küçükken çaldığınız şeyler

evden para çaldım. misafirlikte çikolata çaldim. eve gelen bir misafirin çantasından para çaldım. bakkaldan çok çaldım. babamın paketinden sigara çaldım. yıllardır hiç bişey çalmıyorum.

Sakiz efendim. Benim fikrim değildi arkadaş kurbanı oldum. aklım erdiğinde gidip bakkala söyleyeyim dedim ama utandım.

Sene 97. Mahallede nuri bakkal var o sıra. Bi de kuruyemisci bunlar ikamet etttgimiz sitenin sağına ve soluna dizilmiş iki bakkal. Herkes kuruyemişciden alişveriş yapardi kimse nuri bakkala uğramazdı. Bu yetmezmiş gibi bir de biz mahallenin veletleri olarak nuri bakkaldan avuç avuç sakiz çalardık. Olay şöyle olurdu;
iceriyr takriben 6-7 velet girer 3-4 tanesi nuri bakkalin onune geçer onu konuşturarak oyalar geri kalanlar ise çaktirmadan sakızları hacılardi. Hasilati da bakkalin hemen önünde bölüsürdük. Megersem nuri cakali bu sakızların hepsini o bakkaldan alısveriş yapan hirsizlar grubun üyelerinden birisinin babası olan ferit amcanin hesabina fazla fazla yazarmış. Sonra mevzu oraya cıkti fircayi yedik sakiz calmayi biraktik.

Yumurta sakiz gibi kucuk seyler.

annemin cüzdanından toplamda milyar milyon çalmışımdır herhalde.

sene 90 lar köyden ilçeye bir iş için gitmiştik bir tezgahtan iri bir soğan araklamıştım eve gidince taşla ezmiştim.

arkadaşım ile birlikte çaldığımız çikolata kaplı leblebi paketleriydi. tabi o zamanlar adı da farklıydı bizim için. 6 yaşındaydık, henüz okula gitmiyorduk. cebimizde para da vardı ama heyecanlı geliyordu. birkaç defa çaldıktan sonra pişman olduk. önce annelerimize söyledik. annemler yaptığımızın doğru olmadığını, parasını vermemiz gerektiğini söylediler. biz de kumbaradan para çıkarttık adamın evine gittik. bakkal amca da yeni umreden gelmişti. bize hediyeler verdi, hurma yedirdi, zemzem içirdi. karnımızı doyurup hediyelerimizi aldıktan sonra itiraf edip özür diledik. parayı vermek istedik. sağ olsun çok olumlu yaklaştı. önce dürüst davrandığımız için teşekkür etti, sonra da birkaç öğüt verdikten sonra gülümseyerek bizi uğurladı. bu ürünü şimdi kuruyemişçilerde görünce istemsizce gülümsüyorum.
görsel

Su balonu. Bissuru alırken aradan bir tane fazla almıştım affet bakkal amça.

bahçelerdeki ağaçlardan meyve dışında hiçbir şey çalmadım.

Kapı zili.

yamaha blokflütümle her parçayı notayla veya kulaktan çalabiliyordum. farkım tarzımdı.

Daha spermken çaldım. Diğerlerinin hakkını, yapabileceklerini elinden aldım ben hiç bişey yapamadım. Kazanacakları şeyler vardı ben kazanamadım, kaybettim, kendimi.

arkadaşımın bisiklet tekerindeki fosforlu yıldızlardı. Çok beğenmiştim ama benim olmadığı için çocuk aklımla çalmıştım. Sebepsizce hala o günün vicdanını yapıyorum.

ilk okulda evine gittiğimiz kız arkadaşların doğum günü falan kilotlarını çalar sonra sınıftan iki üç kişi osbir yapardık.

biz öyle klasik şeyler çalmazdık. he birde tam çalan ben olmasam da gözcülük yapmıştık. sınıf öğretmeni sınıftan bir çocuğun annesiydi. bizimde iyi arkadaşımızdı. annesi sınıftan çıkıp bir kitap almaya öğretmenler odasına gittiğinde çantasından o zamanın parası ile kağıt 5 lira çalmıştı ta 90 ların başı. gidip kantinden çikolata, cips almıştık bissürü.

vay be.

aynen coni.

14 yaşındayken amcamgilin ahırında ampul çalmıştım.

arkadaşımın kokulu küçük kare silgileri vardı.

muzlu olanı (ç)aldım, ertesi gün çilekli getirdi, onu; sonra böğürtlenli vardı sanırsam. onu aldım.

evdekilerden nereden geliyor bu silgiler diye fırça yemiştim baya.

Bir daha da olmadı zaten.

çok şerefsizmişim.

halamın rujuydu sonra babaannem geri aldı gizlice tekrar yerine koydu.
tabi halam çok asabiydi o zamanlar.

2 adet yumiyum. ben yemek alana ikram sanıyordum 3. sınıfken. şaka şaka çaldım, utanıyorum.

ilk okulda sinekleri yakalayıp onları sahiplenirdik, bende arkadaşımın sineklerini çalmıştım.

Lunaparkta bi çocuğun biletini çaldım. Sonra şahsımla hesaplaşmalar yaşadım senelerce. Kul hakkı sonuçta. Sonralarda olgunlaşınca mesele çözüldü. Şuan hırsızım. Kızların kalbini çalıyorum.

Elektronik ingilizce - türkçe sözlük.

ilkokul fişlerini çalmıştım..
Kantinin kalabalıklıgından faydalanarak küçük şekerleri de çalmıştım..
Komşunun koladan aldıkları bardaklarıda çalmıştım..
Bir de flüt çalardım baya güzel ama konu bundan bagımsız tabi.

Tarak çalmıştım ama nerden hatırlamıyorum.
Sarı, küçük bir taraktı ve ben hiç sevmezdim saçlarımın taranmasını.

flüt.

Kaç para ulan bi flüt.

görsel

edit: (bkz: gülsenize amk)