bugün

amerika da arkadaşlarla taksiye bindik. hani o taksici tarafından kandırılma sanrımız vardır ya. bireen grupta o depreşti. o sırada radyoda bi konuşma var ama tanrıdan bahsediyor. adama bu ne diye sordum. incil miş dinlediği. arkadaşlara hemen söyledim: " rahat olun adam dindar".
olabilecektir.

zira kimse kimsenin namaz kılıp kılmadığı ile ilgilenmemelidir.
özenle düzenlenmiş bir kaçak elektrik tesisatının sahibini gördükten sonra emin olduğum konudur. tesisatında özenle hazırlanmış bir düzenek çıkan kullanıcının sakkalarının, başında ki takkesinin ve dinci olduğunu üstüne basa basa belli eden konuşma tarzına istinaden olabilir mi acaba sorusunun ardından tesisatı incelediğimde göz göre göre, özellikle kurulmuş çok akıllıca kumanda edilen bir sistemle karşılaşınca, aklımda ki soruların hepsi silindi gitti.

bıraktığı sakalın, taktığı takkenin altına gizlemeye çalıştığı hırsızı gördüm maalesef. o gün bu gündür dindarlığının altını kalın çizgilerle çizmeye çalışan insanlara hep şüphe ile yaklaşmışımdır ve bu şüphe beni çok kez hata yapmaktan, kazık yemekten kurtarmıştır.
Herkesi ayni kefenin gozune koymak dogru degildir.

Bir kisinin guven verip vermedigi kildigi namazla alakali degil, karakteri ile alakalidir. Kildigi namazla karakterini duzeltemiyorsa, kendi kendini sorgulamasi gerekir. Nerde hata yapiyorum diye...
en doğru tutumdur.

uzaktan bir akrabamız çocukluğundan beri beş vakit namaz kılan bir amcadır. oğlu mimar olup, bir bankada satınalma, dekorasyon işlerinde çalışmaya başladığında evini mermerlerle, lambrilerle kaplattı bir anda.. mübarek, "bu değirmenin suyu nereden geliyor?" diye sorma ihtiyacı bile hissetmedi. aynısını ben yapsam babam evlatlıktan reddederdi...

velhasıl, para yobazın gözünün nurudur... yobaz kafayı kazanmakla bozmuş bir organizmadır. zaten yobazlığının arkasında gerçek bir dindarlık, allah sevgisi filan yoktur. dünyayı olduğu gibi, ahireti de sağlama alma, yani kazanç güdüsüdür onu yobaz yapan.

yobaz, küçük meselelerde taassup eder. fakat iki konuda dayanımı pek düşüktür: başta para, ondan sonra kadın... günah işlediğinde sağa sola üç kuruş tasadduk ederek gönlünü rahatlatır... daha çok veriyorsa muhakkak verdiği çevrelerden daha çok çıkar beklediği içindir. faiz konusundaki tutumları yobazın ne kadar açgözlü olduğunun en büyük ispatıdır. "katılım bankacılığı" adı altında allah'ı aldatmaya çalışmak bunlar için çok normaldir. akp iktidarı döneminde artık bu neviden hile-i şeriyye'ye başvurmayı da bir yana bırakıp, doğrudan faiz almaya ve vermeye başladılar (bkz: faiz helaldir).