bugün

her ilçeyi, şehri ayrı bir dunya sanırdım. ve bu dünyaların köprulerle birbirine bağladıklarını.
pastanenin önünden geçerken hep anason kokardı içimden
"bunlar sabah akşam rakı içiyorlar" diye geçirirdim.
edit: o zaman anasonlu kurabiyeden haberim yoktu.
- kurban bayramlarında kurbanlıklar yaramazlık yaptıkları için kesiliyorlar zannediyordum. Bu yüzden hiç bir kurbanlığa acıyamadım.

- birisi beni sevme amaçlı 'senin burnunu yerim' gibi bir cümle kurarsa kıyamet koparırcasına ağlayarak (korktuğumu anlamasın diye türk ise çerkesçe, çerkes ise türkçe) anneme 'anne bu canavar benim burnumu yiyecekmiş!' diye şikayet ediyordum.

- ölülerin doğmamış çocuklara varolmayan ülke gibi bir yerde bakıcılık yaptığını sanıyordum.

- mesela biriyle uzun yıllar görüşmedim ve büyüdükten sonra karşılaştık. karşılaştığım kişi bıraktığım halde kalırken benim büyümüş olacağımı düşünüyordum.
Allah yukarıda dendiği için avizeyi Allah sanmak.
anneler hiç ölmez sanıyordum. hep çocuklarının yanında olur biliyordum. öyle değilmiş.
çamaşır suyu ile yıkanırsam daha beyaz olurum sanmıştım.
okuma bilmeyen kişilerin gözlük takınca okuyabildiğini sanırdım. halbuki gözleri bozuk olduğu içinmiş.
evdeki herkesin bana düşman olduğunu, ben odadan çıkınca benim hakkımda acımasız planlar kurduklarını düşünürdüm. sonra öğrendim ki ablam da aynı şekilde düşünüyormuş.
çocukken bir reklam vardı sanırım telefon reklamıydı vampirli falan daha motorola devri tabi televizyondan çıkıp beni ısıracak sanıyordum o reklam her çıktığında odadan kaçardım.
Sınıfta kalırsam üzerime kapıyı kitleyip diger seneye kadar açmıyacaklar sanardım.
Öpüşerek çocuk yapıldığını zannederdim. Tükürüğü yutan kadının hamile kaldığını düşünürdüm.
kedileri kiz kopekleri erkek zannederdim. duz mantik.
herhangi bir fotografa bakinca o fotograftaki insan da bana bakip beni goruyor sanardim.
Üstünlük bakımından allahı peygamber, peygamberi allah zannederdim.
Dizideki karakter ölünce gerçek hayatta da öldüğünü sanmak, elektrik gidince tvde oynatılan şeyin durduğunu sanmak.
kafayı iki kere tokuşturmayınca ciddi anlamda kel kalcam sanıyordum.

ama gel gelelim;
çoğu çocuğun arap olurum diye korktuğu ve içmediği türk kahvesini içmekten çekinmiyordum. büyükler içiyor onlara bir şey olmuyorsa küçüklere de olmaz diyordum.

hem mantıklı hem mantıksız düşünüyormuşum küçükken...
hep çocuk kalacağımı sanmaktı.
Vesikalık fotoğrafı 'meksikalı' fotoğraf sanmam.
Küçükken çam sakızı yutmayın,yutarsanız içinizden çam ağacı çıkar derlerdi. Yutarız diye korkumuzdan çam sakızından uzak dururduk.
Mavi gözlülerin her yeri mavi gördüğüne inanıyordum.
Bizim ingilizce öğrenmeye çalıştığımız gibi bütün yabancıların türkçe ögrenmeye çalıştığını düşünürdüm. Çocuk aklı işte.
Ben küçükken sarışın ve cok tatliymisim en azından ben öyle saniyorum.
Babam " national " marka bir televizyon almıştı. Televizyonu daha ilk defa görmüştüm. Siyah beyaz gösteriyordu. içindeki adamların ayar kapağından girdiğini düşünürdüm. Filmde ölen adamların gercektenmı öldüğünü sorardım.
Toprağa ekilen her şeyin ağaç olacagını düşünmek.
Tokalarını gömerek daha fazla toka sahibi olacagını düşünen bir çocuktum. iyi başıma bir şey gelmeden büyümüşüm ben.
Hangi birini sayayım... Hali hazırda hala saçma sapan şeylere inanmanın gölgesinde saçmalıyoruz ama cinler çok huzursuz edici bir saçmalık ve inançtı.