bugün

akıllı kadınlar aşıkken de akıllıdırlar,
bu yüzden hep yalnız kalırlar...
Mavi Ada diye bir yerden şiirler seslendirerek gece bunalım oranını yükseltme çalışan bir şair kişisidir.
-Geri gelmeye cesareti olmayan bir korkak olduğun için dönemiyorsun ve bunun için gidiyorsun kabul et?
-Hayır! Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeceğimi bildiğim için gidiyorum.
o gece yüreğimden sağ çıksaydın eğer,ölen ben olurdum.
o gece,
hayatın lekesiz bir anında seni intihar ettim.
şimdi katil benim!

kahraman tazeoğlu - seni intihar ettim.
Yokluğuna gebe kalmadan kürtaj yapılır mı yalnızlığa...?
an itibariyle tanıdığım şair,
kirpiğinden yapılmış bir dar ağacına
kendimi asıyorum
Gelme çocuk!
Benim denizimde yüzemezsin sen
Kolların kısa kalır dalgalarıma
Ölürsün çocuk!
Bulaşma yalnızlığıma...
Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum. Yeryüzünün bütün aşkları senin ve beni unutabilirsin!
içimde durmadan kanayan bir yarasın
Adı üzerinde tam bir 'iç kanama'sın..
Tanısı zor, tedavisi ondan da zor.
Tuzu 'seni düşünmek' olan bir yara bu,
Her 'sen'li muayenemde içimi iniltilere boğan,
iliklerimi, kemiklerime iliklercesine canımı yakan...
Acıtan, kanatan...
iyi değilim aşkım...
Daha bencil oldu duygularım daha çok ben demeyi, daha çok sabretmeyi öğrendim. Sayısız yalanlarla "çok özledim" seni demeyecek kadar. Yokluğunla aramda inanılmaz bir dostluk başladı. Kimseyi almıyoruz aramıza. Bak benden başka sen, senden başkada düşüncem yok satırlarımda.
iyi değilim aşkım.
Hiç iyi değilim.
Bu saatten sonra sana "dön" mü, yoksa "hoşça kal" mı demeliyim?
Yaklaştım, yüzünün bana bakmayan yanına usulca haykırdım; seni seviyorum...

Gözlerini kapadı. Tebessüm yoktu dudaklarında. Eğdim içimi de içer gibi yeminimi yineledim sözümü; Seni seviyorum...
Artık sözlerin merheme yara olmaya başlamışsa, içimdeki seni sus, içindeki beni duy...
"en neşeli kahkahanda bile bir keder gizli." derken, işte tam da bunu anlatmaya çalışıyordum. Senin şekerle tatlandırılmış göz yaşların var. Kahkahaların en gizli ağlama biçimin aslında. Herkesten gizliyorsun acılarını. Üstelik bu gizlediğin acıların üstünü gülüşünle örtüyorsun. Sorarım şimdi sana; senin acın kaç şekerli?
indirimli ürünler reyonunda mı buldun kalbimi?
ucuz mu geldi? markası tanıdık mıydı?
kullanır atarım köşeye düşüncesi mi sardı?
yıpratması kolay nasılsa diyen aklına mı kandın?
eskiler arasına atılabilir mi gördün?
eline geçirdiğin an son kullanma tarihini erkene mi aldın?
ey kalbimi ele geçirişinin keyfini süren,
adı "yar" degil "yara" olan,
sevdamda açtığın yaraları ne bir yarabandı ne de bir dikiş ipi kapatır!
sen ucuz buldun sahiplendin sevdamı,
bense pahalı ödüyorum bedelini!
çelişkisiz yaşadın sen
o yüzden anlayamazsın beni.
içinde hiç "kal"ı olan bir "git"in olmadı mesela...
bildiğim tek adres, adressizliğimdir benim.
sen hiç bu kadar cesaretli olmadın unutma.
ben yola çıktığımda, geriye dönerken nelere ihtiyacım olacağını hesaplamam.
işte bu yüzden bu ağrı...
içim ağrıyor bak.
insanın içi ağrır mı hiç?
ağrıyor işte...
--spoiler--
bence sevdiğin kişinin her şeyi olabilmek uğruna kendinde hiçbir şey bırakmamak aşk değildir
--spoiler--

http://www.facebook.com/n...p?note_id=220403491307396
Senden gitmek zorunda değildim. Sen gönderdin kelimelerinle. Bu yüzden ardına kadar açık kapılarım. Geleceğini biliyorum çıkıp odanın derinliğinden, yüzünde yüzlerce sitemle. içerime girer misin yoksa kapı önü nöbetine mi yatırırsın bedenini bilemem ama "gel" bitti dilimde.
kel olduğunu her yerde söyleyebilen (ki görünen köy kılavuz istemez),kendisiyle dalga geçmesini çok iyi bilen ve gösterilerinde yaptığı esprilerde kelliğiyle dalga geçen yazardır. kitap kapağındaki resimle karakter analizi yapabilen bir ülkenin fertleriyle de ince ince dalga geçer kitaplarında...
"Ne tuhaf değil mi?.. içimi acıtan da sendin.. Acımı dindirecek olan da.."
Bence sen aşkı sadece "çok sevmek" olarak algılıyorsun. Oysa karşılıklı sevmektir aşk...
...hiç kimsenin iyi gelmediği yerden sarıyorsun yaralarımı,
hiç kimsenin dokunamadığı yerden kanatıyorsun sonra...
Şimdi sen kefaret gerektiren melez sevişmelere sürgün, Bense yürek kemiğim ile lades tutuşturan kadavralara gebe....
Ben, seni sevmemek için neden aradıkça ve "neden"ler buldukça, seni daha çok sevdim!
--spoiler--
gittigine inansam bu sehirden, donmeni beklerdim. oysa bindigin o tren, icimden gecip gitmis, coktan. ha, unutmadan, dun bir kir kahvesinde rastladim, gozlerine. simarik bir kadinin, huzun kokan nefesine sordum seni. ve bu kentin butun camlarina adini yazdim. bana kalk gidelim deme bu sehirden, bir yaz daha goreyim olmeden, bir cay daha iceyim buyuk adada, ilkbaharinda asik olayim, sonbaharinda yanliz kalayim. bir siir daha yazayim, n`olur. daha az kanarim, geldigin kadar gidersen, ki bir gun gideceksin, bende kaldigini bilmeden, diye. bana, bana kalk gidelim deme bu sehirden. birak da, kara topraginin bile, tadina varayim...
--spoiler--
Kaybediyordum kendimi. Bunun bilincinde olmaktı aşk! Bilinçli bir kayıp,kayıplı bir bilinç ve aklımı yok sayıp beynime yerleşen aşk!