bugün

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem' in mübarek ömründe başından geçmiş olayların bizler tarafından aktarılmasıdır. Başlığı açıyorum:
Aişe anamız, Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem' in yanında iken Yahudilerden bir cemaat geldi. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem' e selam verir gibi yaparaktan Essamu aleyküm ya Muhammed, dediler. Esselamu; selam, Allah' ın rahmeti, Essamu olursa ölüm, Arapça'da. Dilini kıvıraraktan Lam' ı çıkartıyormuş gibi göstererek Essamu aleyküm (ölüm üzerine olsun) dediler.

Aişe anamız onu anladı '' Ve aleykümüs-samu vel lanetu ya ihvanel kıradeti hanezil.'' başladı. Dedi: Lanet de size, ölüm de size, ey maymunların domuzların kardeşleri. '' ( ayrıca telmih de yapıyor yahudilerin atalarının başına gelen duruma: Bakara Suresi: 65- 66, Maide Suresi: 60. ayetlerde geçiyor. ) . Böyle deyince, Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem '' Ya Aişe, dur dur.'' dediler, '' Allah kötü konuşanları sevmez, onun için bağırıp çağırma. '' Dedi ''Duymuyor musun Ya Rasulüllah, sana ne dediler, Essamu aleyküm dediler.'' Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu '' Ben de onlara Aleyküm-üs selam demedim ki; '' ve Aleyküm '' , dediğiniz size dönsün, dedim. ''

Edit: Dediğiniz size dönsün derken anlamayan biri olmuş: ve Aleyküm, üzerinize olsun anlamında.
Yerine göre konuşmak, yerine göre sövmek sünnettir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir kere çok gazaplandı, Yahudilerin bir pislikleri yine, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Aişe validemizin dediği gibi '' Ey maymunların, domuzların kardeşleri! '' diye hitap etti. O zaman onlar; A, ya Muhammed, sana hiç yakıştıramadık, sen çirkin konuşmazdın, falan falan... işte yerine göre konuşmak da sünnettir. Yerine göre sövmek de sünnettir. Yerine göre beddua da sünnettir. Beddua var sünnette: Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in bazılarına '' Buna bir köpeğini musallat et. '' diye beddua ettiği; müşriğin, o beddua neticesinde hemen çölde aslanlar tarafından parçalanmış vaziyette bulunduğu hadis-i şerifte var. Daha bu hususta beddua ettikleri çok vardır.

'' Ben lanetçi ve bedduacı olarak gönderilmedim.'' , o tamam: genel manada hep duadır; ama öyle zaman gelir ki: Allah-u Teala Kur'an' da ''Allah onları kahretsin.'', diyor. Bu beddua kimedir? '' Yahudiler dediler, Uzeyr Allah' ın oğludur; Hrıstiyanlar dediler Mesih (isa) Allah'ın oğludur. Onların bu sözleri kendilerinden önce geçen kafirlerin palavralarına benzemektedir. Allah onları kahreylesin ki, nasıl haktan hidayetten ayrılıp da batıla döndürülüyorlar (Tevbe Suresi: 30. ayet meali).

edit: Evet birine sövdüm.
Abdullah ibn-i Selam radıyallahu anh; o yahudilerin en büyük alimlerindendi; geldi, Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem' i ziyaret etti bazı sorular sordu, cevaplar aldı. '' Sorduğuma doğru cevaplar da verdi; ama Bu zatın hiçbir mucizesi olmasa da, görünüşü söylüyor peygamber olduğunu. '' dedi ve iman etti. Dedi '' Ya Rasulüllah, şimdi benim arkamdan Yahudi heyetleri gelecek, beni bir yere sakla da onlar gelsin, sana sorsun bakalım, sonunda ben çıkarım ortaya. '' Fedek' ten, Hayber yakınlarındadır, heyet geldi. Başlarında Abdullah ibn-i Suriya var, sonradan onun müslüman olup olmadığı ihtilaflıdır.
Heyet gelince ilk olarak dediler ki '' Uykun nasıl? Bize Tevrat' ta, ahir zaman peygamberinin uykusu bildirildi. '' Evvela onu sordular. Rasulüllah buyurdu sallallahu aleyhi ve sellem: Gözüm uyur; ama kalbim hep uyanık kalır, her şeyden haberim var (Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem uyuyunca abdesti de bozulmaz). Vasfı tuttu, dediler. Dediler ki: şimdi sana öyle sorular soracağız ki bu soruları ancak peygamber olan bilebilir ya da peygamberden öğrenmiş olması lazım.
2. soru dediler: Çocuk erkekten mi olur, kadından mı olur, erkeğin suyundan mı olur, kadının suyundan mı olur? Efendimiz buyurdu sallallahu aleyhi ve sellem '' Çocuğun kemikleri, sinirleri, damarları erkekten olur; eti, kanı, tırnağı, tüyü kadından olur (şimdiki doktorlar bilmez). Doğru söyledin dediler, yahudice.

Bir soru daha: Çocuk niçin bazen amcalarına benzer, bazen dayılarına hiç benzemez; bazen dayı tarafına çeker, hiç amca tarafına benzemez (acayip sorular) ? Buyurdu: Gelen sulardan iki taraftan hangisi fazla gelirse benzerlik o tarafa olur. '' Allah Allah, doğru söyledin.'' dediler, zaten kendileri de biliyorlar. Bunlar Tevrat' taki en gizli ilimler ya, zaten Tevrat' ı ezbere bilen çok az, onun için Tevrat' ı değiştirdiler. Kur'an niye değiştirilemiyor. Çünkü hafızı çok.

Dediler 4. soru: Yakub Aleyhisselam' ın kendisine haram kıldığı bir yemek var. O hangi yemektir; çünkü Tevrat' ta yazıyor ki ümmi peygamber gelecek onu haber verecek, sen bunu söyle bakalım. Rasulüllah sallahu aleyhi ve sellem önce dedi: '' Musa' ya Tevrat' ı indiren Allah için doğru konuşun, ben size cevap vereceğim; ama siz bildiğinizi gizlemeyin. ''
--spoiler--
Yakub Aleyhisselam çok ağır hasta oldu, ağrılı bir hastalık, hastalığı uzayınca bir adak yaptı, Allah bu hastalığımdan şifa verirse en sevdiğim yiyecekle en sevdiğim içeceği kendime haram edeceğim, diye ve yerine getirdi, (zaten peygamber, yerine getirdi demem hata. islam' da da yeri vardır, islam' da kendime haram edeyim deyip de ondan dönmenin hükmü ise yemin kefareti gerektirir.).
--spoiler--
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem dedi: '' En sevdiği yemek deve etiydi, en sevdiği meşrubat da deve sütüydü, Tevrat' ı indiren Allah için öyle midir? '' dedi, '' Vallahi doğru! '' dediler.

Bir daha sordular: '' Cennet' e girdikten sonra Cennet ehlinin ilk yiyeceği nedir? '' Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem: '' Balık ciğerinin artığıdır. '' yani havyar. Bunu da bildin dediler.

Peki dediler sonuncu olarak bir mesele kaldı; onu da cevaplarsan sana inanacağız ve uyacağız: ''Şimdi bana Allah tarafından vahiy geliyor diyorsun, zaten ümmisin, o zaman bunu sana hangi melek getiriyor? '' Buyurdular: '' Cibril (Cebrail Aleyhisselam) getiriyor. Ne dediler: '' Şimdi işi bozdun o bizim düşmanımızdır, o azap meleğidir, harpleri, azapları o indirir, bizim Mikail Aleyhisselam' la aramız iyi. '' dediler, böylece işi cıvıttılar. (Ne aranız iyi, Mikail Aleyhisselam da lanet okuyor size). (#26572326)
"evinde fazla kalmayın" gibi, "halalarının teyzelerinin, amcalarının dayılarının kızları sana helaldir" gibi ayetler inmesine neden olan olaylardır..
Hz. Abbas radıyallahu anh, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem' in nesi? Amcası. Ne zaman Müslüman oldu? Bedir' de. Ama Bedir' de ne oldu? Esir düştü. Bedir' e kimlerin tarafında gelmişti? Müşriklerin tarafı.

Esirleri koydular bir kenara, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem' in amcası Hz. Abbas radıyallahu anh da esirlerin arasında. El bağını çok sıkmışlar, inliyor. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de çadırda yatıyorlar. (Harp bitti mi 3 gün kalırdı, 3 gün sonra bırakırdı harp alanını. ) Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de uyuyamıyor. Sahabeden geldiler dediler '' Ya Rasulüllah, bu gece bir sağa dönüyorsun bir sola dönüyorsun, bir şey var. '' Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem '' Amcamın iniltisini duyuyorum, bu amcam Abbas, babamın yarısı. '' dedi. Rahatsız oluyor; ama amcası da esir. Sahabi '' Tamam ya Rasulullah gideyim bağlarını gevşeteyim. '' dedi. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem '' iyi yaparsın. '' dedi. (Yine de bir şey demiyor, emir vermiyor bak. Allah Allah! ) Ondan sonra amcaları biraz rahat ettiler.

Salacaklar esirleri herkesten para (altın) alıyorlar sen 100 altın, sen 200 altın diye, fidye alıyorlar. Sıra amcasına geldi. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem dedi '' Herkese 100 sen 200. '' Amcası dedi yeğenim niye böyle yapıyorsun bu kadar altın istiyorsun? '' Buyurdular: '' Sen yeğeninle savaşmaya geldin, onun için 2 kat ceza. '' Ama dedi beni dilenci mi yapacaksın benim o kadar altınım yok. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki '' Mekke' den giderken dönemem diye Ümmü Fadl' a (yengesini diyor) bıraktığın şuraya falan yere gömdüğün bir küp altına ne oldu? '' Hazreti Abbas radıyallahu anh '' Sen nereden biliyorsun? '' dedi. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem '' Demiyor muyum ben peygamber' im? '' deyince amcası da dedi: '' Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve rasulühu '' Sonra ne büyük sahabi oldu.

O zaman itiraf etti. Dedi ki '' Yeğenim ben senin peygamber olduğunu aslında biliyordum da bu zamana nasipmiş. '' Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem sordu: '' Nerden biliyordun? '' Dedi: '' Bir kere geldim, seni beşiğe koymuştu annen kapının önüne, Kabe' ye doğru ( Efendimiz' in doğduğu ev ile Kabe arası açık ). Oturuyordun beşikte, havada Ay var. Geldim yanına biraz bakıyorum sana. Baktım bir şeyler mırıldanıyorsun Ay' a doğru daha küçüksün ama. Parmağını böyle bir yapıyorsun Ay' a, Ay biraz böyle gidiyor; şöyle yapıyorsun Ay biraz şöyle gidiyor. Ben bunu gördüm; ama bir şeyler var dedim; ama geldi geldi geldi bu güne nasipmiş. '' dedi.

Edit: Babamın yarısı derken anlamayan biri olmuş: ne kadar babamı görememiş olsam da bana onu hissettiren, anlamında.
şike, yaşadığı olaylardan biri değildir. yaşasaydı, şikecilerin cehennenneme kütük olacaklarını söylerdi şüphesiz.
Maç bileti kuyruğunda cüzdan çarptırmaktır.
Sahabe-i Kiram' dan Talha ibnu'l Bera Radıyallahu teala anh yaşı küçük, çocuk denilen yaşta Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem' in yanına geldi. Dedi: '' Ya Rasulüllah, mübarek elini ver (elini bana uzat) , sana biat edeceğim. '' Kainatın Efendisi sordu ki sallallahu aleyhi ve sellem: '' Ne üzerine biat edeceksin? '' Dedi: '' islam' ı kabul etmek istiyorum, senin dinine gireceğim, sana biat edeceğim. '' Kainatın Efendisi sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: '' Sana, babanı öldürmeni emretsem sözümü dinleyecek misin? '' Bu zat dedi: '' La (yok), babamı öldür dersen onu yapamam. '' '' Tamam öyleyse kalsın biat. '' dedi Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem.

Durdu durdu bir zamanlar, dayanamadı geldi. Dedi: '' Sana biat edeceğim. '' , '' Ne üzerine? '' , '' islam.'', '' Babanı öldür desem öldürecek misin? '' , dedi: '' Yapamayacağım. '', '' O zaman kalsın. ''

3 kere gitti geldi ve 3. 'de geldiğinde '' Ya Rasulüllah '' dedi, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem' e yaklaştı, yaklaştı, mübarek ayaklarını öptü ( Ne bahtiyar ne şerefli insanlar; kainatın efendisinin ayaklarını öpmeye nail olmuşlar. ) , biatını yaptı ve dedi: '' Babanı da öldür desen ona da tamam diyorum. Ben sana biat ettim, ne istiyorsan bana emredebilirsin, hiçbir emrine karşı gelmeyeceğim (Kolay bir şey değil). '' Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem şaşırdı, buyurdu ki: '' O zaman git babanı öldür. '' Hemen davrandı, giderken sallallahu aleyhi ve sellem '' Geri gel, hele geri gel. '' buyurdular ve devam ettiler: '' Ben akraba ilişkilerini kesmek gibi bir vasıfla gönderilmedim, senin baban kafir de olsa ben sana babanı öldürmeni emretmem. Sen daha gençsin, geldin müslüman oldun. Sana biat edeceğim, dedin ya; ben de istedim ki senin dininde, imanınında en ufak bir şüphe kalmasın, şüphen olmasın, çok sağlam müslüman olasın. Onun için seni tecrübe ettim, sınadım seni. Sen kazandın. '' dedi.

Yani bir insanın annesi-babası dinsiz kitapsız kafir olsa onlarla görüşmeyi kesecek mi? Kesmek yok. Ziyaret edecek mi? Edecek. Para isterlerse verecek mi? Verecek. Hasta olurlarsa hastaneye götürecek mi? Götürecek; hatta sırtında taşıyacak gidemiyorlarsa. Ama namaz kılma derlerse dinleyecek mi? Dinlemeyecek: Yaradana isyanda yaratılana itaat yoktur ( Hadis-i Şerif: Müslim, imaret 39, Ebu Davud, Cihad 87, ibn Hanbel 1, 94, 409) .

O zaman sakalını kes dese kesecek mi? Yok; haram, tıraş haram. Ondan sonra kızına dese ki başını aç? Yok: Tesettür şart, farz; başını kapatmak, vücudunu kapatmak, her yerini örtmek (yüz ve eller müstesna) . O ayrı, bu ayrı. Ama meşru olan istekleri varsa onları yerine getirecek. Din bunu emrediyor.