bugün

cenab şahabettin.
11. nesil yazarlar için çok taze bilgilerdir.
Cenabettin şahap.
Bir yanda Mona rosa okuyan bir öğretmen. Deprem olunca Allahu ekber diyerek kaçan diğer öğretmen.
melek hoca ve mono roza şiiri; güzel okurdu.
Daaşşaku dilat ve gityat.
nefi' nin yergi şiirleri.
''üfleme bana anneciğim üşüyorum''

şeklinde bir dörtlük hatırlıyorum rahmetli edebiyat hocamız sürekli söylerdi. ama merak edip şiir kimindir diye bakmadım bile.

günler sonra gelen edit: dörtlük yazmışım dize olacak hacı o yeni farkettim. sevgiler.
Arada bağıran ve sınıftakileri yerinden sıçratan öğretmen. (bkz: ne günlerdi)
Diyorlar ki, hala kimin eseri olduğunu bilmiyorum, hatırlamıyorum.
mefaülü faülü mefail.
Garip akımı.
"ben kitap okumam ki" diye övünen ve gevrek gevrek sırıtan bir edebiyat hocamız vardı. ders anlatmazdı, tek yaptığı sınıftaki delikanlılarla sohbet etmekti. bu tarz hareketler sergilediğinde başkası adına utanma duygusunu ciddi ciddi yaşardım. sonra büyüdüm, ben de öğretmen oldum, iş arama sürecine girdim ve o zaman utanma duygusu yerini haksızlığa uğrama hissine bıraktı. kimler, nasıl insanlar çocuklara eğitim veriyordu, kimler işinin ehli olmadığı halde o işi sürdürüyordu. kimler başka insanların hakkını yiyordu daha kim bilir? ve şimdi birlikte çalıştığım edebiyat hocasına bakıyorum. elinde her gün bir kitap. "ben okumadığım kitabı çocuklara anlatamam ki, utanırım." diyor. işi gereği her gün başka bir kitap okuyup bitirmeye çalışıyor. o zaman diyorum ki hala bazı çocuklar için umut var. hala bir yerlerde işinin hakkını vermeye çabalayan insanlar var.
nef'i' nin bir hicvidir.

"Tahir Efendi bana kelp demiş
iltifadı bu sözde zahirdir.
Maliki mezhebim benim zira
itikadımca kelp tahirdir."
öğretmen olunca öğrencilerimin aklında kalacak hatıralar. belki de hatırlanmayacak rakı masalarına götürüp yıkılsın bu pavyon dedirteceğim.
Eskiden eve eb derlerdi gençler diyen hocama hocam evine geldim diceğimize ebene mi geldim diyecektik dememle sınıftan kovulmuştum .

Edit:yakın bir zamanda.
Şemsettin sami'nin , ali sami yen'in babası olması.
cenap şahabettin - hac yolunda.

(bkz: entry nick uyumsuzluğu) gibi bir şey.
açık istiare, kapalı istiare, teşbih-i beliğ...

sadece isimleri hatrımda kaldı ama ne olduklarını bilmiyorum.
ali ç. gibi efsane bir hoca.
Ona nasılsın sorusunu her ne zaman sorarsanız sorun verdiği standart cevap 'normal'
ya da 'normal evladım'

bir de ödevleri yapmayı unuttuğumuz da verdiği tepki 'unutmak önem vermemektir. yoksa dersimize önem vermiyor musun evladım!'
tecahül-i arif = bilip de bilmemezlikten gelme.
Örnek=
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi allahım bu çizgili yüz.

hüsnü talil= güzel neden bulma, iyi bir şeye bağlama.
Örnek=
Bir çok giden memnun ki yerinden,
Çok seneler geçti dönen yok seferinden.
Lisede sınıfta tek kız olmam sebebiyle hoca beni dışarı çıkarıp sınıftaki çocuklara küfür ederdi.Hocanın adı Cevat.Tabiki lakabı da Kavat'tı.
sun sagarı saki bana mestane disünler,
gör uslanmadı gitti o peymane disünler.
Hayatımın en güzel yıllarıydı diye hatırlıyorum sadece.
Gidelim servi revanım yürü Sadabada.