bugün

--spoiler--
köşke hava atmaya gitmedim. *
--spoiler--
bugün yaşanan olaydır. bilkent öğrenci konseyi başkanının, cumhurbaşkanının öğrenci konsey başkanlarını davetine jaguar marka arabasıyla katılmasıdır. ülke gündeminde yerini almayı da başarmıştır. ee olan var olmayan var. zenginin parası züğürdün çenesi hesabından direk haber linkini verip kaçıyorum.

http://www.dipnot.tv/3627/Jaguarli-ogrenci-temsilcisi-Dipnottvye-konustu-Koske-hava-atmaya-gitmedim.aspx
(bkz: badem bıyığıyla çankaya köşküne giden öğrenci)
evet efenim; bende yarın jaguar'ımı alıp köşkün önünde tur atacağım.
görsel
(bkz: alper yasin altınel)
(bkz: cumhurbaşkanın ne lan)
babasının parası varmış gitmiş. bunda gocunacak gücenecek bir durum yok. adam koca köşke minibüslemi gidecekti.
araba kiralayabilen öğrencidir.
edit: http://sikintiyok.wordpre...ik-vol-2-jaguar-meselesi/

bugün, hayatımda gördüğüm en komik tartışmalardan birinin içinde buldum kendimi. soru şuydu: jaguar’ı olan bir öğrenci, üniversite öğrencilerini temsil edebilir mi?

bildiğiniz gibi cumhurbaşkanımız abdullah gül, geçen günlerde artan öğrenci olaylarıyla ilgili görüş almak için öğrenci konsey başkanlarını köşküne davet etmişti. basının bu toplantıyla ilgili yorumları, genellikle: “konsey başkanları taksiyle görüşmeye gittiler. bu arada bilkent üniversitesi öğrenci konseyi başkanı alper yasin altınel’in jaguarla gittiğini de özellikle belirtmekte fayda var.” şeklindeydi.

öncelikle bunu belirtmekte ne fayda olduğunu pek de çıkaramadım. fakat, daha sonra cüneyt özdemir, baklayı ıslanmadan ağzından çıkardı. ona göre-tam olarak belirtmese de- bir öğrenci temsilcisinin jaguar’ı olması doğru değildi.

ad hominem hepimizin konuşurken yaptığı en büyük hatalardan birisidir. bir insanı yaptığı bir işten dolayı eleştirmek yerine, kolay olan “kişiliğe saldırı”yı tercih ederiz gündelik hayatta da. aslında bugün konsey başkanına yapılan, ad hominem’in daniskasıdır. burada aslında ikinci bir mantık hatası vardır, o da aristo mantığı yöntemiyle bir sonuca varmaya çalışmak. eleştiri şu komik linklerle birbirine bağlanıyor durumda:
1. alper yasin altınel’in jaguar’ı varsa zengindir.

2. zenginse, lükse düşkünlüğü vardır.

3. lüks düşkünü insanlar, fakirleri düşünmezler.

4. fakirleri düşünmeyen, temsil görevini hak etmez.

bu yapılan, açıkça toplumsal ayrımcılığın, toplumun genelinde kabul görmüş halidir. bugün eğer maddi durumunuz yerindeyse, birçok insanın hedef tahtası haline gelebiliyorsunuz bu ülkede. maalesef ama maalesef, maddi durumu düşük olan bir insana yapılan haksızlığa karşı olmak konusunda hevesli olan bir toplum, sırf daha yüksek standartlarda yaşıyorlar diye, maddi olarak üst kesimlerdeki insanlara linç girişimlerini can-ı yürekten destekleyebiliyor.

oysa ki, bir konsey başkanını maddi durumundan dolayı ön yargıyla bakmadan önce, o kişinin bugüne kadar ne yaptığına bakmak daha doğru bir yöntemdir. eğer bu kişi, zengin olmasına rağmen diğer öğrencilerin dertlerine çare bulmak için çalıştıysa, faydalıysa; o zaman bu tür eleştirilere maruz kalması da biraz haksız oluyor. zenginse kesin kendi derdiyle uğraşır diyorsanız, o zaman aslında toplumun bir kısmını daha ötekileştirmiş oluyorsunuz, hem de hiç objektif olmayan bir ölçütü göz önünde bulundurarak.

yukarıda da belirttiğim gibi, konsey başkanının maddi durumu, kendi özelidir. konsey başkanını, başkanlığından dolayı eleştireceksek de iki ölçütü değerlendirmeye almak lazım: empati yeteneği ve çalışkanlık. diğer türlü eleştiriler, biraz insanın kişiliğine saldırıya girmiyor mu sizce? unutmayalım ki, sistem güçsüzü koruduğu kadar, güçlü olanı da toplumsal baskıdan koruması gerekiyor. aksi takdirde zaten yeterince kutuplaşmış toplumu, bir başka ayrılma eksenine doğru sürüklemiş oluruz.

biraz empati, sonrasında sıkıntı yok!