır düğünü düşlerimize
O kadar dalmışım ki, Yalın ayak kalmış çocukluğum.
Beni sevdana giydir sevgili.
Kokunla ört düşlerimi..
Gözlerinin hayat deryasına yatır harflerimi
Ve sakın beni nefesinde uyutma…
Beni, Beni nefesinde yaşat.
Ve dudaklarının nihavent sesinde öldür.
Eski bir lunaparkın Atlı karıncaların olduğu bölümde buluştuk sonra.
Üzerlerimizde çocukluğumuz,
Ellerimizde tertemiz düşlerimiz,
Ve de sonu gelmeyen sırt ağrılı umutlarımız,
Gülümsüyoruz rastgele..
Sanki mavi bir denizin ortasında Yalın ayak yürüyoruz.
Gözlerimiz aşk’a kapanmış
Yüreğimiz bir sevdaya adanmış.. Yürüyoruz elele..
Sonra ben bir şiir oluyorum gözleri kapalı.
Bilyelerini unutmuş bir çocuğun sırtında sona eriyor ağrıların.
Ve sana ithaf edilmiş satırların arasında
Soluğum, nefesim çağlayan bir nehir gibi.
Sana cümle cümle koşarken Taştı içimdeki çocuk,
Sonra yalın ayak koştuk mutluluklara…
Gül sağnağında kavuştuk kahve rengi umutlara
Biraz da sustuk sevda dilin. Sustuk derken dil sustu,
Yürek, aşkı binlerce dile tercüme ediyordu.
Ve sana yazılmış bir şiirin en hayat damarında, Acıyı payladık.
Ve yüzüm yüzünde, Saçların nefesimde..
Ve yıldızlar şahitliğinde
Bir fincan umudu mutluluğun utangaç yüzüne çaldık.
Biliyorum saat geç oldu.
Sen yorgunluğunu yorarken bu saatlerde
Ben sana vardım.
Saçlarının baş ucuna mavi bilyelerimi bıraktım usulca..
Yüreğine eğilip içinde hayalleri gerçek olan bir sevdanın geçtiği
Masalı anlattım.
Sana söz sevgili.
Acılardan mutluluklar doğuracağız bir gün.
Evet, bir gün; Gözlerinin tenhalığına değen tüm uykuları uyandırıp
Yüreğinin bereketli topraklarında Gülümseteceğim umutlarını.
Ve dudaklarına yaslanıp tüm alfabemi
içimdeki çocuğun tüm şarkılarını fısıldayacağım
Ve sonsuza dek adını haykıracağım satırlara..
Sana söz sevgili..
Ey acıdan mutluluklar doğuran kadın.
Biliyorum sen bu saatlerde yorgunluğunu yormaktasın.
Bu kaçıncı rüya kendini hüznün dar ağacında sallandırdığın ?
Bu kaçıncı tabut omuzlarında çocukluğunu yıkadığın ?
Kanamalı bir gecenin içinden koşuyorum sana
Karanlığın içinden ayıkladığım binlerce yıldız,
Satırların içinden arakladığım binlerce şiir ile..
Başım otobüs camlarında uykusuzluğa râm olsa da
Sana vardım, sana yar’alandım.
Sana hayatlandım.
Sana gelirken Susamıştı karasallığım,
Kurumuştu şiirlerim,
Çatlamıştı satır aralarım.
Bir meltem gibi yüreğine masal anlatmayalı
Depreşmişti sırt ağrılarım Kısırlığım ayyuka çıkmıştı.
Sonra suskunluklarımı yüklenip
Özlemine susadı üşengeç yaralarım.
Ceplerime sığacak kadar mavi bilyeleri doldurup
Koştum kır düğünü düşlerimize
O kadar dalmışım ki, Yalın ayak kalmış çocukluğum.
Beni sevdana giydir sevgili.
Kokunla ört düşlerimi..
Gözlerinin hayat deryasına yatır harflerimi
Ve sakın beni nefesinde uyutma…
Beni, Beni nefesinde yaşat.
Ve dudaklarının nihavent sesinde öldür.
Eski bir lunaparkın Atlı karıncaların olduğu bölümde buluştuk sonra.
Üzerlerimizde çocukluğumuz,
Ellerimizde tertemiz düşlerimiz,
Ve de sonu gelmeyen sırt ağrılı umutlarımız,
Gülümsüyoruz rastgele..
Sanki mavi bir denizin ortasında Yalın ayak yürüyoruz.
Gözlerimiz aşk’a kapanmış
Yüreğimiz bir sevdaya adanmış.. Yürüyoruz elele..
Sonra ben bir şiir oluyorum gözleri kapalı.
Bilyelerini unutmuş bir çocuğun sırtında sona eriyor ağrıların.
Ve sana ithaf edilmiş satırların arasında
Soluğum, nefesim çağlayan bir nehir gibi.
Sana cümle cümle koşarken Taştı içimdeki çocuk,
Sonra yalın ayak koştuk mutluluklara…
Gül sağnağında kavuştuk kahve rengi umutlara
Biraz da sustuk sevda dilin. Sustuk derken dil sustu,
Yürek, aşkı binlerce dile tercüme ediyordu.
Ve sana yazılmış bir şiirin en hayat damarında, Acıyı payladık.
Ve yüzüm yüzünde, Saçların nefesimde..
Ve yıldızlar şahitliğinde
Bir fincan umudu mutluluğun utangaç yüzüne çaldık.
Biliyorum saat geç oldu.
Sen yorgunluğunu yorarken bu saatlerde
Ben sana vardım.
Saçlarının baş ucuna mavi bilyelerimi bıraktım usulca..
Yüreğine eğilip içinde hayalleri gerçek olan bir sevdanın geçtiği
Masalı anlattım.
Sana söz sevgili.
Acılardan mutluluklar doğuracağız bir gün.
Evet, bir gün; Gözlerinin tenhalığına değen tüm uykuları uyandırıp
Yüreğinin bereketli topraklarında Gülümseteceğim umutlarını.
Ve dudaklarına yaslanıp tüm alfabemi
içimdeki çocuğun tüm şarkılarını fısıldayacağım
Ve sonsuza dek adını haykıracağım satırlara..
Sana söz sevgili..
Sana söz yine baharlar gelecek.
Sana söz ışık hiç sönmeyecek.
Sana söz ışık hiç sönmeyecek.
Kaybet kendini yoksa ben kaybolacağım. Sen beni bulamazsan eğer bulduğum bize yazık olacak.
(bkz: tuana)
kim düşünmüşse helal olsun. çok akılda kalıcı, çok etkili ve dile dolanıyor. sana söz yine baharlar gelecek..
Pisuvarlar gelsin o zaman.
2028'e kadar..
görsel
görsel
Anısı var kardeşim.
güncel Önemli Başlıklar