bugün

beyin hücreleri eksik bir spastiğin hayatının anlatıldığı film.*
Gerçek hayattan alıntı olmasından olacak heralde filmin sonunda içim burkuldu.
Geçen sene bu filmi izledikten sonra gaza gilip 4 kafadar çadırla tatile çıkmıştık.

Gerçekten içe dokunan bir film.

Spoiler

Huzur içinde yat çocuk

Spoiler.
Hayatta paradan daha değerli şeyler olduğunu öğreten
Okullarda hayatı ders olarak anlatılması gereken McCandless in adına yapılmış dram filmi.
çok ama çok güzel bir sosyolojik deneydir. moron insanları yüzeye çıkarmıştır.

ulan ne mal insanlarsınız! bi film izlemeden gerçek hayattaki sahteliğin, neyin; nelerin egemen olduğunun farkına varamıyorsunuz.

(bkz: bir film izledim hayatım değişti)... ha siktir oradan!

sahte gülüşleri, sahte mutlulukları, sahte heyecanları ve boş egoları nasıl göremezsiniz bi film izlemeden? nasıl gerçek hayattan soğumazsınız şimdiye kadar ya?

lan ben filmi dün gece izledim işte. hiç bi'şey hissetmedim. zaten bilinen şeyler. (daha doğrusu bilinmesi gereken ama çoğu mal insan tarafından bilinmiyor işte). hemen bi film izledim hayatım değişti moduna giriyorsunuz. zaten o yüzden böylesiniz amk o yüzden mal gibi yaşıyorsunuz.

insan az oturup düşünür amk bu twitter bana ne kazandırıyor diye. fiyakalı bir araba almadıkça hayatın önemi olmadığını mı düşünüyorsunuz hepiniz? okulda öğretmenin götünü yalamak mı gerekliydi mezun olmak için yoksa kıçını iki dakka kırıp ders çalışmak mı?

yani bu filmi izleyen bir insanın; bu filmden etkilenmesi içler acısı bir durum arkadaşlar bakın ciddiyim. o kadar örnek var önünüzde zaten. yok mu?

''komşunun çocuğu şunu yapmış'' neden var? komşunun laflarından. neden var? etiketçilikten.
''ah bizim kızımız da işte kazanamadı bi dört seneliği...''nin seni kırması sence saçma değil mi? kazanamadıysan kazanamadın amk çalışsaydın. bunun iyi veya kötü reklamının yapılması insanların sahtekarlığının kanıtlarından birisi değil mi?

--spoiler--

20. yy'dan sonra böyle olduk diye bir laf vardı.

--spoiler--

aynen olm olay orada kopuyor zaten. şu filmi izlemeden önce; (bkz: bireylerin marjinalliğini yitirmesi/#25869089) şu yazdığımı okusaydınız? 2 saat kaybetmezdiniz cidden. ya da şunu okusaydınız; (bkz: silkelenip kendine gelmek/#25528591) film iğrenç bir dağınıklıkla çekilmiş farkındaysanız bir oradan bir buradan. mal mal triplere giriyorsunuz.

uyanmak için illa şu siktiriboktan filmi mi izlemek gerekiyor?

ya sie qo...
izlenilmesi gerken bir filmdir.
bu gece itibari ile köye gidip tek başıma dağlarda 15 20 gün yaşama isteği doğuran bir filmdir. --spoiler----spoiler--sonunda ölmesi beni üzdü.
beni derinden etkileyen film. Hikayesinin gerçek oluşu sizi hüzne sürükleyebilir. Ölmeden önce mutlaka izlenmesi gereken filmlerin başını çeker. Eddie Vedder şarkıları ise ayrı bir tat katmış.
an itibariyle ikinci kez izlediğim film. ilki yeni çıktığındaydı. aradan hayli zaman geçti.
bir alaska özlemi doğurdu. güzel insanlarla tanışmak.
ve doğada yalnız.
ve birisi özenip- ki özenilecektir- o muhteşem otobüse gidecekse, tavsiyem ot yememesi yönündedir.
sktir et. ölmek için güzel bir mekan.
Mutluluk sadece paylasildiginda gercektir.
Benim için son sahnesi ve Eddie Vedder-society şarkısı unutulmaz olan, çok iyi filmdir.
O sonlarda ki, " herseyin ismini dogru sekilde okumak.." lafı gecen kitabı merak ettigim film. Eğer bilen varsa mesaj atarsa çok sevinirim. Film yarılacak gercekten. "Alaska in Alaska.."
Ama çok yalniz geliyor bana, anlam veremedigim her şey yalnız geliyor.
*
Neden tek basına gidiyor.. Neden o kızı da almıyor??
*
Lanet olsun belki ben de giderim. Ne olsa kurtları çok seviyorum! Alaska yi da! Turuncu bereleri de.. Bende gitmek istiyorum..
yüksek beklentiyle girip izlediğim beğenmediğim kanımca gereksiz abartılan film.

bi filmi sırf elitizm yapmak için kötüleyen google elitlerinden nefret ederim.

ama bu filmi beğenmedim belki de beklentimin yüksek olmasıydı belki de sanat filmi ögelerinin fazla olmasıydı belki ana karakterle duygusal anlamda empati kuramadım.
zamanında kimse izlemedi bu filmi zorla birkaç kişiye izlettirdim ıkındı sıkıldı yarım bıraktı.
aşık olduğum kıza dvdsini almıştım hiç unutmam 28 tl, ona veremedim 6 ay sonra aşık olmadığım mal bir kız arkadaşıma elde kalmasın diye verdim swh. izlediyse bile bi bok anlamadından eminim ona incir reçeli filan almak gerekiyordu.

sonra nasıl oldu bilmiyorum piyasa oldu bu film.

edit. inanmyanlar sahibinden.com da 2008 yılında alınmış hesabımı görebilir.
Gerçek bir hikayeden alıntı bir film. O adam gibi bir hayat sürmek istiyor insan, vahşi doğada. Üzen şey yediği bir bitki yüzünden ölmesi. Ve oyuncuyla gerçek kahramanın çok fazla benzemesini de filmin sonunda anlıyorsunuz.
izlemediyseniz boşuna izleyip hayatınızı karartmayın.

hele hele, 1992 doğumlu olup her oluş ve yokluğun içindeki anlamı bulup hep bir gitme isteği barındırıyorsanız...

def ol, hoşt, iğrenç, kaka bir film .
şimdi izleyeceğim film, birkaç saat sonra düzenleyip yorumumu yazayım buraya sözlük.
izleme mal gibi sevmedim ben bir yere kadar mantıklı ama bu adam azıtıyor.
bir gencin ne kadar spastik olduğunu seyretmek isteyenler izlesinler.
taş gibi kızı bırakıp dağlarda ölmeye giden gizli homoseksüel bir dallamanın öyküsü.
hayatım boyunce en sevdiğim filmdir.
--spoiler--

eşşek bilmediği otu yerse karnı ağrır.

--spoiler--
insanı az seviyorum diyemem ama doğayı daha fazla

gibi bir repliğe sahiptir.
Gerçek bir hikayenin ürünüdür, herkesin götü yemez.
herkesin birgün yapmak istediği ve sadece çok az insanın cesaret edebildiği.. hayatta kıskandığım tek insan..
pek bilinmeyen bir film. ama anlattığı şey tüm filmlere bedel.