bugün

asıl mesele aslında ssk nın zarar etmesi değil zamanında verdigi hizmettir.

kk döneminde

muayne olmak için sabah 5 -6 da kalkılır sıra alma sırasına girilirdi.
sıra alma sırasına göre sıraya girilip sıra alınırdı
muayne olmak icin öğlene kadar beklenir muayne olunurdu
muayne olduktan sonra ilaç yazılır ilaç almak icin vezne sırasına girilirdi
veznede parayı yatırdıktan sonra ilaç sırasına girilir ve ilaç alınırdı.
eğer hala yaşıyorsanız tedavinizi olmuş ve ilacınızı almış bir şekilde evinize giderdiniz.

bakın. şu yukarda yazdıklarımda yemin ediyorum en ufak bir abartma yok. gidin yaşınız tutmuyorsa ananıza babanıza sorun.

hastanedeki memurların vatandaşı köpek gibi azarlaması hastane temizliği ve kalitesinden bahsetmiyorum. şimdi devlet hastaneleri de özel hastane gibi oldu.

hepsini geçtim şimdi yüzde 20 civarı max bir katılım payı ödeyip istedigin hastanede gidip muayne oluyorsun.

şimdi tayyip erdoğan ın sağlık alanında yaptığı hizmeti sayfalarla yazsan buraya sığmaz. yani aslında kk nın ssk döneminden bile bahsetmeye gerek yok.

bunu sadece akp liler değil tarafsız olan herhangi vatandaş da söylüyor.
kafası 1917 yılında kalmış cahiller tarafından pek sevilen sevimsiz kişilik.
sağlık sistemini değiştirecek en son kişinin ssk genel müdürü olabileceğini bile bilmekten aciz zevatla tartışmanın boş olduğu şüphe götürmez ama yinede sorduğum sorular yukarda duruyor.bu adam ssk yı batırdığına göre hakkında açılmış ve karara varmış bir tane dava varmıdır ?
başka noktalarda var tabi sağlık sistemi çok iyi olduğuna göre medikal park vb hastanelere gidip muayene olan nüfüs ne kadardır toplam hasta sayısına oranla.hastanelerde sıra bittiğine göre acil servislerin baktığı günlük 1000 1500 sayısı nerden çıkmaktadır.madem bu kadar insan hayatından memnun türkiyenin herhangi bir yerinde olan kazalarda vb vakalarda hala niye yüzlerce insan yetersizlikten dolayı ölüp durmaktadır..yani bizim boş bir sevincimiz var çocuk belli yaşa gelince yürür belli yaşa gelince koşar.ekonomılerde böyledir.şimdi buna sevinmemiz mi gerekiyor..
sabah yazarı süleyman yaşar köşesinde madara ettiği kişidir.
--spoiler--
Kılıçdaroğlu doğruyu söylemiyor
Anayasa değişikliklerinin belki en önemli maddesi, yüksek yargının yerindelik denetiminin kaldırılması olacak. Çünkü yüksek yargı yetkisi olmadığı halde ekonomik yatırımları "kamu yararı yoktur" diyerek geciktiriyor ya da engelliyor.
1980'lerden beri pek çok özel yatırımcının, kamu kaynaklarını kullanmadan 'yap-işlet ve yap-işlet-devret' modeliyle kendi imkanlarıyla yapacağı yatırımlar, yüksek yargının yerindelik denetimi kararlarıyla yapılamadı. Türkiye ekonomisi hem gelir hem de istihdam kaybına uğradı. Hatta yargının engellemesi yüzünden Türk Telekom'un zamanında özelleştirilememesi, Türkiye ekonomisini büyük zarara soktu. 1990'ların ortasında dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in ifadesiyle, 40 milyar dolara kadar fiyat biçilen Türk Telekom 2005'te üçte bir fiyatına, 12.6 milyar dolara özelleştirilebildi.
Peki yüksek yargının böyle yerindelik denetimleri yapması yasaya uygun mu ve doğru mu? Cuma akşamı CNN Türk ekranında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, yüksek yargının yerindelik denetimi yapmasının doğru olduğunu TÜPRAŞ özelleştirmesini örnek vererek savundu.
Eğer Danıştay, TÜPRAŞ'ın özelleştirmesini 2003'te engellemeseydi, Kılıçdaroğlu'na göre Tüpraş 1.3 milyar dolara satılacaktı. Üç yıl sonra 2006'da TÜPRAŞ, Koç Holding-Shell ortaklığına 4.1 milyar dolara satıldığı için Danıştay'ın yerindelik incelemesinin devlete daha fazla para kazandırdığını ileri sürdü. Bu nedenle yüksek yargının yerindelik denetimi yapmasının anayasa değişiklikleriyle elinden alınmaması gerektiğini savundu.
Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri ne ekonomik olarak ne de hukuki olarak doğru. Çünkü, ilk ihaleyi 1.3 milyar dolara kazanan Zorlu Holding ve Rus Efremov Kautschuk ortak girişim grubuydu ve o tarihteki borsa fiyatının iki katı fiyat vermişti Tüpraş'a.
Ayrıca Kılıçdaroğlu'nun iddiasının aksine, düşük olduğunu söylediği fiyattan satışın yapılmasının Türkiye'ye 'alternatif getirisi', o tarihte daha yüksekti. Çünkü 2003'de Türkiye ekonomisinin yüksek faizler vererek kaynak bulmakta nasıl zorlandığını biliyoruz. Herhalde Kılıçdaroğlu da biliyordur.
Gelelim tekrar TÜPRAŞ satışının yüksek yargıda başına gelenlere... 2003'te engellenen satışının ardından Tüpraş, 2006'da Koç Holding-Shell ortak girişim grubuna satıldı dedik ya... işte bu satışın da yürütmesini, Danıştay önceki TÜPRAŞ ihalesi gibi durdurdu.
Kılıçdaroğlu'nun televizyonda ileri sürdüğünün aksine, Danıştay bu satışa da onay vermedi. Ama o tarihte Ankara'ya kar yağdığı için Danıştay idari Dava Daireleri Kurulu geç toplandı ve yürütmeyi durdurma kararı gecikti. Bu kar yağışı sırasında Koç Holding ve Shell, TÜPRAŞ hisselerini devir aldı. Böylece hisseler devir alındığından yürütmenin durdurulmasına rağmen hukuki işlem tesisinin mümkün olamayacağı iddia edildi. Hatta davacı Petrol-iş Sendikası bu yapılanın doğru olmadığını, Koç Holding ve Shell'in yargı kararına uyarak hisseleri devlete iade etmesini istedi. Yürütmenin durdurulması kararının uygulanması için de Danıştay'a tekrar başvurdu.
Tam bu sırada ilhan Selçuk Cumhuriyet'teki köşesinde, "TÜPRAŞ ya Araba ya çoraba gideceğine, Koç'a gitsin" diye yazdı. Hatta ilhan Selçuk'un bu önerisine ters düşen Prof. izzettin Önder'in yazısı gazetede sansürlendi. Bunun üzerine Prof.Önder yazarlıktan istifa etti. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tüpraş'ın 'özelleştirilme hikayesini' bilmemesi mümkün değil. Tüpraş konusunda gerçeği neden söylemediğini bilmek isteriz doğrusu.
Herkes biliyor ki, Zorlu'ya uygulanan yüksek yargı kararı, nedense Koç'a uygulanmadı. Gene üstünlerin hukuku işledi. "Üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne" geçebilmek için yargının yerindelik denetiminin kaldırılması şart. işte bu nedenle, bu denetimi kaldıran anayasa değişikliğine, referandumda 'evet' demek gerekiyor.
--spoiler--
(bkz: kılıçdaroğlu doğruyu söylemiyor)
dinci ve liboş takımını geceleri uyutmayan şahıs. Sanırım bir kaç akplinin yolsuzluklarını ortaya dökmesi bir de iktidara gelirse neler yapacağı konusunda endişelendiriyor onları. Korkmayın ya iktidara gelemez. Ne kadar da tırsmışsınız öyle cancağızlarım.
tayyip gibi onlarca farklı nedenden eleştirilebilecek ve siyaseten onlarca farklı açıdan tersyüz edilebilecek bir siyasetçi ile başedememektedir. sebebi ise tayyip'ten çok daha fazla eleştirilebilecek yönü olması, siyaseten yüzlerce farklı açıdan tersyüz edilebilecek duruma düşmesi, uzaktan kumanda edilmesi, direktifle hareket etmesi ve birgün söylediğini ertesi gün yalanlamasıdır.

hayır öyle boş beleş bir durumda ki, daha en başta anayasa değişikliği ile ilgili itiraz edilen maddeleri halkın gözüne sokacak şekilde medyaya taşısa (ki doğan gurubu buna balıklama atlardı), geri kalan maddeleri akp'den daha fazla sahiplense ve savunsa şu referandumda tulum çıkarıp öne geçebilirdi. oysa yaptığı en dahiyane konuşma anayasa değişlikliğinin kayısı ve tütün fiyatlarına etkisinin olmayacağı yönünde. öyle sağlam chp'li ki halkın hala tütün, fındık, çay fiyatlarıyla uyutulabileceğini sanıyor. oysa bunu en son 1970'lerde süleyman demirel yedirmişti, 1990'larda denedi o zaman bile yiyen olmadı...

ha bir de bu adamı eleştirirseniz, beğenmezseniz şakirtsiniz, fettoşçusunuzdur. kemal bey ne kadar beceriksiz ve bayağı bir memur siyasetçi olsa da bu değişmez.

not: yeşiller partisi üyesiyim.
bugün koyu chp'li arkadaşımla konuşuyoruz. kemal bey'e rağmen evet vereceğini söylüyor. ulan diyor. evet vereceğimi söylediklerim bana dinci mi demedi, pkk'lı mı demedi, tayyipci mi demedi, fethullahçı mı demedi. inanamazsın. oy vermeye memlekete gidecektim. tırstım gitmemeyi düşünüyorum. annem babam bile düşman oldular. kim kimi ayrıştırıp baskı yapıyor görün artık. hayır verene birşey diyen yok evet diyene vatan hainliğinden başlayarak herşey deniliyor.
memur kemal artık 460 liralık etro markalı gömlek giymeyecekmiş. başbakanın gömlekcisine 60 liralık gömlekler ısmarlamış.

senin önünde iki büklüm olup gandi selamı veriyorun yüce varlık.

ankara'da okuyup istanbul ssk'dan maaş alan iki çocuğuna da benzer maymunluklar yaptırabilirsen referandumdan evet çıksa bile gönüllerin soytarı başbakanı olursun.
afiş rezaletinden sonra açıkça kıvırdığı görülen eski ssk zengini yeni siyasetcimsi.

(bkz: şeker kız gandhi)
giydiği gömleğinden, söylediği her söze kadar bu kadar olay olması dahi, bazı kesimleri ne kadar korkuttuğunun işaretidir.
ne chp'liyim ne de kılıçdaroğluyla bir ilişkim var ama karşısındaki bu zırcahil zevat'ın devleti zarar uğrattı diye saldırması yok mu çok garibime gidiyor arkadaş!

tencere dibin kara diyorsun da arkadaşım seninki kara delik!
özelleştirmelerdeki peşkeşleri mi anlatayım?
belediyelerdeki talanı mı?

bir insanı eleştirirken ben bunu yapıyor muyum, bu kusur bende de var mı diye bakın bir arakadaş yahu!

eleştirilecek noktası çok ama görebilene... kör gözle eleştiri de bu kadar oluyor işte!

bir villadan bir de buradan vuruyosun aynaya bakmadan!
yillar sonra ilk defa chp den sol, örgüt, sendika, yoksulluk vb bir söylem duyuyoruz. bütün taraf tayfasi hep bir agizdan bagiriyor. yalan söylüyor, dürüst degil.e be benim iktidar severim her gün bir muhalefet partisi lideri ne diye bagirsin ? tayyip cok yasa, tayyip cok yasa, tayyip cok yasa.bunada gerek yok ki siz zaten bunu saniye saniye yapiyorsunuz.
elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan bir insan olduğunu söyleyebilirim kılıçdaroğlu için, ancak elinden gelenin bu kadar olması onun dar vizyonunu ve beceriksizliğini örtmeye yetmiyor maalesef. çıraklık dönemini, stajyerlik dönemini uzunca bir süredir atamamış görünmekte. açık söylemek gerekirse önder sav ın yap dediğini yapan, konuş dediğini konuşandır, belki de minnet borcu olduğundandır orası tartışılır ama unutmasın ki kılavuzu karga olanın...

son 15 gündeki iki çıkışına değinmek gerekirse;

kendisi türban meselesini çözecekmiş... yapma sayın kılıçdaroğlu, oy avcılığı uğruna, 13 eylül sabahı hatırlamayacağın birşey için umut vaad etme, bunu tayyip erdoğan vaad etsin, devlet bahçeli vaad etsin; ama sen yapma ne sen ne de senin tabanın böyle bişeyi kabul eder, dürüstüm diyorsun dürüst ol. madem bu meseleyi çözecektin niye anayasa mahkemesine götürdün demezler mi. bak avcılar belediye başkanın ele verdi bile kendisini 'rahibe' benzetmesiyle.. ikitidar olursam, imf ile ilişkileri kesecem de, ya da ne biliyim amerikandan icazet almıycam de, emekliye hakkını verecem de, ama türbanı çözerim deme, halkın gözünün içine baka baka yalan söyleme..

bir de şartlar sağlanırsa genel af söz konusu olabilirmiş... yalçın küçükü savunduğun kasetler ortada dolaşırken, soy sop tartışmalarının, kılıçdaroğlunun gerçek yüzü diye videolar yayınlanırken seni sevenleri hayal kırıklığına uğratma halka umut olmayı umarken, umutsuz vakaya dönüşme. tayyip erdoğanı her gittiği yerde farklı onuşuyorsun diye eleştirirken tunceli'de genel aftan söz etme, samimi ol. hem milletin vicdanını sızlatacak, güven duygusunu zedeleyecek açıklamalar yapma, kimden alıyorsun bu cesareti, kim akıl veriyor bilmiyorum, ama genel af konusunda aklını başına devşir, oyuna gelme.
(bkz: gariban memur kemal)
rahibelerden söz etmiyor hiç bugün aç kemal fakir kemal... hala villa diyor havuz diyor? genel af diyor ne idüğünü ortaya koyuyor. sonra geri adım!

biz kemalin ne olduğunu biliyoruz da dürüstlük timsali diyenler oluyor ya?! insan üzülüyor.
güldürmeye devam ediyor.
(bkz: #9301836)
http://www.zevkli.org/chp...bf3fc7082bcecde70&amp
vaadlerine bakıp eleştiriyorsun muhalefet eleştirilir mi deniyor. kemal bey işsizlik yoksulluk sosyal politikalardan başka birşey bilmiyor. bu türkiye'nin yıllardır olan sorunu ve sol bir hükümetin döneminde bunların hep arttığını gördük. yani solcuların en başarısız olduğu yönleri çözeceğim diye siyaset yapması saçmalık.

kemal bey'den ne beklerdik? sol bir partiye yakışır biçimde; daha fazla fikir özgürlüğü, düşünce-ifade özgürlüğü, daha çok demokrasi, daha çok insan haklarına saygı, daha iyi çalışan bir devlet düzeni, halkına yakın hukuk, halkına yakın bürokrasi, halkına yakın ordu.
ama diyemiyor. evet diyeceklere bile düşünce özgürlüğü tanımayan, direk vatan haini nankörler diyen bir zihniyet sahip. ben bu adamın neyine demokrat diyeyim neyine solcu diyeyim? ölme eşeğim ölme yaz gelince sana ot biçip yedireceğim diyen bir adamdan solcu olmaz. kapitalizmin ağa babası olur. fakire umut verip kendi varlığını sürdürmeye çalışmak sağ bir politikadır. bireysel özgürlükleri hainlik diyenlerin solcu olduğunu söylemek sola ihanet ve solu türk milletine yanlış anlatıp baltalamaktır.

kemal bey ve candaşları ağızlarına dolamışlar bir "anayasa değişikliğinin ne olduğunu halk bilmiyor, ne demeye oy verecek."
insan kendinden utanır. anamuhalefet partisi liderisin. referandum propagandası yerine seçim propagandası şeklinde anayasa değişikliklerinin içeriğine girmeyip bu akp anayasasıdır deyip muhalefet yaparsan sonra da halkı değişikliklerin ne olduğunu bilmeden oy verecek diye suçlarsan senin karakterinde sorun vardır.

12 eylül anayasasını güya "beğenmiyoruz" diyorlar. darbe anayasasına açık açık sahip çıkmak yemiyor. oysa bu anayasanın kurumlarına sıkı sıkı bağlılar. 12 eylül 1982 anayasasına da sıkı sıkı bağlılar. chp'lilerin anayasanın değiştirilemez maddelerinde ki hassaslığını bilirsiniz. oysa ne atatürk döneminde ne sonraki dönemlerde yapılan anayasalarda değiştirilemez tek madde vardır. türkiye cumhuriyeti cumhuriyettir diyen ilk madde. 1982 anayasasına eklenen değiştirilemez 2 çakma maddeye neden bu kadar tamah ediyorsunuz?
"bütün taşeron işçilerini kadrolu yapacağım." dedi son olarak. hadi bakalım, dağıttıkça dağıtıyor.
-beni de yapacak mısın?
yapıcaam yapıcaam, hepinizi yapıcaam.
(bkz: abdullah öcalan a çok ihtiyaç var) diyen yargıtay üyesini savunuyor, konuşmanın içeriğini değil dinlemenin suç olduğunu söylüyor.
illegal dinlemenin suç olduğunu biliyorda(kaldı ki suç zaten) abdullah öcalan ile işbirliği yapmak bir yana dursun ona ihtiyaç duyan bir yargıtay üyesini savunmakta neyin nesi diye sormaksızın rengini belli etmiştir.

Akp hükümeti pkk ile işbirliği yapıyor diye avaz avaz meydanlarda bağıracaksın kaldı ki hükümet değil devlet organları mit vs. bu görüşmeyi legal değil illegal olarak yapıyor. Zaten bunu tv lerde kendinde onayladın evet yapılır diye.

Zaten olması gerekende bu iken çıkıp uzlaşma değil de apo'ya ihtiyaç duyan bir yargıtay üyesinin konuşmasını kınamamayı bırak savunmakta neyin nesi sayın kılıçdaroğlu? diye sormazlar mı adama?

ve şunu unutmayın illegal dinleme de suçtur. Terör örgütüne ihtiyaç duyup onu kullanmakta..

ha Düşünmek ayrı bir olay. !

Bi tarafımdan uydurmuyorum buda videosu :
http://www.facebook.com/v...deo.php?v=145478598825831

edit:

Birde sayın gandi ile ilgili bir kaç bkz vereyim içinde video vs. herşey var kendi ağzından konuşması pkk'yı destekliyor denemez adama ama destekleyenleri destekliyor bu nasıl iş?
(bkz: mustafa kemal türk tarihinin en küçük adamıdır/#9052101)
türk siyasi arenasında pohpohlanarak tavan yapması istenen bir siyasi balon aktörüdür.mensup olduğu siyasi akımın memlekete verdikleri ortada küreselleşen dünyanın geldiği noktada diline ve parti felsefesine pelesenk olmuş aziz atatürk ismiyle cumhuriyetimizin temel niteliklerinin sözde bekçiliğine soyunmayı kendine şiar edinen siyasetin renkli bir figürü.
en koyu chp liyi bile partiden soğutabilecek bir siyasetçi.