bugün

milyarder sayısı 36, milyoner sayısı 725,000 olan ülke.
enflasyon oranının %0.5 olduğu ülke. (2017 verisi)
Elektrik kwh ücretinin Türk Lirası cinsinden 1.32 lira olduğu ülke.
Dünyanın en pahalı okuluna ev sahipliği yapan ülke.
(bkz: yıllık ücreti 584 bin lira olan okul)
Merkez Bankası faiz oranının %0.75 olduğu ülke.
görsel

Kışın acayip güzel ülke.
ünlü kayak merkezi Crans-Montana'da çığ düşmesi sonucu çok sayıda kişinin kar altında kaldığı bildirilen ülke.
türkiye dışişleri bakanlığı verilerine göre 130.000 türk vatandaşının olduğu ülke.
bir gün yolum düşerse cern'i mutlaka gezeceğim yer.
gayri safi milli hasılası (nominal) 703 milyar 750 milyon dolar olan ülke.
af örgütünce son yapılan bir araştırmaya katılan yaklaşık beş bin kadın ve kız çocuğundan bin tanesinin hayatı boyunca (çocukluk dahil) en az bir kere tecavüze uğradığı yada istemsizce sexe zorlandığını (bu orada tecavüzden sayılmıyor) beyan ettiği moderen ülke ama gel gör ki bize çakılan korku kültürüyle erkek halimizle bu ülkede tenhada yürümeye korkarken oranın imajı zihnimizde güven içinde yaşanan cennetten bir köşe!!!
nufüs boyutuyla kıyaslamayın bunu eğitim ile alakalı.
aklımı firarda bırakan ülke..
bugün ufak bir trip attığım ülke. saçma sapan bahanelerle giriş vizemi vermezlerse kendilerine karşı bayrağı açacağım.
Bilim adamlarıyla meşhur ülke.
bir süredir kendisine karşı yürütmekte olduğum sinir harbini bugün itibariyle kazandığım memleket. vize başvurusu yapmıştım ve vermişler. tabii, bu kadar basit değil. arkasında birtakım gerginlikler, bilgi eksiklikleri, konsoloslukla yazışmalar, dilekçeler, mektuplar falan yazılmadı değil. ama şu an meseleyi çok detaylıca deşmeyeceğim zira bu süreç beni gerçekten gerdi. sırf türkiyeliyiz diye ayrımcılığa maruz kaldığımızı düşünüyorum. ben de bu ayrı muameleyi reddettim. süreç kısmen hala devam ediyor denebilir. zira daha gidişim ve dönüşüm gerçekleşmedi. üstelik bir de makale yazıyorum, orada bu yaşadıklarımı da anlatacağım. keyfiyetin tafsilatını sonra. şimdi hiç halim yok. ve okumam gereken kitaplar ve yazmam gereken yazılar var.
Doğal güzellikleri muhteşem.
avrupa'nın en yaşanılası ülkesi.

konumu itibariyle oldukça gelişmiş ulaşım ağıyla bir kaç saat içerisinde paris, viyana, milano gibi şehirlere rahatça gidebilirsiniz,
insanları gerçekten medenidir.
doğası muhteşem.
tertemiz.
sessiz, sakin.
Uygarlığın başkentidir.
Kurallara, kanunlara saygılı, edepli adaplı insanların ülkesi.

Saykoyu, toplum kurallarına, nezakete uymayanı barındırmaz.
Kendi vatandaşıysa, kan alır, gurbetçiyse iki kere kan alır, hatta donunu giymesine izin vermeden sınır dışı eder.

insan vasfına haizlerin huzurla, keyifle yaşadığı, geri kalan tayfanın saçmalayamadığı için sıkıldıkları ülke.

Her gittiğimde, terapi gibi gelen, ruhumun, bedenimin tazelendiği, yeşil ülke.
Yabancı düşmanlığı had safhadadır, birçok restoranda köpek eti servis edilir yemeden mutlaka sorulması gerek, hayat çok pahalıdır, ilginç bir iklimi vardır tişörtle çıkıp götünüz donabilir, montla çıkıp skinizi taşağınızı bir anda ter basabilir.
uygarlığın başkenti ama dünyanın ne idüğü belirsiz para cenneti olan ülke..

tüü komikler sizi amk..

medeniyetten bi haber insanlar lütfen saçmalamasın..

ricca ediciğim.
pahalı falan değil kazançlar ona göre yüksek dünyanın en zengin ülkelerinden biri.
çok pahalı bir ülke. böyle bir şey görmedim.
aynı anda dört dil konuşulur. fransızca konuşulan neuchtel bölgesi insanı biraz hödük göründü bana.
demiryolu konusunda eski komünist ülkelerle rekabete girebilecek tek batılı ülke. şu ana kadar gözlemlediğim ülkeler arasında. biraz engebeli ülke olduğu için otomobille seyahat etmek trenle seyahate göre daha fazla zaman alıyor. otoyollar fazla kıvrımlı ve çok bakımlı görünmüyor. trafik de olabiliyor. tren ise dağları delerek geliyor. trafik yok. duraklar hariç duraklamıyor. mesela neuchatel zurich arası trenle 1 saat 50 dk, otomobille 2 saatten aşağı sürmüyor. 3 saati bulabiliyor.
nedense teknolojik olarak biraz eski gibi geldi bana. trenler mesela eski görünüyor. her köşede free wifi bulamıyorsun. o denli zenginliğe rağmen otobanda gördüğün araçlar bmw, audi gibi markalar olsa da epey eski modelleri.
zurich taraflarında taksiciler arasında afgan ve türk'e rastlamak yaygın. bizdeki taksi plakası mafyacılığı olmadığı için taksimetresini koyabilen taksiye çıkabiliyormuş. o yüzden taksiciler iyi para kazanıyorlar.
zurich'te etha var. müthiş bir okul. bir de göl kenarı sefasını dibine kadar yaşıyor bölge insanı. kamuya açık alanda içki içmek konusunda bir yasak yok. elinde bira sahil boyu yürüyüş yapabiliyorsunuz. canlı müzik de oluyor. çok hoşuma giden bir ortamdı.
basel taraflarında işçi ve göçmen yoğunluğu var. özellikle portekiz göçmenler.
fuhuş konusunda romanyalı göçmen kadınlar piyasada ezici bir ağırlığa sahip. bulgaristan ve moldovalılar da olabiliyor.
isviçreliler almanlardan çok hoşlanmıyor. almanların gelip zenginliklerine ortak olduklarını düşünüyorlar.
içme suyu konusunda çok zengin bir ülke. balkanlardaki eski osmanlı şehirleri haricinde ilk kez bir ülkede sokaklarda yapılmış su sebilleri gördüm. çok şaşırdım. su medeniyettir benim nazarımda. gerçi bir çeşmenin başında su içerken adamın biri "nicht für trink!" dedi ama başkalarına sorduğumda ülkenin su yönünden çok zengin olduğunu ve gördüğüm her akan suyu içebileceğimi söyledi. bilemedim.
helvetia ülkenin kurucusu. luzern bölgesi manzarası eşsiz. helvetia zamanında, isviçre'yi anlamak isteyen burayı anlamalı, diye bir söz etmiş. rivayete göre.
başkent bern. ülke idaresi kantonlar sayesinde sağlanıyor. iki siyasi parti var. biri muhafazakalar. diğeri sosyalistler. iki parti de parlamantoda hemen hemen yakın sandalye kazanıyor ve hükümet dönüşümlü olarak sağlanıyor. bir başbakan kalıp senelerce ülkeyi yönetmiyor. söylenilenlere göre ülkenin başbakanını ve bakanlarını bile tanımıyor ortalama bir vatandaş. seçim iki aşamalı. meclis hükümeti sistemi denen bir olay var. hükümet meclise karşı sorumlu ve onun karşısında çok zayıf. muhafazakarların partisi göçmenlere karşı sert tedbir alınmasından yana. o yüzden ülkenin sınırları ile ilgili tedbirler bu partililere devrediliyor. sosyalistler ise göçmenlerin yanında. bunlara da sosyal hizmetlere dair işleri delegate ediyorlar. yani ortaya şöyle bir durum ortaya çıkıyor. bir göçmenin ülkeye kaçak olarak girebilmesi çok kolay bir şey değil. ama girdiklerinden sonra isviçre devleti kendilerine çok fırsatlar açabiliyor. ama o kadar da basit değilmiş. "hadi ben geldim verin bana sosyal yardımımı" desen parayı önüne sermiyorlar. bir hikayen olması gerekiyor.

bu bilgilerin tamamı gözlem ve orada sohbet ettiklerinden öğrendiklerim. doğruluğunu çek etmedim.
Vatandaşı olmak için ne yapmak gerekmektedir merak edilen ülkedir.
8 buçuk milyon nüfusu olan ülke. evet.