bugün

büyük şair ve lou salome'un kurbanlarından... daha doğrusu o kazayı atlatmış da, mısırlı bir dilbere çarpılmış, öylece ölmüş derler. meşhur hikayedir: kadına bir gül sunacakken, gülün dikeni eline batar ve kanar, çok kanar, sonunda ölümüne yol açar. ve geriye şu unutulmaz mısralar kalır:

gül
ey saf çelişki
nice göz kapağının altında
hiç kimsenin uykusu olmamanın
sevinci...

gidip görmedim ama, mezar taşında da bunlar yazarmış...
''şair ıssız bir adada kalsa bile, rüzgarın biraz sonra sileceğini bilse bile kumsalda oturup mısralarını kumsala yazan adam olmalıdır'' diyerek gerçek bir şairi çok iyi tanımlayan şair kişi.
"sen istikbalsin" şiirinin şairi:

sen istikbalsin ve büyük doğu
tüm geniş düzlükleri sonsuzluğun
zamanın gecesinden sonraki horoz ötüşü
seher jalesi, sabah duası ve genç kızsın
yabancı adam ve ana ve ölümsün.

sen, kaderi daima yalnızlık içinde yükselmek olan
o kendi kendine değişen suretsin
ağlanmamış, alkışlanmamış dediğimsin
vahşi bir orman gibisin sen, anlatılmaz olan.

sen, bütün nesnelerin en derin özüsün
varlığının sırrını sükûta zarflayan
ve herkese başka türlü görünürsün
karaya gemi gibi, gemiye liman.

(olağanüstü şiir. çok sevdim!)
tanrım: vakit tamam.yaz çok muhteşemdi.
yay gölgeni güneşli saatler üzre,
ve tarlalara sal rüzgarları şimdi.

son meyvalara dolgunlaşmayı buyur;
bağışlayıp güneyden iki gün daha,
yönelt kendilerini olgunlaşmaya
sert şaraptaki son tadın izini sür.

hâlâ ev kurmayan kurmaz bundan sonra.
yapyalnızdır hep, yalnız kalan bir kere,
kalkar, okur, mektup yazar uzun süre
yollarda huzursuz aşağı yukarı
dolaşır, yapraklar dökülürken yere.
yalnızlık bir yağmura benzer,
yükselir akşamlara denizlerden
uzak, ıssız ovalardan eser,
ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
ve kentin üstüne göklerden düşer.

erselik saatlerde yağar yere
yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar,
umduğunu bulamamış, üzgün yaslı
ayrılınca birbirinden gövdeler;
ve insanlar karşılıklı nefretler içinde
yatarken aynı yatakta yan yana:
akar, akar yalnızlık ırmaklarca.
romanı da var: malte laurids brigge'nin notları.

Birçoklarınca varoluşçu edebiyatın ilk parlak örneği olarak kabul edilen bu yapıtta Rilke'nin bütün ana temalarını; aşkı, ölümü, çocukluk korkularını, kadının tanrılaştırılmasını ve bir "gönül meselesi" olarak ele aldığı "Tanrı" düşüncesini görmek mümkündür.
aşık olduğum şehirde doğmuş, tezer'in peşinden gittiği harika yazıları olan güzel insan.

1)binlere kök salarak
kavramak hayatı derinden
ve ortasından geçerek acının
olgunlaşmak hayatın taa ötesinde,
taa ötesinde zamanın...

2)kim olduğumu ne bilirlerdi
korkunç zordu beni sevmek; ve ben,
buna yalnız biri'nin gücü yeteceğini
seziyordum. ama, o, biri, istemiyordu henüz. ve dahasına sahip güzel insan.
(bkz: der panther)

--spoiler--
GERiZEKALININ ŞARKISI

Yolumda değil onlar. (Bu yolda) olmama onlar izin veriyor.
Derler ki hiçbirşey olmaz bana.
Ne kadar iyi.
Hiçbir şey olmaz. Ruhülküdüsten akar
tüm şeyler, o özel hayaletin çevresine
gelirler ve giderler(bilirsiniz)-,
ne kadar iyi.

Hayır, gerçekten düşlememeliyiz bunun
tehlikeli olacağını.
Elbette kan vardır.
En sertlerindendir kan da. Sert taş gibi.
Artık sürdüremeyeceğimi düşünüyorum bazen-,

(Ne kadar iyi)

Oradaki şu güzel topa bak:
her yerde olduğu gibi kırmızı ve yuvarlak.
iyi ki öyle olmasını sağladın.
Çağırsam gelir mi bana?

Dünya ne kadar tuhaf görünür,
karışgan ve kırılgan, uzak ve yakın:
dostça, biraz belirsiz.

Türkçesi: M.KANSU
--spoiler--
(bkz: duino ağıtları/#14034235)
Ama anlamıyor musunuz kı başımıza gelen her şey daima bir başlangıçtan başka bir şey değildir.
Malte Laurids Brigge'nin Notları
Rainer Maria Rilke

Mümkün müdür, henüz hiç bir Gerçek ve Önemli, görülmemiş, bilinmemiş, söylenmemiş olsun? Mümkün müdür, görmek, düşünmek ve yazmakla binlerce yıl geçmiş bulunsun ve binlerce yıl, tereyağlı bir dilim ekmekle bir elma yenen bir okul teneffüsü gibi kaybedilmiş olsun?

Evet, mümkündür.

Mümkün müdür, icatlara, ilerlemelere rağmen, kültüre, dine, felsefeye rağmen hayatın yüzeyinde kalınsın? Mümkün müdür, bilinmesi yine de bir kazanç olan bu yüzey bile; yaz tatillerinde salon mobilyaları gibi, aklın alamayacağı kadar yavan bir kılıfla kaplansın?

Evet, mümkündür.

Mümkün müdür, bütün dünya tarihi yanlış anlaşılmış olsun? Mümkün müdür, ölen ölen yabancıdan bahsedecek yerde, etrafına üşüşen kalabalığı anlatır gibi, daima yığınların lafı edildiği için, geçmiş yanlış olsun?

Evet, mümkündür.

Mümkün müdür, insanlar doğmadan önce geçen şeyleri tekrar yaşamak zorunda olduklarını sansınlar? Mümkün müdür, her birine, kendinden önceki insanlardan geldiğini hatırlatmak gereksin ve herkes bunu bilsin de başka türlü söyleyenlerin dediklerine kanmasın?

Evet, mümkündür.

Mümkün müdür, bütün bu insanlar, asla var olmamış bir geçmişi tamamen bilsinler? Mümkün müdür, bütün hakikatler, onlar için bir şey olmasın? Mümkün müdür, hayatları, boş odalardaki saat gibi her şeyden kesilmiş, geçsin?

Evet, mümkündür.

Mümkün müdür, yaşayan kızlar bilinmesin? Mümkün müdür, "kadınlar" densin, "çocuklar" densin ve bu kelimelerin çoktandır çoğulları yoktur, sayısız tekilleri vardır, farkına varılmasın (tekmil okumuşluğa rağmen farkına varılmasın)?

Evet, mümkündür.

Mümkün müdür, "Tanrı" diyen ve Tanrı'nın ortak bir şey olduğunu sanan insanlar bulunsun? Okul çağında iki çocuk düşünelim: Biri bir çakı satın alsın, arkadaşı da aynı günde, bu çakıya tıpatıp benzeyen bir başka çakı satın alsın. Aradan bir hafta geçsin, iki öğrenci, çakılarını birbirlerine göstersinler; şimdi ancak pek uzak bir benzerlik vardır arasında — başka başka ellerde çakılar ne kadar değişmiştir. (Çocuklardan birinin annesi şöyle der hatta: Sizin elinizde zaten ne sağlam kalır ki...) Evet, evet: insanın bir Tanrı'sı olsun da kullanmasın, mümkün müdür?

Evet, mümkündür.

Bütün bunlar, mümkün olduğu, hiç değilse bir imkân zerresi taşıdıkları takdirde, ne pahasına olursa olsun, bir şey yapmalı. Herhangi birisi, yani insanı tedirgin eden bu şeyleri ilk düşünen birisi, ihmal edilmiş işleri telâfiye başlamalıdır; hatta rasgele birisi olsun, bu işin tam ehli olmasın: bu işi yapacak başka kimse yok ki. Bu genç, âciz yabancı, Brigge, beşinci katta oturup yazacaktır; gece gündüz: Evet, yazmalıdır; bunun sonu bu olacak.
Öyle bir an gelir ki, insan yalnızlığını kolayca elde edilen herhangi bir beraberlikle değişmek ister.

Rainer Maria Rilke
Ruhumu nasıl tutsam da seninkine değmese.

Rilke
''...ve yıllanmış içgüdülerinde haklıydılar gerçekten: o, gerçekten düşmanlarıydı çünkü.''
Herkesin yaşamında öyle saatler vardır ki, insan yalnızlığını verip ne denli yavan ve ucuz olursa olsun bir beraberliği almak ister karşılığında; iyi kötü ilk rastlayacağı kişiyle, en sıradan bir kişiyle sözde birazcık bir anlaşma uğruna yalnızlığı elden çıkarmak ister… Ama belki de yalnızlığın büyüdüğü saatlerdir bunlar, çünkü onun büyüyüşü de tıpkı oğlanların büyümesi gibi birtakım acı ve sancılarla gerçekleşir ve baharın ilk günü gibi hüzünle dolup taşar. Ancak, şaşırtmasın bu sizi. Bizlere gereken yalnızlıktır, büyük, içsel bir yalnızlık. Kendi içine yürümek ve saatler boyu kimselere rastlamamak…

Rainer Maria Rilke, Genç Bir Şaire Mektuplar.
elbet benim de pahada ağır bir acım olacak,
işte o zaman göreceksin neye razı olduğumu..
iyi bir çevirmenin çevirisini elinize alırsanız - ki bu iş şiir çevirisinde çok zordur, rilke şiirlerinde daha zordur- o'nun lirizmini iliklerinize kadar hissedersiniz.
özellikle beylik laflardan çok şiirde duygu hissetmek isteyen insanların hayatının bir yerinde onun şiirleriyle rastlaşmasını dilediğim şair.
rodin ile ilgili kaleme aldığı sözle geceyi aydınlatan şair...

"ün dedikleri, alt tarafı yeni bir ad etrafında toplanan bütün yanlış anlaşılmaların toplamıdır."
Orpheus'a sonelerin şairi... On ikinci bölümde şöyle bir kısım vardır:

Arzu et değişimi.Ah hayranlık duy aleve karşı,
parlayarak şekil değiştirir ele geçiremediğin şey onun içinde;
o tasarlayan zeka, düzenleyen dünyevi olanı,
sever o varlığın hareketinden, her şeyden çok o değişimin başladığı anı.
Kalıcı olanda kendini kapatan, artık donmuş olandır;
göze çarpmayan grinin korumacılığında kendini güvende mi sanır?
Bekle, en sert olan uzaktan sert olanı uyarır.
Heyhat-:Olmayan bir çekiç vurmaya hazırlanır.
Pınar olup akanı, tanıyan tanır hemen;
ve alır geçirir onu sevinçle neşeli oluşumlardan,
başlangıçla sona eren ve sonuçla başlayan.
Her mutlu mekan, ayrılığın çocuğu ya da torunudur,
geçilir şaşkınlıkla içinden.Ve değişime uğrayan Dafne,
defneleri hissettiğinden beri, ister senin de rüzgara dönüşmeni.
https://www.youtube.com/watch?v=jew4zs_2i-Y
"Korkunç zordu beni sevmek. Ve ben, buna yalnız birinin gücü yeteceğini seziyordum. Ama o biri, istemiyordu henüz."
insanların çoğu, yaşanmamış bir hayattan ölüyor.
Rainer Maria Rilke
Turklerin pek bilmediği şair. Dünyanın en iyi şairlerinden birisidir.
“yalnızca içteki yakındır; başka her şey uzak." Sözünün sahibi.. Büyük şair.
Stefan zweig'ın yakın dostudur. Evi çok sadeymiş, çok fazla eşya bulunmazmış.