bugün

listerine çanta boyu ve falçata.
not: çizerim ha.
bilmem kaç yıl önce çantamdan 4 adet sac kapak menteşesi çıkmıştı. halk dilinde fırın kapak mernteşeleri.
üretim yapan bir şirkette sekreterdim. numuneler hazırlamak başa kalınca böyle olmuş ve 1 hafta kalmış.

lan ben de diyorum neden bu kadar ağır.
geçen yaz sahada çalışırken beton numunelerinden birini çantaya atmışım dalgınlıkla. ben de diyorum bu çanta niye bu kadar ağır oldu.
yastık. harbiden gördüm, kendi gibi küçüçüktü lan.
yedekleri.
terlik.
illaki şaşırtırlar. şaşırabilme ihtimali güzeldir.
siyah bir g string. olay şu şekilde gelişti; ben masum masum evde otururken arkadaşım yeni iç çamaşırlarını deniyordu ve bir tanesi dar geldi, sana vereyim dedi. kardeş insan onu bir poşete koyar, lönk diye atmış çantama. tam metrobüsten indim haldur huldur son metroyu yakalamaya çalışıyorum uzunçayırda, akbili çıkartayım derken havada siyah bir cisim uçtu, hemen yerden aldım çantaya attım, kafamı kaldırdığımda kızlı erkekli bir gurup genç bana bakıyorlardı karşılıklı şok geçirdik, uçarak kaçtım kıpkırmızı oldum. neyse bunu da niye anlattım gece gece bilmiyorum, uzun zaman olmuş sözlüğe girmeyeli özlemişim sanırım.
(bkz: kontrol kalemi)
Tornavida.

Hayır ne yapacaksın onu? Gel şu vidayi çıkar desen nasıl tutuluyor bu Tornavida diye soracak birisin.
tas tarak çakı çakmak 5 metre don lastiği 1 milyon .
yedek ayakkabı.
Kelebek (bkz: bicak olanindan) .
sefer tası, böyle kendi gibi minicik, dışarıdaki yemeklere güvenmiyormuş, yesinler onu da, minik sefer tasını da, çantasını da.
ben geçen sefer kesme şeker buldum , atım ya ben.
paket paket peçeteler. ayrıca bu peçeteler de bi garip. şekilli filan. alala.
Vites topuzu, gitar amplisi, bisiklet.
yarrak afedersin.
bir kız arkadaşım saç düzleştirme aletini çantasında taşırdı.
Hücum yeleği taşıyan gördüm, ulan bizim kıyafetimixi bile onlar taşıyor.
ben hariç her şey oluyor genelde kızların çantalarında.
ha bazen beni çantada keklik görenler de oldu yani.