bugün

canımdır, onu okuyup anlamayan, tüm alfabeyi bir sabah ansızın unutsundur.
gelen kim olursa olsun,
gelen hep sen olursun.
sen hep.
"Yolu,
yürüyen bilmez;
açan bilir."
"yaşadıkların, yitmeyecekler; yaşayacaklar.
bir şeyleri yaşamışsan, gerçekten yaşamışsan,
onları yitiremezsin artik istesen bile istemesen bile, yaşar artık onlar..
yaşadıklarınsın...
yaşamın, bütün yaşadıklarını yitirip, yeniden kazanmanın süreci olacak; hep yeniden yitirip, hep yeniden kazanmann sureci"

cümlelerinin sahibi felsefeci yazar. anlamak zor ama imkansız değil.
"yol kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir."
Herşeyi yazarım da
zamanı yazamam -
o yazar çünkü
beni.
"gider de — bırakabilirsin onu sen de : yaşamının anlamını zaten yitik saymamış mıydın, çoktan… ama, onu bırakırsan; o da dönmezse sana; yitirirsen onu, kapkara bir duman kaplar yaşamını : artık, gerçekten isteyebilirsin sonu, sonucu, sonunu — yokluğu…
senin ölçün —kendin için kullanacağın mihenk taşı— olacak o: ona layık olamazsan, hiçbirzaman hiçbirşeye yaramamışsın, demektir——
o zaman —öyleyse; öyle ise—, büzül — küçül; ve, işte, yok ol———

buğu aslında her yerdedir—
— göremeyen, sensindir."
çok düşünen, çok yazan, çok kuran -yaratan, oluşturan- felsefeci, şair, yazar. özellikle ilişkileri üzerine çok kafa yorması üzerine 'işte meseleyi çözdüm, tartışmamızın sebebi bu, mutsuzluğumuzun sebebi bu' şeklinde düşüncelere ulaşmış ve ilişkiyi bu'nlardan uzak tutmaya çalışmıştır. ilerleyen zamanlarda ise ilişkinin daha kötüye gitmesi üzerine 'yanılmışım' diyebilmiştir. kendini acımasızca eleştiren yazar, aslında türk erkeğinin karakteristik özelliğini ortaya koymuş, yani, önce suçlamış sonra daha farklı açılardan düşünmüş ve suçlu olduğunu fark edip kabul etmiştir. bu bir erdemdir aslında, oruç aruoba aramızdaki erdemlilerden biri.
-türk erkeğinin bir diğer karakteristik özelliği ise suçluluğunu kabul etmemesidir.-

oruç aruoba'ya: (italik) biliyorum oruç, iyi niyetlisin, ilişkiyi ferahlatmak için sürekli düşünüyorsun, çıkış yolları arıyorsun. ama bazen olmuyor işte görüyorsun, ne kadar düşünebilirsin? kaç farklı olasılığı, kaç farklı görüş açısını değerlendirebilirsin? bazen olduğu gibi yaşamak gerekiyor be, bunu sanırım sonunda sen de anladın. ayrıca uzak mesafeli ilişkiler kimini yoruyor, yıpratıyor, kimini ise birbirine bağlıyor. siz ilk kısımdaydınız. aslında bu kadar basitti. ellerinden öperim canım ağabeyciğim, saygı ve sevgilerimle. (italik)

not: yazarken ne kelimelerimi ne de cümlelerimi toparlayabildim, oruç aruoba'yı yazarken sanki onun gibi oldum, ki kızardım da neden devriksin neden toparlamıyorsun be adam şunları diye.

nottan mütevellit oruç aruoba'ya: (kalın italik) seni şimdi anlıyorum oruç aruoba, haksızlık etmişim. (kalın italik)
oruç baba olarak okuduğum başlık. bunun neyin kafası olduğunu inanın bende bilmiyorum.
Uzak , yakın ve ile adlı kitapları ile beni benden almış edebiyatçı. Yerli edebiyatın okunması gereken isimlerinden yazdığı her türde derin bir felsefi bakış ve sağlam bir teknik hemen hissedilir...
yeni bir söz bulsam
neye yarar ki?
söyleyemediklerimiz
ince bir sızı gibi

Oruç Aruoba
insanın beynine iki ters bir düz yaptıran yazardır. de ki işte kitabı favorimdir.
Önemli olan,bir yerde bulunmak değil,
bulunduğu yerin bilincinde olmaktır;
aynı şekilde, yolda olmak değil,
yürüdüğü yolun bilincinde olmak.
"Kişi, her an, gidebilir...
kişi, her an, terke hazırdır — kendini bile...
kişi ,her an, kendini de terkedip gidebilir.
kişi gidebilir—gidebilendir...
Kişi gider."
“Kimdi o?
Aramadığım.
Gidemediğim.
Kırıldığım.
Döküldüğüm.”
dün kabalcı'da elime aldığım ve orada saatlerce oturarak okuduğum "de ki işte" kitabının yazarı.
bu kitaptan bir parça alıntı:

- Yaşamında, en çok yakınlaşma isteği duyacağın kişiler, senden uzaklaşma gereksinimini en çok duyan kişiler olacaklar.

- Yaşamını yerine, yerliyerine, tamı tamına
oturtamıyacaksın bir türlü
hep biraz çarpık, biraz kaykık
kalacak,
Çarpık yaşayacaksın ve,
kaykık...

- Felsefe, zorunlu olarak yalnızdır.
Felsefe, yalnızlığın zorunluğudur.
Felsefe, zorunlu yalnızlıktır.
ile isimli kitabından alıntılar için; http://aylakmadame.blogsp...3/09/ile-oruc-aruoba.html
olmayalı isimli kitabında şöyle demiştir;

"ne kadar oldu
olmayalı?"

"ol
uşmam. olmam. olmazdım. olamazdım. olmadım.
hiç. olmadı. olmadı
lar.
hiç. ola
maz
lar
mıy

?"

olmayalı isimli kitabından daha fazla alıntı için;http://aylakmadame.blogsp.../olmayal-oruc-aruoba.html
Her satırıyla bambaşka bir şiirin, fikrin, yalnızlığın kapısını açabilen yazar, düşünür ama insan...

"Kendimi haklı görüyor değilim;
ama kendimi savunuyor da değilim
–hele yargılamayı hiç beceremiyorum, kendimi de dünyayı da…
–Dünya ne ise oydu; ben de ne isem o oldum
–uyuşamadık. Hepsi bu."
" ucurumun karsilikli iki yakasindan,
ayni anda, atlamak:
dibi boylarken de ortada,
kisa bir an, el ele tutusmak...
kim bilir,
belki de her iliski, zaten,
boyledir..."
"Ne çok şey oluşuyor
senden uzakta
- uzaksın işte."
Yağ
artık.
Kaç gündür .
önümü kapatıyorsun.
Ya gürül gürül gel
ya
da
inil inil çek git.
Bu
gel
git
yet
sin
ar
tık.
Oruç Aruoba
Ergenler bilmez. . . Basit gibi görünen ama altında mükemmel anlamlar barındıran şiirler yazan adam. . . Tabi o anlamı idrak edebilen için.
"Yaşamın beklediğinin gelmemesi - ki, işte: senin de, gelmeyeceğini bildiğini beklemen olacak.."

(bkz: de ki işte)
--spoiler--
Bu dünya pek fazla şey vermedi bana.. Hoş ben de ona pek bir şey vermedim ya...

--spoiler--