komünistlerin estetik anlayıştan yoksun olması

gerek yaşam tarzlarıyla, gerek giydikleriyle belli ettikleri olgudur. giyimde tercih ettikleri renk genellikle kahverengi ve mordur. kahverengi kadife ceket ise forma gibi erkeklerinin bir çoğunda görülebilir.

(bkz: ben entelim demenin yollari)
(bkz: mükemmelim neredeyse hiç sıçmıyorum)

estetik anlayışı rengarenk giyinmek sananların düşüncesi olsa gerek. palyaçoların estetik anlayışı tavan yapmış olmalı diye düşünüyorum şimdi ben ister istemez.

esetik vb. kavramların değişiminin nelere bağlı olduğunu bilmeyen kişi önermesi.

güzel, estetik, çekici, alımlı vs gibi kavramlar toplumsal ve ekonomik düzeyle alakalıdır.

örneğin; güzellik kavramını ele alacak olursak ve bunu kadın üzerinde somutlarsak(belki biraz ataerkil olacak);

ilk çağlarda kaslı ve güçlü kadın rağbet görüyordu.ortaçağda güzel kadın denildiğinde akla tombul veya etine dolgun kadın gelirdi.90 lı yıllardan itibaren televizyon, dergi, gazete ve internet gibi araçlar 90/60/90 diye bir şey soktular erkeklerin ve kadınların kafasına.ve artık güzel demek için bu kriteri aradı insan.

komünizm gibi insanı şeklen değil de öz itibariyle(ve kısmen sisteme faydasıyla) değerlendiren bir ekonomik ve toplumsal yapılanma biçiminin, kapitalizmin güzellik veya estetik kavramının benimsememesi normal bir durumdur.anormal olan bu durumu algılayamamaktır.

rene magritte(komünist), jacque lois david'in "madam recamier" adlı tablosuna nazire olarak yaptığı "tabutlu recamier" adlı tabloda bu konuyu oldukça güzel işlemiştir. david'in o süslü madam recamier'lerinin komünistlerin kadın algısıyla çeliştiğini ve onların siyasi görüşünün belirlediği şekilde, daha özgür ve doğal kadın beğenisinin oluştuğunu anlatmıştır.
bakınız:görsel , görsel

genel olarak düşünürsek, sanat eserlerinde ve edebiyatta salt fayda amacı güttüklerinden, estetik kaygıları geri plana attıkları doğrudur, ama estetik algılarının olmadığı anlamına gelmez.