bugün

küçükken, isimşehir oynarken, şarkı kısmına sürekli, pencereyi aç perdeyi arala sözlerine sahip şarkısını yazdığım rahmetli kişi.
ayrıca bi seslendirmendi biyoloji belgesellerinin aranan adamıydı. allah rahmet eylesin.
samimi, sıcakkanlı bir insan evladı... allah rahmet eylesin. klip çekimleri için kariye müzesinin oradaydı rahmetli. bir avuç çocuk top oynuyordu yanıbaşında ve klibin çekimine engel oluyordu bu veletler. çekim ekibi çocukları azarlayacak gibi oldu bir ara ve rahmetli bir süper kahraman edası ile atıldı... "burada bir süre biz oynayalım, sonra siz oynarsınız" teklifini sundu ve sonrasında çocukların arasından kara, kuru, kısacık saçları ile bir velet düelloya davet etti. "maç yapalım, kaybeden gider" tereddüt etmeden kabul edildi teklifi. 5 ufaklığa karşı klip ekibinden 4 kişi bir de bu güleç yüzlü abimiz bir takım oldular. ufaklıklar yenildi ve kazanan takımın ısmarladığı frukolarını içerken çekimleri uzaktan izlemeye başladılar. sonra televizyonda gördüler bu güleç yüzlü adamı. şarkı söylüyordu... sonra bu adamın şarkılarını da dinlediler ilerleyen yaşlarında. başta hatır için yalan yok. ama sonra anlayarak, severek, anlamlar yükleyerek... sonra o adamı gene televizyonda gördüler ama bu sefer durum oldukça kötü görünüyordu. biri daha gelip de gazoz ısmarlamadı o çocuklara... ve bugün bayağı zaman geçmiş gidişinin üzerineden ve çocuklar artık bir eşek kadar küçük sayılırlar anca...

"kokular sürüp, kendime gelirim
kotumu çekip, bir kadeh atarım
motora binip, anasını satarım
bu dünyanın ben..."
zamansız gidişlerin en acı örneklerinden biri...
Bir trafik canavarı kurbanı. Yaşasaydı muhtemelen Türk Popuna daha çok güzel eserler kazandıracaktı.
güzel şarkılara imza atmış, en güzel bakan gözlere sahip lakin aramızdan erken ayrılmış sanatcımızdır. bir "kar beyaz" şarkısına can vermiştir ki, ölüm adeta bu şarkıyla anılır olmustur.
2 gün önce kral tv'de akşamlar klibine denk geldiğim merhum müzisyen.

küçükken herşeyin gözüme büyük gelmesinden midir bilinmez bu adamın öldüğü sırada 30 lu yaşlarında olduğunu sanardım. oysa 23 yaşında, benim şuanki halimden küçük bir yaşta göçmüş gitmiş. ne kadar yakışıklı bir adammış, ne kadar güzel sesi varmış, kısacık ömrüne ne kadar güzel şarkılar sığdırmış.. sonra bir varmış, bir yokmuş..

mekanı cennet olsun..
bir röportajında hız yapmayı sevdiğini ve bir gün bunun yüzünden ölürse şaşırmayacağını söyledikten kısa bir süre sonra, bir trafik kazasında hayatını kaybeden müzisyendir.
hızlı yaşayıp genç ölmesinden dolayı hala yakışıklıdır.
yine onun ölüm yıldönümü yine içi burkuluyor insanın. yaşasaydı sanki hala kötü mü olurdu diyor insan. ne gereği vardı gencecik yaşta aramızdan ayrılmaya. bir kerede sevdiği kulunu erken almasın artık yanına!
12 yıl oldu hala unutulmadı...
düşünüp de içi burkulmayan yoktur. tertemizdi sadece müziğini yapıyordu şimdilerde böyle genç star bulmak zor.
nur içinde yat ruhun şad olsun.
Rally ceketi olan merhum sanatçı. Mekanı cennet olsun.
(bkz: kara gözlüm) ü unutulmaz.
erzincan'lı alevi bir ailenin çocuğuydu.
ölümüyle beni gözyaşlarına boğdu.çok genç yaşta ölmüştür.allah rahmet eylesin.
genç yaşta vefat eden güzel sesli şarkıcı.28 haziran 1998 tarihinde henüz 23 yaşındayken hayata gözleirni yummuştur, nur içinde yatsındır.
çocukluğumda kaybettiğimiz genç sanatçı. bilmiyorum nedendir çok zorlanıyorum onun öldüğünü düşünürken.
23 yaşında hayatını kaybetmiş sanatçımız.
allah rahmet eylesin.
bugün yaşasaydı kesinlikle çok sevilen biri olurdu. haykırsam dünyaya ve karbeyaz gibi insanın 3. dinleyişinde intahar edesi gelen şarkıların altına imzasını atmıştır. bunu iyi anlamda söylüyorum tabi ki. bu kadar içten ve duygusal şarkıların yazarı olmak gurur vericidir.
ölümü ilk gençlik yıllarıma denk gelmişti ve kendisini pek tanımasam, şarkılarını bilmesemde genç yaşta ölmesi beni çok mutsuz etmişti; ölümün aniliğini gösteren ve hayatın ne menem bir şey olduğunu yavaştan sorgulamamızı sağlayan olay olmuştu.
birkaç yıl boyunca bir arkadaşımla belli aralıklarla zincirlikuyu'daki mezarının başına gidip kendimizi ölümle yüzleştirdik. sonra büyüdük galiba. ölümle o kadar sık karşılaştık ki mezarlıklardan kaçar olduk. kerim'in yaşına geldik, geçtik bile... o ise hep aynı yaşta kaldı ne garip.
hayat gerçekten de çok garip.
sol frame'de başlıkları alt alta okurken duman eden başlıklardan biri daha.. kendisini tanıma, arkadaş olma, birlikte çalışma güzelliğini yaşayanlardanım.. ölümünü hala kabullenemeyenlerdenim bir de... keşke tüm varlığını yatıracak kadar çok sevdigin benim tabirimle oyuncak, senin tabirinle herşeyin olan 2 kişilik arabana binsen ve gelsen.. ve bu sefer kilo korkusu yaşamadan yiyebildiğin kadar hamburger, patates yesen, kola içsen... yemediğin, yiyemediğin günlerin acısını çıkarsak beraber..
bulunduğun yer ışık dolsun unutmadığım güzel dost...
aradan bunca zaman geçmesine rağmen hala klibini gördüğümde kanal değiştirdiğim güzel adamdır.
onun ölmüş olduğunu kabullenmektense unutmak daha kolay sanırım.
tıpkı barış akarsu gibi.
her ikisi de aklımda ipek saçlı yakışıklı adamlar olarak kalsınlar. ölümsüz olarak.
ne güzel adamdın sen, ne güzeldi sesin, şarkıların. her ölüm gibi de erkendi ölümün...
gün itibariyle ebediyete intikalinin üzerinden 13 koca sene geçmiştir. ne ara geçti anasını yivleyim...
en çok özlediğim sanatçılardandır. ışıklar içinde yat!
mekanı cennet olsun güzel müzisyen abimizdir.